Yalnızlık!

Bu benim ve benim gibilerin zihinsel yalnızlığının haykırışı olsun. Zeki, okuyan, yazan, ama kafa dengi birilerini arayan ve bulamayan ama konuşmaya aç insanlar burda birbirimizi bulalım istiyorum. Hoş geldiniz…

1 Beğeni

Sevgili ojela,

Dikkat ettiğim üzere neredeyse hep aynı başlıklarda yeni konu açıyorsun. Tek bir başlıkta devam etmeni rica edeceğim. Teşekkür ederim.

Kimse yalnız değil sanırım : )

1 Beğeni

Aslında çok sayıda yalnız kişi var ama bu daha çok “tercih edilmiş yalnızlık” oluyor. Bundan dolayı yazmamayı tercih ediyorlar.

Siz de mi o konuşmamayı tercih edenlerdensiniz?

Hayır efendim ben çok fazla konuşurum hatta bazen bunaltırım :joy:

2 Beğeni

Pek konuşmayı sevmeyen biriyim, nedendir bilinmez; öyleyim işte. Yalnızlığa tercih ettiğim için katlanıyorum. İnsansızlık benim için hiçbir zaman sorun olmadı. Kitap okurum, arada bir de tıngırdattığım bir gitarım var, bazen de oyun oynarım; bunlar yetiyor bana.

İnsan mutluysa bir sıkıntı yoktur fakat arada akıl sağlığımdan şüphelenmiyor değilim.

Üstüne çok laflar edilesi bir sözcük. Yalnızlık. Fakat ;
‘melankoliden bahsetmiyorum. Ya da seçilmiş, tercih edilmiş yalnızlıktan, ya da şiirlerde geçen romantik yalnızlıklardan. Çaresizlikten bahsediyorum. Kimsenin olmayışından’
Bir dili yalnızca sen biliyormuş ve anadilini konuşacak kimse yokmuşcasına oluşan yalnızlıktan.
Okuduğun kitabı okuyanı, dinlediğin müziği dinleyeni bulamayıştan.
Velsahıl neslin kimsesiz çocuklarından, son yüz yılın acımasızlığını, gaddarlığını, cimriliğini ve sahteliğini kaldıramayanlardan.
Üstüne çok laflar edilesi, karşılıklı bir rakı içilesi sözcük; yalnızlık.

3 Beğeni

Şu an yalnız bir insan değilim (Sevgiliden veya dosttan bahsetmiyorum) Çevremde bir şekilde insanlar var; kendimi yalnız hissetmiyorum. Çünkü yalnız kalmak istemiyorum, yalnızlığı kabul etmediğim için yalnız değilim.

Samimi olmam gerekirse; 2012’nin sonundan 2015’in sonuna kadar tercihen yalnız bir insandım. Yaşım henüz genç olmasına rağmen gerçek yalnızlığı bir şekilde tattım. Aylarca evden çıkmadığım dönemler oldu… En karamsar ve korkutucu hikayelerimi, şiirlerimi bu dönemde yazmışımdır herhalde.

İnsan kendini kendi içine hapsedince, korkuları daha çabuk vücut buluyor ve onları daha iyi tanıyor. Eğer bu korkuları, içine düştüğüm yalnızlığı yazı ile akıtamasaydım, kendimi harap ederdim sanırım.

Yalnızlık bir süre sonra insanı yaratıcı yapıyor; gerçeklik ve kurgu birbirine giriyor. Yazılan karakterlere tutunduğunuz için onlar daha sahici oluyor.

2015’in sonunda artık insanların arasına karışmam gerekti (Bir dükkan vs açıldı uzun hikaye :smiley: ) Zamanla kendi yalnızlığımdan sıyrıldım, yeni insanlar tanıdım. Ama ilk 1 sene, ne zaman bir şeyler karalamaya başlasam yine insanlarla iletişimimi kesiyor, yürüyen ölüye dönüşüyordum… Çünkü ben kendi yaratıcılığımı yalnızlık ile bütünleştirmiştim. Artık bununda üstesinden geldim. Her ne kadar eskisi kadar çok yazamasam da, o dönemlerde yazdığım yazılar daha kendimden hissettiriyor.

Yani yalnızlık öyle bir şey ki, aradaki çizgiyi korumanız gerekiyor. Nacizane tavsiyem: kendinizi ne zaman yalnız hissederseniz illa ondan kurtulmak için çabalamayın, bunu artıya çevirin… Ama kendinizi de ona teslim etmeyin. Yalnızlığı dinlemek yerine ona fısıldayın ve bir şekilde insanlar ile iletişim kurun :slight_smile:

Sanırım biraz uzun oldu ama biraz içimi dökeyim dedim :smiley:

3 Beğeni

O halde konuşalım :slight_smile: bence bu başlık altında çok şey üretebiliriz, çünkü bu site egzotik havasıyla zaten buram buram yeni bir sayfa gibi kokuyor.

1 Beğeni

Bundan yıllar önce çok geniş arkadaş kitlem vardı. Her yaşta arkadaşım vardı ve sohbet etmeyi çok severdim. Dört sene önce OKB olduğumu öğrendim ve kendimi arkadaşlarımdan ailemden soyutladım. Şuan durumum aşikar, tek başına kalmış bir şeyler yazmaya çalışan bir gencim. Bu beni mutlu ediyor mu? Tabiki de etmiyor. Ama yapacak bir şeyin olduğunu sanmıyorum. OKB olmak benim suçum değildi ama sırf bu hastalığım yüzünden beni terk edenler, evet bu onların suçuydu.