Yazdığım 7-9 yaş arası masal

1: Dostluğun doğuşu
Çiğdem, ağır adımlarla yolun karşısındaki kütüphaneye varmıştı. Aradığı kitap ‘Onca Masal’ adlı bir masal kitabıydı. Hemen girişte üst rafta duruyordu.
Kitap, sade bir tasarıma sahipti. Kapakta ağlayan bir ayı, taç giymiş bir kurt ve uluyan asil ve sık tüylü bir kurt vardı.
Çiğdem, kalın kapaklı kitabın ilk sayfasını açtı: Bölüm 1: Uluyan Kurt
bir zamanlar bir kurt varmış. Bu kurt yolda aç gezerken bir ayıya rastlamış…’
Çiğdem, kitabı okurken bir ses duydu. Ses arkasından geliyordu. Bir uluma, başını çevirince bir bozkurt gördü. Kurt, ulumayı kesince keskin gözleriyle Çiğdem’e kilitlendi.
“Sen… sen masaldaki kurtsun!” diye bağırdı Çiğdem.
Kurt, cevap olarak sadece yavaş bir şekilde başını ‘evet’ anlamında salladı, dahasında Çiğdem’e doğru yürümeye başladı.
Çiğdem, etrafına bakındı ama atrafında kimse yoktu, kütüphane görevlisi bile masasında değildi. Bir adım geri attı.
Kurt, başını eğdi ve zarar vermeyeceğini belli eden bir ses çıkardı.
Çiğdem, istemeden kurda yöneldi ve elini kurdun başına doğrulttu. Kurt bir adım ileri atınca Çiğdem’in eliyle kurdun kafası buluştu.
“Sen çok tatlısın ve asil, sana 'Sessiz diyeceğim”
Sessiz, homurdandı. Arkasına yavaşça döndü ve Çiğdem’e ‘gel’ anlamına gelen bir kafa hareketi yaptı. Çiğdem, onu takip edince kurt hızlandı ve Çiğdem, koşmak zorunda kaldı.
Çiğdem, onu dikkatlice izledi. İlk önce kütüphaneden çıktı ve bir çıkmaza vardı. Sokağın başında ki tabelada ‘Çıkmazlar Sokağı’ yazıyordu. Çiğdem, Sessiz’in duvara yaklaştığını fark etti. Çiğdem de ona yaklaştı. Sessiz, sanki duvarı görmüyordu.
2: Wild Land’e giriş
Sessiz, duvara ani bir depar attı ve duvar sanki yokmuşçasına içine girip yok oldu. Silkelenen Çiğdem, Sessiz gibi yaptı ve bir göle yüz üstü düştü.
Bir yerlerden kahakaha sesleri geliyordu. Ayakta dikildi birden. Karşısında Bir kurtadam görüverdi. Korkudan yeniden suya düştü.
“Korkma, küçük kız.”
Çiğdem, yeniden ayakta dikiliverdi. kurt ona bakınca dili tutuldu ve gözlerini kaçırdı. “Sen…sen nasıl…” derken lafı bölündü.
“Hıh… Hoşgeldin burası Wild Land, hem birde duvardan geçmeye şaşırmadın gibi. Neyse adın ne?” diye konuştu kurt.
“Çiğdem”
Kurt, bir patikaya yöneldi. Patikanın yolu kumlu ama kenarları taşlıydı ve kıvrımlı bir şekilde ilerliyordu, bir domuz için uygun değildi.
Çiğdem, kurda yetişti ve “Ben, nasıl buradayım Sessiz?” diye sordu.
“Sen mi?” diye sordu ve devam etti" Sen geldin çünkü… çünkü… çünkü bilmiyorum. Bir anda senin yanında bitiverdim ve bende tanrının bir işartidir diye seni Wild Land’a getidim," dedi ve konuya noktayı koydu.
Ardından krala doğru yola koyuldular. Çiğdem, Sessiz’in üstüne binmiş, Sessiz dört ayağa düşmüştü.
3: Kral Uluyankurt ve ayı
Ağaçlar sıklaşmıştı. Çiğdem sıkılmış ve yorulmuştu. Bir ses duyuldu, bi ayı sesi. Ardından karşılarında bir ayı bitiverdi. Çiğdem, ağaçların arkasına kaçtı ve bekledi.
Kurt, ona gelen ayıya bir yumruk attı ve ayı ağlamaya başladı. " ben arkadaş olmak istiyorum," dedi ayı.
Kurt, dışayı ve üzgün bir tavır takındı
“Benimle kimse arkadaş olmak istemiyor, benim arkadaşlarım olun!” diye yalvardı.
“Tamam ama kızı korkutma!”
Üçlü grup saraya varınca:
“Kralım, ben bu kızı dünyasından buraya getirdim neden?”
Kral düşünü ve “Bilmem belki istediğin için ya da tesadüf,” dedi.
Sessiz anlarcasına başını salladı.
“O zaman onu evine göndereceğim ama ya bulunmuş ya da bulunmamış bir kişi var ona dost bulun ayıya dost bulun” dedi.
Bunun üzerine oradan ayrılıp ormana gittiler derken kurt “Bİr dakika budum zaten ben ayının arkadışıyım sen benimle buraya geldin çünkü tanrı benle ayıyı arkadaş yapmak istedi,” dedi.
Çiğdem birden göğe yükselmeye başladı ve yok oldu.
Başını kaldırdığında kütüphanedeydi.