İki bacağınızın arasındaki motorun kükremesi kulaklarınıza doluyor. Rüzgâr usulca ceketinizin üzerinden akarken elciği köklüyorsunuz. Kavisli yollar ve gün batımının turuncu gölgesi görüşünüze giriyor.
Arabanızın arka koltuklarında arkadaşlarınız gülüşüyor. Vitesi yükseltip önünüzde çizgi gibi uzanan yola bakıyorsunuz. Şehrin keşmekeşinden kurtulmuş mis gibi doğa havası, hafif aralık camdan ciğerinize doluyor.
Yağmur damlaları başınızı dayadığınız cama vururken memleketinizi özlüyorsunuz. Otobüsün içi ölüm gibi sessiz. Camdan görünen tek tük ağaçlar, karanlıkta kendilerini çorak bir bozkıra bırakıyor. Aklınızda onlarca düşünce, sırtınızda çantanız…
Ve her bir senaryoda size bir şarkı eşlik ediyor. Neler onlar?
Ben başlayayım:
Özelikle gece yolculuklarında en sevdiğim parçalardan birisidir. Arabaların ve şehrin ışıkları yanınızdan akıp giderken dinlemek güzel oluyor.
Ailece yola çıkıldıysa kesinlikle aşağıdaki parçalar listede olur.
Bu da benim sevdiklerimden birisidir.
Ve tabi olmazsa olmaz… İlk başlarda eşim bu ne biçim şarkı filan dedi. Dozu yavaş yavaş verip alıştırdım. Şimdi herkesi bu lanete bulaştırmanın verdiği mutlulukla dinliyoruz.