Amnezya, Kâbus ve Hatıra

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Amnezya, Kâbus ve Hatıra – Aylık Öykü Seçkisi

image

Kendimi unutmuş bir haldeydim. Tek hatırladığım şey öğlen yediğim soğuk bir dilim pizza ve üstüne içtiğim kahveydi. Sonra Zemberekkuşu’nun Gözyaşları’nı okumaya koyulmuştum. Koltukta kıpırdamadan oturmuş, soluk almadan okumuştum kitabı. Eğer okumasaydım o gün intihar edecektim. Düşlediği dünyanın düzenini korumak için her sabah LSD alan bir zemberekkuşunu anlatıyordu kitap. Ara verdiğimde akşam dokuz olmuştu. Bir sigara… (DEVAMI…)

1 Beğeni

Düş ve gerçeğin birbirine girdiği, çok güzel bir anlatımla yol aldığı güçlü bir öykü kaleme almışsınız. Öykünüzü, çağrışımları, imgeleri kullanımınızı okurken sık sık “hayal gücünü ustaca kullanmak böyle bir şey” dedim. Sağır sultan temasında kullandığınız akşam sağırlığına rastlayınca acaba ilintili olabilir mi diye düşünmekten kendimi alamadım. Kuvvetli bir kaleminiz var. Okuyanı, dev dalgalarla mı mücadele etse yoksa oturduğu yerde gözünü kapayıp birasını mı yudumlasa karar veremediği bir evrende yolculuğa çıkartmak bence kolay iş değil. Siz bunu başarmışsınız. Kaleminize sağlık.

1 Beğeni

Yorumunuz beni çok mutlu etti, itiraf etmem gerek ki bu platformu pek sık kullanmam. Açıkçası bu hikayenin birileri tarafından okunacağını düşünmüyordum hiç. Bundan dolayı teşekkür ederim. Aslında bu ve diğer bir dizi hikaye birbiri ile sahiden bağlantılı. Bizim gerçekliğimizden bir noktada tamamen ayrılmış, kendi başına ayrı bir gerçeklik oluşturmuş bir dünyada geçiyorlar. Bu ve diğer birkaç hikaye kriptolanmış pek çok şeyi barındırıyor. Bir mektup gibiler aslında.

1 Beğeni

Bence kendinize haksızlık etmişsiniz. Çok bir şey ifade eder mi bilmem ama bu platformda keyifle okuduğum ve tarzını kendime yakın bulduğum yazarlardan birisiniz.

Elinize sağlık tekrar

Betimlemelerin öyküye kattığı derinlik olağanüstüydü, yarattığınız dünyanın detaylarına korkusuzca inmeniz bir okur olarak beni oldukça etkiledi doğrusu. Oluşturduğunuz atmosferin etkileri bir süre daha beynimi kurcalayacak sanırım.

Kaleminize ve düş gücünüze sağlık.

Daha çok şey yazmak istiyordum aslında, daha çok detay ve imge kullanmak, hepsini bir noktada kırpmak zorunda kaldım, çünkü bir öykü ekleyebildiğimiz kadar, çıkarmayı başardıklarımızla da olurmuş. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Bu gerçeklikte geçen daha pek çok şey yazmak istiyorum.

Selam,

Yine klasik şahane bir Tuğrul Sultanzade öyküsü okudum. Öveyim diyeceğim ama o kadar oturmuş bir kaleminiz var ki aynı şeyleri söylemekten korkuyorum. O yüzden birkaç küçük noktadan bahsedeceğim.

Öncelikle öykünüzü kimsenin okumayacağını düşünmeniz konusunda kendinize haksızlık ediyorsunuz. Bu seçkinin elit kalemlerindensiniz.

Kara delik konusuna o kadar değinmişsiniz ki bu ay zorlanabilirsiniz. :slight_smile:

İmgeleri kullanmakta anormal yeteneklisiniz. Sinemaya uyarlarsak bir Tarkowski bir Nuri Bilge Ceylan gözü var sizde. Onlar en basit bir şeyi büyülü gibi, esasen özüyle görüntülüyorlar. Siz de en basit bir anı büyüyle anlatıyorsunuz.

Bununla birlikte bir geri bildirim de vereyim. İmgelerin hepsi de son derece güzel olsalar da bazen biraz fazla yükleme olabilir kanısındayım. Bu hikaye özelinde konuşuyorum, imgelerden vazgeçmeyeceksiniz, ki geçmeyin de zaten, ama belki tüm öyküyü kısaltarak fazla yükten kurtulabilirmişsiniz. Özellikle arabayla Kam’a gitme sekansını uzun buldum ben. Kaldı ki tüm sekansı da beğendim. İşte tam olarak sinemadaki göze geliyor olay. Ya da edebiyat sanatında söze… Bir tür; “edebiyat bir söz sanatıdır” der gibisiniz. “Olay örgüsü olmadan da harika şeyler anlatabilirim…” Tabi bir olay da var ama ikinci planda gibi.

Bu arada yine çok güzel ve temel bir aşk hikayesiydi bu da.

Elinize sağlık
Gelecek seçkilerde de görüşmek üzere…

2 Beğeni

Selamlar,
Öncelikle bu yapıcı ve şevk kazandıran yorum için minnettarım. Hep şunu düşünmüşümdür, yazmak zaten insanın kendisine keyif verir, lakin birilerine ulaşıyor olması başka bir histir. Bunun için teşekkür ederim. Sahiden de imgeleri fazla kullandığımın farkındayım. Lakin şu da var ki bu hikayeden iki bin kelimeye yakın bir kısmı atmışımdır. Çünkü yeni bir yerden, bizim gerçekliğimiz ile benzerlikleri olan başka bir hakikatten bahsediyorum. Bu da bende daha fazla betimleme yapmak, o gerçeklikle ilgili daha fazla detay yazmak isteği uyandırıyor. Yine de bunun bir usulü olduğunun farkındayım. Şöyle de bir şey var ki, kısa öyküler bu kadar fazla detayı kaldıramıyor. Lakin aklıma ister istemez şu geliyor. Murakami’nin 1Q84 kitabındaki Tengo isimli karakter, ona hep yardımcı olan editör Komatsu’dan bu konuda bir tavsiye alıyordu. Komatsu, Tengo’ya insanların kendi hakikatlerinde henüz karşılaşmadığı şeyleri betimlerken, çok daha canlı, çok daha özenli olmasını istiyordu. Mesela iki ay ya da havadan pupa gibi şeyler.

Önümüzdeki şeçkiye oldukça az kaldı, şimdi yazdığım hikayeyi yetiştirebileceğimi düşünmüyorum. Bir şeyden daha bahsetmeliyim ki önümüzdeki seçkide kullanmak istediğim ton 2000lerin başı ve ortasındaki döneme ait bir tondu. Sanırım balina temasındaki bir öykünüzde tam 2000ler olmasa da buna benzer bir nostalji vardı. Bunu epey beğenmiştim.

1 Beğeni

Merhaba

Nereye yazsam bilemedim dolayısıyla buraya yazmaya karar verdim.

Türkiye Bilişim Dergisi 2019 öykü yarışmasındaki başarınızı tebrik etmek istedim. Hayalet adlı öykünüz Mansiyon Ödülü almış.

Başarılar :pray:t2:

Merhaba,

Yorumunuzu görünce çok mutlu oldum, içim ısındı. Çok teşekkür ederim. Bir süre boyunca en uygun cevabı nasıl verebilirim diye düşündüm, çünkü oldukça nazik ve düşünceli bir yorumdu bu. Ben de aynı şekilde düşünceli ve nazik bir karşılık vermek istedim. Lakin en sonunda tüm içtenliğimle, içimden nasıl gelirse öyle bir cevap yazmaya karar verdim. Tekrardan teşekkür ederim.

1 Beğeni

Ben de cok tebrik ederim. Zaten harika yaziyorsunuz.

Umarim tbd sizi sahsen daha samimi ve sicak kutlamislardir. Sitelerinde sadece bir liste var cunku…

Okuyabilecek miyiz oykuleri?

Merhabalar @Tugrul_Sultanzade
Gerçeğin içine ustaca yerleştirilmiş düş imgelemelerinizi, cümlelerin es vermeden akışını çok sevdim. Kaleminiz çok iyi.
Başta öykünüz oldukça uzun olduğu için gözüm korktu esasen😊 ama başlayınca akıp gitti.
Daim olsun kaleminiz.
Görüşürüz sonraki Secki’lerde.

Tebrik için teşekkür ederim, yarışmayı kazanan öyküler geçen yıllarda hep Bilimkurgu Kulübünün sitesinde çıkardı ama bu sene sanırım böyle bir şey olmayacak, kazanan öyküleri kendi dergilerinde yayımlayacaklar.

1 Beğeni

Bu güzel yorum için teşekkürler, aslında hikayeyi elimden geldiği kadar kısa tutmaya çalıştım bile diyebilirim. Sade, duru yazabilmek büyük bir maharet elbette ama bazen de kelimeleri tutan barajı kaldırmak gerek diye düşünüyorum.

1 Beğeni