Antarktika Burada Başlıyor

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Antarktika Burada Başlıyor – Aylık Öykü Seçkisi

image

Yıkıntıların arasında yürüyorum. Toz olmuş her yer. Yıkılmış, dökülmüş; havada kül gibi uçuşuyor. Moloz yığınlarının arasından demir çubuklar ve beton sütunlar çıkmış, eriyip havaya karışıyorlar usulca. Yangın merdivenlerinin basamakları tek tek dökülüyor, pencereler onlarca cam iğneye ayrılıp suya damlatılmış bir damla mürekkep gibi sessizce süzülüp küle dönüyorlar. Her şey yok oluyor. Allah yapıyor bunu. Yaradan.… (DEVAMI…)

2 Beğeni

Merhaba @ulu.kasvet .
Yine uzunca bir öykü ama kendini nefes nefese okunmadan bırakmadı. Eline sağlık.
Güzel bir öykü.
Kutluyorum.

1 Beğeni

Selam @Ziya

Aslında Seçki’ye gönderdiğim en kısa öykü sanırım. :sweat_smile: Ama hızlıca okunması mutlu etti tabii. Teşekkürler. Görüşmek üzere.

Kesinlikle katılıyorum, okuduğum genel @ulu.kasvet öyküleriyle karşılaştırıldığında kısa kalmış :wink:

Ben Ankara’lı değilim, çok da bilmem Ankara’yı ama senin başarılı mekan anlatımın sayesinde Ankara havası soludum. Çok iyi bir anlatıcısın bence, eklediğin detaylar öyküye gerçeklik katıyor ama bir bakıyorsun uçan bir taraf var. Ben seviyorum bunu. Yani o gerçekliğin içinde okuyucuyu neredeyse kıyamete götürüyor yazdıkların.

Hep devam et yazmaya, okumaktan keyif alıyorum öykülerini

Kolay gelsin

1 Beğeni

Selam @Muge_Kocak

Bu öyküyü yaklaşık sekiz ay önce yazmıştım. Aklımda çok farklı fikirler vardı Kara Delik ile ilgili ama zamanım yoktu. O yüzden bunu gönderiverdim. Eskiden kısa yazabiliyormuşum herhalde. :sweat_smile:

Okuyup yorumladığın için çok teşekkür ederim. :+1: Görüşmek üzere. :pray:

1 Beğeni

Selam @ulu.kasvet,
Okuyucuyu içine çeken, sarıp sarmalayan bir Kasvet Ulu öyküsü daha.
Ellerine sağlık. :clap:
Bloguna bir okuyucu daha kazandın. :slight_smile: Hazine var orada. İlkinden başlayıp yavaş yavaş yazdıklarını okumak istiyorum.
Görüşmek üzere. :pray:

1 Beğeni

Merhabalar,
Öncelikle elinize sağlık. Uzun ama tabiri caizse akan bir öykü. Anlatım okuyucuyu yormuyor, keyif veriyor. Beğenerek okudum.
Görüşmek üzere…

1 Beğeni

Selam @Lightsky Çok teşekkür ederim yorum için. Bloguma göz attığın için ayrıca teşekkür ederim. Çok aşırı mutlu oluyorum birileri bloga girince. :sweat_smile: Tavsiyem baştan değil de sondan başla. Eski metinlerin TETT’si geçmiş olabilir. Zehirlemez ama ağızda tuhaf bir tat bırakabilir. :blush: Görüşürüz. :pray:

@ebuka Selam. Teşekkür ederim. Bu öyküm sanırım Seçki’ye gönderdiğim en kısa öyküydü. Bundan bir önceki 4950 kelimeydi. :sweat_smile: Genelde öykülerim uzundur ama sürükleyiverir insanı peşinden. Sizin öykünüzü okudum, henüz yorumlama fırsatım olmadı. Kısa zamanda geri dönüş yapacağım. :+1: Görüşmek üzere.

3 Beğeni

Merhaba @ulu.kasvet :slight_smile:
Güzel, yerinde mesajlar barındıran bir öyküydu. Ama öykünün ortalarına gelebildigimde ancak senin üslubunu ayırt edebildim. Sanki daha az Sen’di bu öykü.
Etten kemikten; ama gerçeküstü olan karakterlerine ışık yaksan da, küçük bir oturmamislik bıraktı bana.
Ama toplumsal imgelemelerini ve bilimsel ogretilerini sevdim.
Eleştirilerim affola😶
Yeni oykulerimizde bulusmak dileği ile. Kaleminin ucu hep keskin kalsin💪

1 Beğeni

Selam @gayekcelik

Yorum için teşekkürler. Çok önceden yazdığım bir öyküydü bu. Sanıyorum sana söylemiştim bunu göndereceğimi. O yüzden kasvetli bir öykü değildi. Belki de bu yüzden beni göremedin. Bence oturmamışlık değil de sanırım vurucu değil bu öykü. Benim Seçki’ye gönderdiğim öyküler çok vurucu, sarsıcı oluyor. Belki de o yok bu öyküde. Bilemiyorum.

Estağf… Eleştiriler her zaman kabuldür. Hele ki sizden geliyorsa. :sweat_smile: Başka nasıl ilerleriz ki? :+1: Görüşmek üzere. :pray:

3 Beğeni

Selam Kasvet,

Öncelikle gerçekten çok üzgünüm ancak şimdi okuyabildim.

Bence uzunluğu iyidi. Zaten uzun da yazsan okunuyor. Hiç sorun değil.

Bu öykünde insanları şaşırtan bir şey varsa belki ana karakterin uyumluluğu olmuş olabilir. Senin karakterlerin normalde daha sıradışı davranıyorlar.

O CERN’deki kara delik olayı beni de korkutur. Bir de şu var Schwarze, Schwarz, Schwarzen bu ara almancayla ilgiliyim. Artikel düşmanı oldum.

Hikayeye dönersek. Belki bir nokta bana eğlenceli geldi. O da ordunun dünyanın kaderi ile ilgilenmesi oldu. Yani evet ordu ülkemizde önemlidir işte çelik ifadeli paşalar, emekli albaylar, 40 yıldır savaşarak tecrübe sahibi olan soğukkanlı özel kuvvetler vs. Bir karşılığı vardır toplumda evet. Ama dünyanın kaderi ile ilgili operasyon yapmaları… Onu bilemedim. Ben dünyayı amerikalıların kurtarmasına alışığım.

Bir de, düştü di mi o uçak?

Ellerine sağlık.
Yine harika bir öyküydü.

2 Beğeni

Selam @MuratBarisSari

Kriterim şu: Murat beğeniyorsa tamamdır. :sweat_smile: O yüzden içimi rahatlatan bir yorum oldu diyebilirim.

Benim şöyle bir özelliğim var, kurgularımın %95’inde Amerika’yı işin içine katmıyorum. Bahsini geçirmiyorum. Yeterince çok yer kaplıyor zaten dünyada. Benim metinlerime de uzansın istemiyorum. Mesele odur. :+1: Bu arada bütün öykü o Schwarze Sonne’den ve gördüğüm bir rüyadan esinle oluştu. Almanca çok güzel dil. :sweat_smile:

Yok yok. Düşmedi. Bana göre mutlu sonla biten nadir öykülerimden bu. Bırakalım öyle kalsın. :blush:

Bu arada sana fikri verdiğin için teşekkür ettiler mi? Keşke bir öneride daha bulunsaydın. Mızrak pek bi daralttı sanki konuları. :sweat_smile: Görüşürüz. :pray:

2 Beğeni

Merhaba.

Merak uyandıran bir öyküydü. Sonunu getirmek zor olmadı. Emek harcanmışlık ve özenmişlik, her yönüyle belli oluyor öykünüzde. Okurken keyif aldım. Teşekkür ederim.
Yalnız, ilgili bölümlerde marka adlarının kullanılması belki Ankara’yı tarif etmek için gerekliydi, belki başka bir sebepleydi çok hoşuma gitmedi. Migros, Polo, Halkbank, Mercedes, Iphone aklımda kalanlar. ( Ne kadar ücret alıyorsanız özelden yazınız ) Parantez içindeki cümle masumane bir şakaydı. :slight_smile: Affınıza sığınıyorum.

“Direksiyona dokunasım gelmiyor. Arabalarla sahipleri arasında bir bağ olur. Öyle beyaz güvercinim ayağı değil. Gerçekten olur ya. Arabalar insana özgür olduğunu hatırlatıyor.” Bu kısım çok hoştu. Arabalar zamanın atlarının yerini almış durumda. Bir de arabanın “Polo” olması tesadüf mü bilmiyorum ama gerçekten güzel oturmuş yerine.

Öykünüzdeki siyasi göndermeler de yerindeydi. Siyasilerin trafiğe sebep olma durumu İstanbul için de geçerli maalesef. Blogunuza kısaca bir göz attım. “Kasvet Ulu kimdir?” kısmında neden bu mahlası seçtiğiniz açıklığa kavuştu. Ankara’da askerlik yaparken ben de “Ankara’da her an kara.” diyordum kendi kendime. Şimdilerde İstanbul’da ne bulduğumu sorguluyorum :slight_smile:

Sevgiler…

1 Beğeni

@Arokan Selam.

Okuyup yorumladığınız için teşekkür ederim. Markalar konusunda çok eleştiri geliyor. Bense şöyle düşünüyorum; yahu zaten bunları gündelik hayatımızda ağzımızdan düşürmüyoruz, metinde görünce neden rahatsız oluyoruz? Bilmiyorum. Belki de azaltmam gerekir, ben tam net göremiyorum oradaki rahatsızlığı. Keşke reklam alsam tabii. :sweat_smile: Yakında böyle yerlere bile reklam geliyormuş mesela… Olur mu olur… :sweat_smile:

Bin yıllardır şarap içiyoruz, bin yıllardır şarkı söyleyip dans ediyoruz, bin yıllardır insan olmayan şeylerle bağımız var. Öz aynı, yalnızca form değiştiriyorlar. Bunun hakkında çok fena bir kurgum var aslında. Çok detay vermeyeyim, belki paylaşırım bir gün. :wink:

Ben yakın zamanda İstanbul’a gittim. Benim bulunduğum yer mi öyleydi, yoksa bana mı öyle geldi… İnsanlar çok güler yüzlü geldi bana. Ankara öyle değil. Sokakta yürürken herkesin bir derdi var gibi hissediyorum. Eh, doğal olarak etkileniyorum. Bloguma girmenize çok sevindim bu arada. Seçki’de paylaşmadığım aynı türde, aynı seviyede onlarca metin var orada. Tekrar teşekkür ederim. :pray: Görüşmek üzere.

1 Beğeni

Rica ederim.
Marka konusunda, kapitalist düzenin aracılarının ekmeğine yağ sürmeyelim görüşünden dolayı benim yorumum. Ben her zaman mahalle bakkalcısı oldum. Tamam, telefonum iphone ama bu da yine sistemin dayattığı zorundalıklardan :slight_smile:

Aklınızdaki kurgularınızı kurcalamayacağım. Paylaşımlarınızı beklerim.

İstanbul ziyaretinizde büyük ihtimalle herkesin kafası güzelmiş. İyi denk gelmiş :slight_smile:

Görüşmek üzere…

1 Beğeni

Tekrar selam Kasvet,

Sen artık olmuşsun öncelikle, yürü devam et bu yolda diyorum.

Independence Day gibi olmasın tabi, haklısın. Ve Almanca aslında kaba değil bence de.

Bu arada uçağın düşmesi hakkında yazdığım sonra beni biraz rahatsız etti. Çok kayıtsız yazmışım. Çünkü bizim CERN bilim insanlarımızın içinde bulunduğu uçak düşmüştü. Yani o şekil yazmasaydım iyidi.

Yok teşekkür etmediler. :slight_smile: zaten muhtemelen kararlarında benim bir etkim de yok.

Mızrak konusunda bizim Canwr’un -Fantastik dünyamdaki dwarf ozan- Spakniostaki bir macerasını kotarmaya çalışıyorum. Bakalım, kısmet…

Görüşmek üzere

1 Beğeni

@Arokan Burada belki kendimle çelişeceğim ama ben bu kapitalist düzeni seviyorum biraz. :sweat_smile: Şöyle ki benim büyük bir cyberpunk tutkum var. E cyberpunk da kapitalizmin hız trenine binmiş hali bi’ nevi. O yüzdendir belki de markalara olan sevdam. Çünkü bir gün dünyayı şirketlerin yöneteceğine olan inancım tam. Mesele odur yani. :+1:

@MuratBarisSari Kesinlikle katılmıyorum sana, kara deliği senden duyup karar verdiklerine eminim. Sen arada böyle önerilerde bulun. İhtiyaçları var gibi. :sweat_smile: En sevdiğim öykülerinden birinin devamı geliyor, güzel haber bu. Bana daha ne bir fikir geldi, ne yazabildim. Mızrak bitirdi beni. :sweat_smile: Görüşürüz. :pray:

2 Beğeni

O şirketlerin masum olacaklarına inansaydım, kapitalizmi desteklerdim :slight_smile: Ben sokakçıyım. Toplumcu şairim kendimce. O yüzden sürekli saydırırım hükümetlere ve kapitalizme. Bir gün oturup sohbet etme fırsatı bulursak görüş paylaşımı yapar, gerekirse beni alır uzayın derinliklerine götürürsünüz.

Görüşürüz :slight_smile:

1 Beğeni