Öykü Seçkisi'nde okumak için: Aydın – Aylık Öykü Seçkisi
Karadeniz’in kahverengi ve azgın dalgalarının kıyıları dövdüğü soğuk bir Şubat günü başlamıştı, anlatacağım küçük ama dokunaklı hikayeyle ilgili her şey. Akşam haberlerinde, Gerze’ye balıkçılar tarafından yemlenerek getirilen beyaz bir balinadan bahsediliyordu. Babam hâlâ bir önceki haber olan çığ ile ilgili konuşuyor, bunu Süleyman Demirel’in iktidara gelmesinin yol açtığı bir uğursuzluk olarak görüyor ve ben de… (DEVAMI…)
Selam Murat,
Çok tadında, olağanüstü gerçek bir öykü. Bu benim sorunum olsa gerek, Seçki’deki öykülerin büyük bir kısmını beğenemiyorum. Ama seninkileri her seferinde çok beğeniyorum. İstisnasız, heyecanla okuyorum.
Bu öyküde biraz Birol Tezcan havası aldım. Diyaloglar aşırı doğaldı ve ilk defa Seçki’de bir öyküde kendimi öykünün içinde hissedebildim. Nasıl yaptın bunu bilmiyorum. Poetikamız birbiriyle çok uyuşuyor, anlattığın şeyleri çok iyi benimsiyorum. Bir de merak ettim; bu öykünün gerçekle ilişkisi nedir? Bana anıların sana çok yardımcı olmuş gibi geldi.
Son olarak tadı damağımda kaldı ama imrendiğim bir durum bu. Kısa yazmak beceri ister. Aklımda tek bir şey geldi okurken; acaba bu öykü şimdiki zaman kipiyle yazılsa nasıl olurdu? Belki de tamamı değil de bazı yerleri. Sanki bana çok daha etkileyici olabilirmiş gibi geldi. Sondaki mesaj da çok anlamlı olup güzel bağlamış öyküyü.
Güzeldi. İnandırıcıydı. Dönemi güzel aktardı. Kalemine sağlık. Görüşürüz.
Selam Kasvet,
Öncelikle beğeninin beni ne kadar mutlu ettiğini ve aynı anda strese soktuğunu söylememe izin ver. Senin beğenin çok önemli.
Bu arada gözlerim seni aradı bu seçkide ama bazen dinlenmek de gerekiyor. İş, güç de fırsat vermiyor bazen anlıyorum.
Birol Tezcan benzetmesi de çok sevindirici. Biraz dergi hikayesi oldu galiba bu. Benzer bir tepki daha aldım arkadaşlarımdan.
Seçkide kendini ilk kez öykünün içinde hissetmiş olduğunu ve nasıl yaptığımı bilmediğini söylemişsin. Ben de bilmiyorum Ama cümle çok onur verici. Teşekkürler.
Kısa yazma konusunda; Geçen öykü 8.700 kelimeydi. Beni çok yordu. İyi kötü bir dünya da kurmuştum. Bu sefer dünyamızdan sıcak bir şeyler yazmak istedim. Belki hayatın izin verdiği kadar da yoğun olmasıydı çabam. Bu çıktı ortaya.
Anı gibi yazdım o açıdan şimdiki zaman kipi kullanmak aklıma gelmedi. Ama onu da deneriz kısmet Buradan gerçekle ilişkiye gelelim. Var tabi anılar ama olan olaylar gibi değil de ortam ve background olarak var. Mesela ben arkadaşımla bu tutti frutti konuşmasını yapmış değilim ama o krupiye kız sürekli bir geyik konusuydu. Veya işte Özalcılar, Demirelciler vardı. Aydın olayı gerçektir ama zıpkınla saldırıya uğramadı gibi… %30 gerçek ondan kaynaklanan gerisi kurgu diyelim.
Poetikamızı benzetmişsin. Ben bunu iltifat sayarım. Senin samimiyetle çok daha yetkin bir yazar olduğunu düşünüyorum çünkü.
Tekrar teşekkürler Kasvet.
Gelecek seçkilerde görüşmek dileğiyle…
Merhaba Murat,
Çok beğendim öykünü. Akışı o kadar doğal ki, yaşanmış bir anı anlattın bana. Ve o dönemlere ait önemli veriler taşıyan bilgiler de verdin, şarkılar, Demirel, tutti furutti.
Öykü gibi öykü olmuş - ne bir fazla ne bir eksik.
Eline sağlık
Merhaba Müge,
Evet iyi kötü gerçekçi ve sıcak bir şeyler olmasına uğraştım. Beğenmen beni çok mutlu etti. Her dönem bir hikaye işte…
“Öykü gibi öykü olmuş - ne bir fazla ne bir eksik.” demişsin, bu cümle beni ne kadar mutlu etti anlatamam.
Çok çok teşekkürler.
Hoşçakal
Kaleminize sağlık
Moby Dick göndermeleri çok hoştu: Ahab, İsmail… Baştaki Hz. Yunus’un duası da dikkatimi çekti; o duanın da sonundaki hisseye bağlandığını düşündüm.
Çok teşekkür ederim.
Tabi balina deyince akla Hz.Yunus ve Moby Dick geliyor. Gerçi çoğu arkadaşlar 52 hertz temasını işlemişler.
Sonunda; ben bir mutlu son, bir alternatif ortaya koymak istedim. Çok da karanlığa gerek yok diye düşündüm.
Tekrar teşekkür ederim.
Merhaba Murat,
Tatlı bir anı harmanı oldu bu öykün benim için. Kendi çocukluğuma dönüp, TV’den gördüklerimi okudum öykünde.90’larda çocuk olmanın tadını hafif politik, hafif seksist göndermelerle yeniden aldım.
Bir anı gibi okudum yine, ki senin öykülerinde, hatta sadece senin öykülerinde hissettiğim bir şey bu. Belki geçmişin gerçek öğelerini serpiştiriyor olman bunun sebebi olabilir.
Tebrik ediyorum. Bu ayın okumalarını seninle noktalıyorum. Gelecek ay görüşmek üzere😊
Merhaba Gaye,
Beğenmene sevindim öncelikle. Doğru, anılar insana ciddi bir malzeme veriyor. Aslında her anı hem çok sıradan hem çok özel hepimiz için. Hayatı taklit edercesine yazıyoruz çoğu zaman. Neden yapıyoruz? Açıkçası ben de bilmiyorum. Ama bu tarz yazmayı seviyorum umarım bu şekilde başka şeyler de yazabilirim.
Gerçi bu ay yine uçtum . Biraz sıradan bir görüntü altında bir şey denedim. Böyle deniyorum işte. Keyifli oluyor.
Artık yeni seçkinin havasına girilmesine rağmen öykümü es geçmediğin için çok teşekkür ediyorum.
Gelecek seçkilerde de görüşmek dileğiyle…