Bataklıkta Bir Tatarcık

Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/bataklikta-bir-tatarcik/

image

Kanatlarını çırptı, bataklıktan kurtulmak bir uçuş kadar kolaydı. Havada süzüldü. Otları, çalıları, sürüngenleri, sürünmeyenleri, bataklık kenarında çalışan işçileri, küçük ağaçları geçti. Çok uzun uçamadığı için sık sık kısa molalar veriyordu. Durdukça etrafına bakıyor, bir daha görmemeyi umduğu bu yeri son kez süzüyordu. Gökyüzü önce derin bir maviliğe sonra uçsuz bucaksız bir siyahlığa teslim oluyordu. Bu… (DEVAMI…)

Sevgili @haticevera

Seçkideki ilk öykün olduğunu görüyorum. Aramıza hoşgeldin. Sıcak, sevimli ve güzel bir öyküydü. Açıkçası tatarcık hem sevimli hem bir şekilde tehlikeliydi. Üstelik oldukça da düşünceli.

Kayıp Rıhtım bir tür yazzarlık atölyesi gibidir. Bu yüzden eğer izin verirsen bazı naçizane tespitlerimi paylaşmak isterim.

“Sürünmeyenleri”: güzel bir nüans olmuş.
“Çalışan işçileri”: bataklık eko sistemini anlatmaya başladığından bu işçilerin insan olmaması gerektiğini düşündüm ama nasıl bir işçi olduklarını anlayamadım. Belki küçük bir ekleme yapmak istersin.
“bu yeri son kez süzüyordu”: Karakterin bataklığa veda ettiğini anlıyorum. Burada vurguyu arttırmak için cümleyi belki başka bir şekilde yeniden yaratmak istersin. Örneğin benim aklıma: “bu yeri arkada bırakmadan önce son kez, artık ezbere bildiği tüm kuytularına veda ediyordu.”
“Derin mavilikten uçsuz bucaksız siyahlığa … oluyordu”: Aslında gecenin rengi “karanlıktır.” Bu yüzden gökyüzü simsiyah bir boşluğa değil karanlığa teslim olur. Karanlıkta ise renk yoktur. Aslında bu çok çok detya bir konu ama okuyucu olarak cümlenin sonunda “oluyordu” kullandın yani zaman yapısı olarak süregelen - zaman kipine bağlı olarak- ve kısa zamanda tamamlanacak bir süreci ifade ettin. Oysa bu iki durum için “Olmaktaydı” daha uygun olabilirdi, diye düşündüm.
“Yakaladım,” dediğin an aslında hikayenin dönüm yoktası. Bu dönüm noktasını verdiğin ana hazırlık çok yerindeydi ancak dönüm yoktasını verdiğin cümle içinde “Yakaladım” biraz kaybolmuş. Onu parlatmanı çük isterim. Çünkü bu andan sonra hikayen çok güzel akıyor ve yüzümde büyük bir gülümseme ile okudum.
“isteğini tutamadı- evi; bataklık, başucunda yeni evi…” gödnerme yaptığını görüyorum ancak biraz daha açabilirsen çok yerinde güzel bir akış yakalamış olabileceğini düşündüm.

Eline ve düş gücüne sağlık
Sevgiler
Dipsiz

Merhaba @Dipsiz

Evet ilk öyküm. Hoşbuldum. Aylık öykü seçkisi’ni üç ay önce keşfettim ve okumaktan çok keyif aldığımı gördüm. Bu sayıya bir öykü de ben yollamak istedim o yüzden. Öykü yazmaya başlayalı çok olmadı ve etrafımda da yazdıklarımı değerlendirebilecek çok kişi yok. O yüzden yazarlık atolyesi şeklinde olmasını ve elbette yorumlarınızı çok önemsiyorum.
Bu detaylı ve uzun yorumunuz için de çok teşekkür ederim.

“Çalışan işçileri” kısmında insanlardan bahsediyordum fakat öykünün sonrasında bu durumdan bahsetmediğim için fazlalık olmuş malesef.
Gecenin rengi konusunda da çok haklısınız. Hiç öyle düşünmemiştim.
"Yakaladım."derken cesaretin geldiği anı kaçırmamasını kastetmiştim. "Havada afili bir takla attı."kısmı girince cümle biraz sönmüş sanırım.
Son olarak aslında “Uzaklarda eski evi;bataklık, başucunda yeni evi…” gibi bir cümle oluşturmak istemiştim fakat betimlemeyi cümlenin tam ortasında kullanmam biraz karıştırmış.
Yazdıklarımı geliştirmek için böyle yorumlara, değerlendirmelere ihtiyacım oluyor. Bu yüzden tekrar teşekkür ederim.
Sizin de ellerinize sağlık…

1 Beğeni