Öykü Seçkisi'nde okumak için: Daktilo Ayini – Aylık Öykü Seçkisi
Ben bir modelim. Uzun bacaklarım ve iri memişlerim var. Bir de tabi karınca kadar da bir midem. Açım çünkü. Çok açım. Sürekli açım ve sürekli sinirliyim. Bu yüzden bunu kendime her zaman itiraf edemesem de kaprisli bir modelim. Mesela makyöz yanlışlıkla dudağıma sürdüğü ruju taşırdığı zaman sinir krizi geçiriyorum. Bağırıyorum, kızıyorum. Sonra da özür dilemeye… (DEVAMI…)
Sevgili @Zilan
Hiç sıra gecesi görmemmiş biri için oldukça aydınlatıcı bir yazıydı:) şaka bir yana değişik bir tarzın var. Yazdıklarını severek yazdığını anlıyorum. Karakterin duygusal kurgusu bu hikayede önemli bir yeri var. Bunu da güzel bir şekilde yansıtmışsın.
Şöyle ki; dışarıdan bakıldığında yarattığın karakter insanların pek hoşlanacağı bir profile sahip olmasa bile iç dünyasını çözümleyerek okuyucuya sunman ve bize karakterin kendi gerçekliğinde belli çaresizlikleri olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor. Böylece ona sempati besleyebiliyoruz. Bunu yaratmak oldukça önemli ve belli bir ustalık/farkındalık gerektiren bir durum.
Bununla beraber belki hikayeni yazdıktan sonra geri dönüp düzeltmeler yaparken cümlelerin kendileri en parlak nasıl gösterebielceğine dair üçüncü bir gözle tekrar okuma yapmak istersin. Örneğin yedi satırlık bir paragrafta 5 kere “ama” diyorsun ve hepsi cümle başı. Bana biraz okurken zor geldi itiraf etmek gerekirse (eğer özellikle sürekli defansif ve her şeye bahane bulan bir karakter profili çizmediyse. Ne derler bilirsin “Eğer bir cümleye ‘ama’ ile başlıyorsan ondan önce söylediklerinin bir önemi yoktur”)
Eline ve düş gücüne sağlık
Sevgiler
Dipsiz
Ustalık derken? Kim ben mi? Hadi canım. Ben usta falan değilim. Sadece saçmalıyorum o kadar. Kendimi sayende altın buda heykelleri gibi hissediyorum. Çok sağol. İyi ki varsın.
Ve evet haklısın çok fazla ‘Ama’ var. Bir de saymışsın. Beni güldürdün. Açıkçası ben kendi yazdığım yedi satırlık bir paragrafta beş tane ama olduğunu bilmiyordum. Sağol. İyi bir dostsun. Umarım bundan sonra beynim böyle bir şeye dikkat etme kararı alır. Çünkü gerçekten beni okuyan insanların zorlanmasını istemem. O yüzden biraz özür dilerim. Gerçi bu özürün şu an hiç bir anlamı yok. Ama sağol. Sayende artık bunlara dikkat edeceğim. Ve tekrar özür dilerim. Seni zorlamak istemezdim. Gözlerinin beyninin kontrolünde daha özgür olmalarını isterdim. Okuduğun, yorum yaptığın ve beni güldürdüğünü için sağol. Teşekkür ederim.