Öykü Seçkisi'nde okumak için: Deli Yusuf – Aylık Öykü Seçkisi
“Hava kararıyor, artık dönsek ya?” diyor Hasan. Sarı Ali usulca bana dönüyor, “Bu ödleği almayalım demedim miydi ben,” diyor, “al işte…” Hasan’ın yüzü düşünce acır gibi oluyorum, omzunu sıvazlıyorum, kulağına eğilip “Birazdan döneriz,” diye fısıldıyorum. Başını sallıyor. Güneş dağın ardına düşmüş, akşamın ayazı içimi titretiyor. Etrafımı saran koruluğun gölgeleri kıpırdadıkça sırtımdaki tüyler ürperiyor, kendime dahi… (DEVAMI…)
Yeni getirilen forum sistemi karışık olmuş sanki, eskiden böyle değildi gerçi ne zaman değişti bilmiyorum 2 aydır yorum yapmıyorum ama her neyse. iyi günler öykünün havası çok güzeldi, nasıl desem önceki öykülerinizde olan o eksiklik tanımlayamadığım eksiklik bu öyküde yoktu, gayet akıcı ve güzeldi ama biraz kuru geldi bana bir an kapıyı yetinin açacağını düşündüm ya da sarının öleceğini ama ikisi de olmadı. Benim bildiğim osman eliuz illa ki birilerini öldürtürdü. Bir de sanki doğa üstülük vardı öyküde o yaşlı adam kimdi farkı neydi buralar biraz daha açıklanabilirdi. Bunların dışında öykü kesinlikle sürükleyici ve güzeldi kaleminize sağlık…
Merhabalar.
Yeni değişmiş sanırım sistem. Umarım doğru yere cevap yazıyorumdur.
O eksikliği hissetmediğiniz için memnun oldum öncelikle. Kuru gelmesinin sebebi temanın çok merkeze alınmaması olabilir belki. Artık eskisi kadar öldürmüyorum evet, ama neden olmasın değil mi
Yaşlı adam için çok fazla söylenecek bir şey yok aslında. Kim olduğunu çok açık etmenin öyküyü sekteye uğratacağını düşündüm. Bir de birinci kişi gözünde öykü yazarken takındığım üslup anlatmak değil yaşatmak olduğundan bu şekilde yazmanın doğru olacağını düşündüm.
Beğenmenize ve dikkat çektiğiniz yerlere teşekkür ediyorum. Sağlıcakla kalın.
Öyküyü genel olarak beğendim. Samimi bir dille akıcı bir şekilde yazmışsınız. Yaramaz çocuklar adına üzülmedim, hak etmişler bu korkuyu yaşamayı. Öykünün sonunu sevdim. O tekinsiz ve gizemli havayı hissedebildim okurken. Keşke daha uzun olsaydı. Ellerinize sağlık
Öykünüzde hafif bir kemal tahir tadı aldım. ve bu dünyadaki en güzel, en has tatlardan birisidir. İyi ki almışım bu tadı
Osman Bey, Merhabalar
Elinize saglik
Güzel keyifli bir öykü kaleme almışsınız…
Osman merhaba,
Uzun zamandır yazamadım seçkiye ve geçen seçkiden tek bir öykü dahi okuyamadım. Tekrar buralarda olmak güzel. Baktım yine öykün var bu seçkide de, Deli Yusuf’un üzerine gidiverdi fare. Gerçekten sen ve birkaç yazar daha var, fazlası ile verimli olduğunu düşündüğüm. Hem her seçkide yer alıp, hem de güzel işler çıkartabiliyorsunuz ortaya. Öncelikle bu sebeple seni tebrik ederim.
Geleyim öyküne. Bu seferkinin başka bir tadı vardı. Beğendim. Sarı tam bir piç. Gerçek hayatta sevmem öyle piçleri tabii ama öykülerde bayılırım öylelerine. Ben gizemli kalması gereken her noktanın başarı ile gizem içerisinde bırakıldığını gördüm. Kocaayak ya da Yeti demeden öyküyü bitirip, yine de temayı kullanmışsın. Hoştu. Bu seçkiyi biraz daha yumuşak geçmişsin ama. Farklıydı derken kastettiğim şeylerden biri de buydu. Genel olarak söylenecek bir şey yok. Kurgu, karakterler, şive, öykünün havası vs her şey yerli yerindeydi. Öykünün hızlandığı ve aksiyonun zirve yaptığı yerleri iyi idare ediyorsun. Okuyanın okuma hızı da değişiyor o noktalarda. Bu yönden de epey başarılıydı öykü.
Gözüme takılan birkaç detaydan da bahsetmek isterim müsaadenle. Birincisi “usulca” çok fazla kullanılmış gibi geldi. farklı kelimeler ile zenginleştirebilirsin anlatımı, ki senin için hiç de zor olmaz bu eminim. Kelimeleri iyi kullanıyorsun. İkincisi senin birçok öykünde dikkatimi çeken bir şey. “Neden sonra” kalıbını fazlaca kullanıyorsun. Bu tamamen senin tercihin tabi ama söylemiş olayım. Bir diğeri de bir yerinde öykünün “Na’pcaksın” yazmışsın. O “N’apcaksın” olmalı gibi geldi bana ama belki de benim mi bilmediğim bir kullanım bu acaba diye düşündüm. En iyisi seninle paylaşmak o yüzden.
Görüşmek üzere diyelim.
Merhabalar.
Sizi tekrar seçkide görmek güzel öncelikle. Yazar olarak da görmeyi diliyorum.
Evet, hak etmişler değil mi
Uzunluk konusunda ufak bir öykü olsun istedim bu kez, anlatmam gerekeni de anlatmıştım zaten.
Beğenmenize sevindim. kendinize iyi bakın.
Merhabalar.
Kemal Tahir tadı almak… Aldığım en büyük övgülerden biri olabilir. Teşekkür ediyorum
Merhabalar.
Keyif almanıza sevindim ve yorumunuz için teşekkürler
Kendinize iyi bakın.
Merhaba Cem.
Tekrar dönmene sevindim seçkiye. Bu kez öykün de varmış
Seçkilerde yer almak en azından devamlılık açısından iyi bir şey. Normalde seçki dışında da çalışmalarım var ama kısıtlı bir zamana öykü sığdırmak insanı gelişmeye itiyor. Bu açıdan katılmaya çalışıyorum elimden geldiğince.
Evet, seçkiyi bu sefer biraz yumuşattım, sebebi fantastikten ziyade gerçekçi bir öykü çıkarmak istememdi. Daha önceki seçkilerde temayı tamamen merkeze aldığım çok oldu, birazcık farklılık adına yaptım bunu.
Usulca ve neden sonranın kullanımında çok haklısın. Bu benim bile gözüme takılıyor. Özellikle de neden sonranın kullanımı… Bu öykü için ilk değil ama ikinci neden sonra tam bir kusur. Bunu fark ettiğimde çoktan yollamıştım öyküyü ve iş işten geçmişti; ama kendi öykümde üzerinden geçeceğim. Dikkat çekmeniz çok güzel.
Ve evet, oradaki N’apcaksın şeklinde yazılmalıydı Çok saçma bir kusur olmuş, utandım.
Vaktini ayırıp uzun uzun değerlendirdiğin için teşekkür ediyorum ve beğenmene sevindim. Sağlıcakla
Merhaba, ben de özlemişim seçkiyi. Şimdilik sadece okuyucu olarak devam ediyorum da her an fikrim değişebilir. Özellikle istifa edebilirsem dönüş yapacağım.
O zaman en kısa zamanda istifa etmeniz dileğiyle diyelim
Merhabalar, çok sevdim bu öykünüzü de. Tema ile olan dolaylı temas çok doğal olmuş, çok içten durmuş. Korktuklarımızın da korktuklarının olduğu bir dünyada yaşadığımızın bilinciyle kaleminize sağlık.
Ah Osman ah. N’ettin öle?
Öyküyü okurken -ister istemez- sonunda bir şey olacak dur bakalım dedirtip, hiç bir şey yapmadan öyküyü bitirmen ve temayı daha az göz önünde tutmana rağmen bu kadar keyifli bir öyküyü ortaya çıkarmana kızsam mı sevinsem mi bilemedim. (Kıskanmış da olabilirim.)
Ellerine sağlık. Karakterler, durumun gerilimi, şive, diyaloglar her şey çok güzeldi. Verdiğin bir kaç bilgi kırıntısı ve Yusuf’un son sözünden temayı merkeze almadığın kanısına vardım ki yukarıda da belirtmişsin. Ancak Kalemini seven biri olarak bana yetti mi? Bence bunun cevabını sen biliyorsun
Elbette ki yazarın tercihine şapka çıkarmak lazım
Yüreğine sağlık
Merhabalar.
Beğenmenize, temayla ilgili kısmı eğreti bulmamanıza sevindim ve içten sözlerinize teşekkür ediyorum. Bu ayki seçkide öykünüzün olacağını düşünüyordum ama es geçmişsiniz sanırım yine Gelecek seçkilere diyelim.
‘‘Korktuklarımızın da korktuklarının olduğu bir dünyada yaşadığımızın bilinciyle,’’ ne güzel söylemişsiniz; kesinlikle.
Merhabalar Umut
Aslında yazmaya başlarken öykünün sonunu düşünmemiştim ama bitirirken başka türlü mü olsa acaba demedim hiç. Keyif almana sevindim.
Temayı merkeze almadım, çok basit bir şekilde direkt temayla bağlantı kurabilirdim esasen ama bunu yapmak açıkçası hiç gelmedi içimden. Yetti mi? Öyle umuyorum :))
Zamanın ve güzel sözlerin için teşekkürler. Hepimizin yüreğine sağlık Söylemeyi unutmuşum da, sen neredesin, göremedim seçkide
Baştan sona kadar acaba nasıl kocaayak hikayesine dönüşecek diye merak ederek okudum, son noktayı çok güzel koymuşsunuz. Elinize sağlık.
Merhabalar.
Beğenmenize sevindim ve yorumunuz için teşekkürler.
Kendinize iyi bakın
Yukarıda bir arkadaşımız Kemal Tahir tadı aldığını söylemiş. Açıkçası hikayeyi okumaya başlar başlamaz benim de kapıldığım his aynen bu şekildeydi. Akıcı ve de kendini merak ettiren bir atmosferi vardı öykünün. Karakterler arasında Sarı’dan haz etmedim pek tabii fakat ekibin tamamı sağlam bir dersi haketmiş. Velhasıl okuması keyifli bir öyküydü, bir sonraki çalışmalarınızı da takip edeceğim.