Feyyaz

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Feyyaz – Aylık Öykü Seçkisi

image

Çapkın, şeytan tüylü ya da zampara değildi Feyyaz. Kendisinin de bilmediği bir hastalığı vardı… Taş çatlasa otuz beşindeydi. Yeşil gözleri başkalarına göre doğanın bütün canlılığı demekse de bana göre bir gölün görünmeyen dipsizliği kadar güvensizlik demekti. Bir adım atsan sanki ayağına bir şey batacak ya da vahşi bir su canlısı canını yakacaktı. Görünmeyenin uyandırdığı korku… (DEVAMI…)

2 Beğeni

Nur içinde yatsın Feyyaz üstadımız, değerli adamdı:) en kısa zamanda kabrini ziyaret edeceğim İnşallah.
Ben beğendim öykünüzü, kaleminize sağlık. Ama nacizane tavsiyem teknik açıdan biraz daha güçlü olabilir öyküleriniz.
Sevgi ve saygılarımla…

1 Beğeni

Teşekkür ederim. Haberleşip birlikte ziyaret edelim. Ben de ne zamandır gitmedim ziyaretine. Hem bu vesileyle tanışmış oluruz. Teknik açıdan dediğiniz gibi muhakkak ki üzerine tuğlalar konulabilir, haklısınız. Benim edebiyatla ilgili tarzım; herkesin anlayabileceği ve sıkılmadan okuyabilmesini sağlayıcı bir dil kullanmak yönünde. Bu durum yazdığım şiirler için de geçerli. Bu düşüncelerime “yazar hakkında” bölümünde değinmiştim fakat öykünün sonuna da eklememe rağmen yayınlanmamış. Sanırım hakkında bilgi sahibi olunmaya değmezmişim :slight_smile: Şaka bi yana insanları edebiyata çekme konusunu kendime bir görev edindim. İlerleyen zamanlarda gelişimim beni teknik olarak nasıl etkiler bilmiyorum. Cahillik kara deliğinin yanıbaşında el feneriyle insan avlıyorum napim :slight_smile: Sevgiler.

“Yazar Hakkında” kısmı eklenmiş :slight_smile:

Ben de tanışmayı çok isterim:) hem önemli bir ortak noktamız var: İkimiz de mizahı seviyoruz anlaşılan. Güzel öykülerinize devam etmeniz dileğiyle, bol selamlar…

1 Beğeni

Mizah; her şeye rağmen gülebilmeye izah…
Yollar bir gün buluşturur bizleri muhakkak. Sevgiyle kalın yeter ki :slight_smile:

1 Beğeni

Merhaba

Elinize sağlık. Yapmak istediğinizi yapmışsınız. Öykünüz sade herkesin anlayabileceği bir dille yazılmış. Sıkılmadan da okuttu kendini. Kısa tutmanızın da belki bunda etkisi vardır. Konuyu çok beğendim. Anlatmak istediğinizi de. Ama bir eksiklik duygusu kaldı içimde bu öyküde. O eksiklik duygusunun, öykünün damarı olan kalplere sanki yeterince vurgunun verilmeyişinden kaynaklandığını düşünüyorum. Hem Feyyaz hem Ayşe, odak noktasındalar metnin ama bu ikilinin iletişimi çok zayıf kalmış. Ayşe bize Feyyazı dolayısıyla öyküyü çözümlerken, bununla ilgili belki biraz daha duygu yoğunluğu katabilirdi.

Belki anlatamadım ne dediğimi :slight_smile:

Bir de şu dökülmemekte inatçı saçlar gözüme battı :slight_smile: Dökülmeye meydan okuyan ya da dökülmeye karşı gelen/inatçı gibi bir şey geldi aklıma.

Kısa bir metin için başarılı bir öykü bence. Elinize sağlık

Çok çok teşekkür ederim kıymetli yorumlarınız için. Zamanınızdan ayırıp okumuşsunuz. Sıkılmamanıza ve amacıma ulaşmış olmama sevindim.

Bu öyküde, önceki seçkideki konuya göre, olaylardan ziyade dediğiniz gibi karakter ile ilgili bir çözümleme var. Bu yüzden de kısa soluklu oldu. Bunda Feyyaz’ın erken yaşta ölümü de etkili olmuş olabilir tabi :slight_smile: Feyyaz ile Ayşe’nin iletişimine gelince; aynı mahallede yaşamış olmalarına rağmen neredeyse hiç diyalogları olmamış. Zaten sonraları Ayşe kocasından darbeyi yiyip iki çocuğuyla bir başına kalınca, kalpsiz ve biraz da ruhsuz biri olmuş. Feyyaz’ın ölümünde üzüntü belirtisi göstermemesi de hep bundan. Anlatıcı böyle bir kadın olunca duygularıyla ilgili pek müdahale etmek istemedim ama Feyyaz’ı anlatmaya odaklanıp Ayşe’nin karakterini aktarmakta eksik kalmış olabilirim. Bir kaç örnekle de iletişimsizlikleri pekiştirilebilirdi. Haklısınız.

Saçlar konusunda aklınıza gelen şey doğru. Aslında Feyyaz’ın saçları benim saçlarım. Çevremde, özellikle de hemcinslerim tarafından dökülmesi için türlü beddualara konu olan, şekil alma özelliği açısından inatçı türden olan saçlarım. Ben de bu iki özelliği birleştirip Feyyaz’ın kafasına ektim. Demek ki hayali bir başa, gerçek saç oturmuyormuş :slight_smile:

Sevgiler…

1 Beğeni

Hemen düzelteyim

İlişki derken, öykünün iç iletişiminden dinamiğinden bahsetmiştim. Birbirini tanımasalar bile eğer öyküde bahsediliyorsa bu tanışmamazlığı vurgulamalı. Yani Feyyaz ve Ayşe neden bir araya gelmedilerin vurgusu

Saçlar ise tamamen o tamlamaya yönelik bir öneriydi. “Dökülmemekte inatçı” yerine kullanılacak daha farklı bir ifade olabilir diye düşündüm. Ama yazan sizsiniz elbette bu söylediğim benim gözlerimden :slight_smile:

1 Beğeni

Gözleriniz dert görmesin :slight_smile:
Ne demek istediğinizi anlıyor ve görüşlerinizi dikkate alıyorum :+1:
Çok teşekkür ederim.

1 Beğeni

Son kürek, son toprağı attıktan sonra…

Bazı sözler vardır, başka öykülere uç veren…
Teşekkürler.

Teşekkür ederim. İlham bazen durduk yere gelmiyor. Bazen günlük sohbetlerden, bazen de her gün önünden geçtiğimiz telefon kulübesinin boşlukta sallanan ahizesinden ses verebiliyor.

AYRILIĞA BİR JETON
Telefon kulübesinde
Haber almak parayla
Para demir, sarı bir lira
Konuşmak en fazla beş dakika

Telefon kulübesinde
Kara haber alınmış
Sene bin altı yüz otuz üç sanki
İstanbul burda yanmış

Telefon kulübesinde
Boşlukta sallanıyor ahize
Çok uzaklaşmış olamaz
Belli ki ayrılık taze

Sevgiler…

1 Beğeni

Merhaba,

Seçtiğiniz konuyu ele alış şeklinizi beğendim. Feyyazın hayatını, kim olduğu sonradan ortaya çıkacak şekilde Kalpsiz Ayşe’ye anlattırmanız bence sıradan olabilecek bir anlatıcı seçiminin ötesine geçmiş. İyi de olmuş. :+1:

Kaleminize sağlık. Öykünüzün bu kadar akıcı olması beni seçkideki diğer öykünüzü de okumaya itti sanırım. :slightly_smiling_face: Onunla ilgili yorumumu da ilgili alana bırakacağım.

Sevgiler

1 Beğeni

Ne motive edici bir yorum. Çok teşekkür ederim. Beni yerden yere de vursanız yine memnun olurdum, orası da ayrı tabi. Çünkü asıl alanım öykü değil. Şiir yazıyor olsam da öykülerin de kendine has bir tadı olduğu gerçeğine varmak güzel bir duygu.

Sade bir dil kullanımı ve öykülerde akıcılığı koruma çabamın amacına ulaşması beni çok sevindiriyor.

O vakit ben de ilgili alana geçeyim :slight_smile:

Sevgiler…

Kaleminize sağlık. Öykünüz bir çırpıda bitiverdi. Hızımı alamadım diğer öykünüzü de okuyacağım şimdi. :slight_smile:

1 Beğeni

Teşekkür ederim ilginiz için. Bir çırpıda okunacak öykülere, hep birlikte. Önümüzdeki ayın öyküsü de bitti. İçime sinen bir eser oldu. Yine yalın bir dil ve akıcılık ön planda :slight_smile: İçeriğinde hepimizin aşina olduğu konular da mevcut. Şimdilik bu kadar ipucu yeter :slight_smile: Sevgiler…

1 Beğeni

Selamlar,

Feyyaz’ın yaşarken yaptıklarını sadece delik kalbine bağlamak, modern Polyanna’ya çevirmiş öykünüzü sanki :smile:

Her kadının kalbini yumuşatacak, var veya yok edecek bir Feyyaz’ı var demek ki…

Yalın anlatım, güzel bir öykü gayet. Konuya uzaysal bakış açısı getirmemeniz de ayrıca orijinal olmuş.

Emeğinize sağlık.

Sevgiler,

1 Beğeni

Selam.
Kızların peşinde koşacağına bi doktora yürüseydi, her şey daha farklı olabilirdi. :slight_smile:

Yok olan Feyyazlar olsun kadınlarımızın yok edildiği bu zamanlarda… :frowning:

Öykü yazarken gerçek dünyada olmak ya da bir şekilde kesiştirmek, okuyanları daha çok içine çekiyor gibi geliyor bana. Dünya edebiyat için yeterince zengin bir gezegen diye düşünüyorum.

Zamanınızı ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım bir toz zerreciği kadar da olsa kaçabilmişimdir gözlerinize.

Sevgiler…

1 Beğeni

Bu doktora “yürümeyiş” de Feyyaz’ın cezası olsun, biz de toplumsal olaylara dur diyemeyişimizin ağırlığını, bu şekilde öykülerle bir nebze hafifletmiş olalım.

Toz zerrecikleri gözlerimde, merak etmeyin :slight_smile:

Yüreğinize sağlık tekrar,

1 Beğeni

Selam.

Temaya özgün yaklaşan, samimi, hüzünlü bir öykü. Ben şu tarz kurgulara bayılıyorum; ortada bir kavram, bir kişi, bir meta var; herkes ondan bahsediyor, herkes ondan etkileniyor, mesele onun etrafında dönüyor ama onu hiç görmüyoruz. Bu merak duygusunu güçlü tutuyor, okutuyor kendini. Sizin öykünüz de öyleydi. Biraz benim damak zevkime göre fazla kısaydı diyebilirim. Onun dışında gerçekti, merak ettirdi, hüzünlendirdi.

Feyyaz’ın karakter profili ilgi çekiciydi. İlerlemek için kadınlara ihtiyaç duyan bir erkek. Yalnız bir eleştiri yapacak olursam çok fazla anlatıldığını söylerdim. Ben okurken dinlemeyi değil de izlemeyi seviyorum sanki. Anlatma göster misali.

Günün sonunda güzel bir öykü olmuş. Bekleneni verdi. Kaleminize sağlık. :+1: Görüşmek üzere. :pray:

1 Beğeni