Hayallerinden Düşerken

Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/hayallerinden-duserken/

image

Gecenin zifirisine karıştı Kâhin’in simsiyah pelerini. Uçuşturdu eteklerini, yerdeki toz göğe yükseldi. Nasırlı ellerini ovuşturdu, peşi sıra sürmeli gözlerini demlendirdi. Bir kedinin zarif miyavlaması, bir köpeğin uluması ile mühürlendi. Demir köseleli ayakkabılarını vurdu toprağa, yeniden bir toz hallendi. Göz göze, ses sese değmedi. Tüm ahali çöktü yere. Çömlekler elden ele uzandı. Dudağı susuzluktan kavrulan, bir… (DEVAMI…)

7 Beğeni

Balığın kuşa aşkı, deniz kızının cesaret verişi, denizin o bitmek tükenmek bilmeyen cazibesine rağmen yine de aşka boyun eğişi. Ders verir nitelikte bir öykü okudum. Okurken de düşündüm; acaba ben hangisiyim? Tatlı suda kalıp cesaret edemeyen mi, kuş olmaya çalışan balık mı, balığa aşık kuş mu yoksa deniz kızı mı? Bir zamanlar kuşa aşık balık olup ölmüşlüğüm var. Yeniden doğduktan sonra da deniz kızı olmuşluğum. Sanırım deniz kızının bilgeliğine bir damla bile ulaşabildiysem bana kar. Ama işte kuşa aşık deli bir balık olmadan da o safhaya geçilemiyor. Eminim bu öyküyü okuyan herkes benim sorguladığım gibi kendini sorgulayacaktır Gaye. Edebiyatın bir gücü de bu işte. Cesaret vermek, kendini aramak, sorgulamak ve sorgulatmak. Gerçekten her kelime çok anlamlıydı. Ha bir de tatlı suda kalıp kaderine razı olup orada ölen balıklar var ki… Kimseyi kınamıyorum çünkü kınayınca başıma geleceğini biliyorum :slight_smile: O balıkların da fıtratında tatlı suda yaşayıp ölmek var demek ki. Öyküden o kadar etkilendim ki yorumu biraz uzun tuttum :slight_smile: Hep yaz Gaye. Biz de hep okuyalım, bulalım kendimizi. Daim olsun tutkun. Aşkla kal. Merve

1 Beğeni

@merveriii Öyle ihtiyacım olan bir yorumla geldin ki, hemen cevaplamak istedim. Tatlı suda kaderini bekleyen balık olmuşluğum da var, bir gagaya sığınıp aşık olmuşluğum da. En korkak tarafım ve en cesur yanım olmaları bugün hala hatrımda. Çok çok eskilerimden çıkarıp, başka renklere boyadım. Aldın, yakaladın ve yorumunun mızrağını kalbime fırlattın. Eğri taraflarımızı bir şekilde öldürmesek, yeniden, bambaşka şekillerde dirilemeyiz. Teşekkür ederim, iyi ki yorumladın. Sevgilerimle💕

1 Beğeni

Somon balıkları akıntının tersine yüzer ya… aklıma o geldi. Onlar bir şekilde yolunu bulup yumurtadan çıkınca tatlı suya, yetişkinlikte tuzlu suya adapte olabiliyor. Ama antropomorf bir detay katınca insanın açgözlülüğü ortaya çıkıyor. Herkes bir hikâyeden kendi payına düşeni alıyor.

Benim payıma düşen mutluluğu ararken harcanan, mutluluğu elde etmek isterken mutsuz olan bir insandı. Belki de bu öyküyü bu kadar çok beğenmemin nedeni bu durumu kendimle bağdaştırmamdı.

Yine çok derin anlamlar taşıyan, edebi anlamda da çok zengin bir metin olmuş. Bir cümleyi bile tekrarlamadan okudum, çok akıcıydı. Kaleminize sağlık. :clap::clap::clap: Görüşmek dileğiyle.

1 Beğeni

Okurken kirpik uçlarımdaki tuzlu su hissi ile içim bir hoş oldu. Balık bana bir insanın ömrü gibi geldi ailemizin yanındaki çocukluk yıllarımız sonra ergenlikle yaptığımız hatalar ve hayallerimize kavuşunca olduk sanıp yanılgılara düşmek en son herşeyden gerçekten ders alıp olgunlaşınca yaşın kemale erip işin işten geçmesi vs… vs… Tüm hisleri aynı anda tattıran okurken düşündüren sürükleyici etkileyici bir hikaye … :+1:

2 Beğeni

Sevgili @ulu.kasvet Somon, tatlı suda yaşam kazanıp, vakti gelince tuzlu suya göç eden çok az balıktan biri. Ben özellikle bunlardan biri olmamasını, bunun bir göçten ziyade bir imkansızlık olmasını yeğlediğim için, balığın türünü, rengini ve diğer özelliklerini okuyucunun zihin haritasına bıraktım. Balığın kafasının içine biraz insan olguları serpip, onun iyiliğini biraz kötülükle bezedim. Bunu yakalamış olman ayrıca güzel.
Kendine dair bir şeyler bulman beni sevindirdi; ancak bunların mutlu olgular olmasını yeğlerdim. Keşke mutsuzluğun zincirlerinden arınabilsek.
Güzel sözlerin için bolca teşekkürler. En sevdiğim kalemlerden birinin bunları yazması ayrı hoş. Görüşürüz​:blush::v:

@Zeynep_Cakir_Taskin Zeynepciğim, ben yazarken böyle bir pencereden bakmadım; ama sen anlatınca gerçekten örtüştürdüm. İnsanın kendi bedeni içindeki evrimini, böyle güzel anlattığın ve bunu benim hikayemden aldığın ilhamla yaptığın için teşekkürler.
Böyle yorumlar sırtımı sıvazlıyor, kalemimin ucunu sivriltiyor. Sağ ol​:blush::v:

sevgili gaye bana sevdiğim bir şiirin son kıtasını hatırlattı bu güzel öykün kalemine sağlık
‘‘Ben maviye inanırdım
Boynumdaki yorgun’ait damarların mavisine
Beyaz dalgaları omuzlayan deniz mavisine
Denizin bittiği yerde Başlayan
göğün mavisine inanırdım
Bi de ensemde ki dövmeye inanırdım
Kuş Ölür Şen Uçuşu Hatırla’’

Füruğ Ferruhzad

1 Beğeni

Füruğ gibi şahane bir kadının dizeleri değmişse öyküme, benden mutlusu yoktur💕 Teşekkür ederim arkadaşım, iyi geldi.

Saygı, sevgi ile ışığı bol olsun💕

Selam,
Öykünün ana fikrini ve dilin kullanımını oldukça beğendim. Yapılan yorumlarda da konuşulmuş derede kalmaktansa okyanusta boğulmak zaten bir deyimdir. Herşeyin sonunda ilham verici olmuş.

Bununla birlikte, kuşun ölümünde dikkat çeken bir şeyler de yok değil. Bir kere çok bencil ve kötü, katil ve daha da ötesi okyanusta boğulmak durumunu aşan bir pervasızlığı da var. Yani demek istiyorum ki okyanusta boğulmayabilirdi de. Ama o önce eşinin telkinlerinin aksine yavrulara yaklaşmayı sonra da yine eşinin teminatına rağmen kendini kendisi temizlemek iin suya dalmayı seçti ve her güzel şeyin sonunu getirdi.

Belki bu bilge için de geçerlidir. Yani bu maceraya kalkışmak doğru olabileceği kadar yağan yağmur ona kalmasını vaz eden bir tür dişi fulmar da olabilir. Dinlemedeği bir fulmar…

Bu öykünün devamını bilimiyoruz belki siz biliyorsunuz. Belkşi okyanusda boğuldular belki boğulmadılar.

Elinize sağlık.

2 Beğeni

Sevgili @MuratBarisSari Nitelikli bir yorum olmuş, teşekkür ederim.
Aslında bundan sonrasında olabileceklere dair, birkaç detay ekledim. Ancak yakın çevreme de danıştığımda, bunların pek sezilemediğini söylediler. Bu yüzden, sizin vasıtanızla buradan belirteyim.
Kâhin’in yeşil gözleri, deniz kızının göz rengine bir göndermedir. Üstlendikleri misyon aynıdır. Fulmar, yine fulmar olarak, deniz kızının omzuna konuşlanır. Bilge, balığın öğretiyi kavramış, akıllanmış halidir. Bu kez dostlarını geride bırakmaz, onları öldürmez; yanına alır, ama başkasının kanatlarına ya da savunmasına da ihtiyaç duymaz. Çünkü o şekilde olduğunda, tuzlu suya alışamayacağını, uçmayı başaramayacağını ve tam anlamı ile dönüşemeyeciğini bilir. Bu yüzden kendi kanatlarını takar ve yağan yağmura rağmen, yine kendi bildiğini yapar. Bu kez emin olduğu için, korkmadan yola çıkar. Ve yolun sonu, okyanusta uçmaktır.
Umarım sizin zihninizde de sonrasına dair bir tını oluşmuştur.
Tekrar teşekkür ederim, görüşürüz😊

2 Beğeni

Açıklamalar için teşekkürler.

Deniz Kızı, Kahin ve fulmarların rolleri esasen sezilebiliyor. Direkt anlaşılıyor diyemem kendi adıma ancak bir sezgiden sözedilebilir. Yine kendi adıma…

Ama bilge ile balığı tam anlamıyla kaçırmışım. Açıklamanız bu açıdan çok iyi geldi.

Sonraki seçkilerde de görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Merhaba,

Kuş burada balığı yuttuktan sonra balık konuşmaya başlıyor, ve kuş ona “Lezzetli etini yutmamayı nasıl başarayım?” diyor. Yani aslında çoktan yutmuş, ama daha yutmamış gibi konuşuyor. Acaba orada bir bağlantı eksikliği mi var, yoksa ben mi kaçırdım? Midesinden tekrar gagasına geldiğini yazan bir cümle olsa biraz daha açık olurdu sanırım.

Öykünün benim hiç alışık olmadığım, ama konu, karakter ve kurguya tam oturmuş bir dili var. Masaldan da farklı bir tat veriyor. Bu öyküye bu anlatımı çok yakıştırdım.

Balık başta bana Martı Jonathan Livingston’ı hatırlattı, ama sonra onun çok daha farklı biri olduğunu anladım. Bu balık hayalleri için her şeyi yapan insanların başarılı bir temsili: O başarı için varını yoğunu ortaya koyanlarla çevresindeki herkesi kullanıp bırakabilen insanlar arasındaki o keskin çizgiyi tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor. Ve bir anda güçlü bir anti-kahramana dönüşüyor.

Bu öykü bana Charles Dickens’ın Büyük Umutlar kitabını hatırlattı. Hepimizin büyük hayalleri ve umutları, gitmek istediğimiz yerler ve daha kim bilir neler var. Ama o yolda yaptıklarımız, üstüne basıp çiğneyerek geçtiğimiz ya da yalnızca geride bıraktığımız insanlar, teptiğimiz başka fırsatlar, o başarıya eriştiğimizde neler hissedeceğimizi derinden etkiliyor. Bu sembolik anlatımla, bir kez daha bunları düşünmüş oldum.

Yine de… Bazen gerçekten gitmemiz gerekir ve en azından bunu yaparken haklı bir gerekçemiz ve başkalarını incitmeden kullanabileceğimiz yöntemler olabileceğini bilmek insanı rahatlatır. Kuraklık sebebiyle ve kimseyi harcamadan, kimseyi geride bırakmadan göç eden insanlar, başka bir alternatifin var olduğunu bize bir kez daha hatırlatıyor.

Öykünün başlığının da mükemmel olduğunu söylemeliyim. Daha iyisi olamazdı sanırım.

Ben öykünüzü ve anlatımınızı çok beğendim. İyi yazarken aynı zamanda insanların ve toplumun sorunlarına, karakterine değinebilmek ciddi bir beceridir. Elinize sağlık, başka öykülerinizi de okumak dileğiyle.

2 Beğeni

Böyle detaylı, nokta vuruşları olan bir yorumu nasıl cevaplayacağım bilemiyorum.
Anlaşılması gereken her şeyi anlamış, söylenmesi gereken her şeyi de söylemişsiniz. Çok teşekkür ederim.
Yorumunu merakla beklediğim biriydiniz. Verdiğiniz örneklerle de beni doyuma ulaştırdınız.
Başlık konusunda ciddi sıkıntı yaşadım, içime bir türlü sindiremedim; ancak sonunda o şekilde yolladım. Beğenmiş olmanıza ayrıca memnun oldum.
İlk başta bahsettiğiniz kısma gelince, Fulmar’ın yuttuğu, ana kahraman balık değil, onun ağzındaki gri balık. Bu kısmın üzerinden yeniden geçebilirim, belki yeteri kadar anlaşılacak şekilde anlatamamışımdır.
Sizinde öykülerinizi bekliyorum.
Görüşürüz diğer Seçki’lerimizde🌟

1 Beğeni

Karakterlerin kendilerini ifade etme biçimleri, öyküye biçilmiş kaftan masalsı anlatımınız, balığı ustalıkla kişileştirip, hemen hemen her okuyucuyu balıkla empati kurdurabilmeniz takdire şayan. Kelimeleri o kadar güzel kullanmışsınız ki öykünüzü sıkılmadan okudum. Sadece iki yerde ‘de’ bağlaç olarak yazılması gerekirken bir önceki kelimeye eklenmiş, onun dışında akıcı bir diliniz var. Bizi adeta başka diyarlara götürmüşsünüz.

Yalnız aşağıdaki yoruma katılıyorum. Ben de kuşun balığı yuttuğunu düşünmüştüm.

Kafamı karıştıran da aşağıdaki cümleydi. Gri balığı getiren diğer balığa (sanıyorum ki bu bizim balık) bakıp onu yutuyor gibi anlaşılıyor.

Sevgiler.

1 Beğeni

Merhabalar Gaye,

Sesli okunası bir öykü yazmışsın gerçekten kalemine ve ilhamına sağlık! Yakaladığın ahenk gerçekten okuru doyuran cinstendi. İç içe geçmiş kurgulara vurgun olduğumdan mıdır bilinmez ekstra sevdim öykünü.

Aslında hayli acımasız ve insani kaçan detayları barındıran bir masal olduğu da yadsınamaz. Bundan sebep ekstra merak uyandırıcı ve sürükleyici geldi. Balığın hayalleri için dostlarını yem olmaya sürüklediği an sahiden içime dokundu. Yaşamın kendisinde bunu en basit halinden en kompleksine kadar defalarca yaşadığımız veya şahitlik ettiğimiz için belki bilemiyorum. Uzun lafın kısası demem o ki gerçekten kendi çatışmasından beslenen bir öykü çıkartmayı başarmışsın. Minik bir es verdikten sonra daha bir dolup taşmış sanki yazılanlar ne dersin?

Hayallerine, düş gücüne ve elbette dostluğuna selam olsun; ilhamla kal!

1 Beğeni

Sevgili @krylngl
Zaman ayırıp okuduğunuz ve yapıcı eleştirilerinizi sunduğunuz için teşekkür ederim.
O kısım yeniden üzerinden geçilmeyi hakkediyor sanırım. Daha anlaşılır cümlelerle değiştireceğim.
Görüşürüz sonraki Seçki’lerde🌟

1 Beğeni

Ezgiciğim çok teşekkür ederim💕
Denemeler yaptığım ve yorumlarınızı merak ettiğim bir öyküydü. Senden böyle cümleler okumak da pek hoş.
Peri Bacaları için çok yazmak istediğim bir öykü olmuştu, zaman bulamayınca, yapamadım. Belki oradaki duygu durumunu buraya aktarmışımdır. Haklı olabilirsin, minik molalar iyi geliyordur belki.
O güzel kalemin, zarif gülüşün daim olsun. Dostluk hep bizimle. Teşekkür ederim Ezgiciğim🌟

1 Beğeni

Merhaba Gaye

Gerçekten emek verilmiş, oturup düşünülmüş güzel bir öykü olmuş. Zaten tüm yorumlar da bunu destekliyor. Elinize sağlık.

Öykünüz başlarken verdiğiniz o güzel mistik hava aşağıdaki şu cümle ile bence kesilmiş

Kâhin ellerini kendi omuzlarına götürdü. Sanki görünmezce, sıvazladı sırtını

Bizi öykünün kalbine götürecek bir anlatıya başlarken dingin Kahin’i hareketlendirmişsiniz. Bence bu cümleyi tamamen kaldırmayı düşünebilirsiniz çünkü gözlerini kapatması zaten vermek istediğiniz hissi okuyucuya geçiriyor.

Yukarıda yapılan yorumlarda yanlış okumadıysam Fulmar’ın yuttuğu gri balık denize aşık balık ile karıştırılmış. Bu yorumu okurken, acaba dedim dile getirdiğiniz balıklara isim vermeniz bu karışıklığı önler miydi? Benim ki sadece bir fikir

Son olarak bu güzel masalsı öyküde ben galiba balık ile Fulmar’ın aşkını biraz daha derinlemesine okumak isterdim.

Ama isteklerimiz hiç bitmiyor öyle değil mi?

Emeğine sağlık tekrar tebrikler
Müge

1 Beğeni

Teşekkür ederim bu güzel değerlendirmeler için Müge.
Kâhin’in trans haline geçtiğini biraz vurgulamak içindi o cümle, yeniden dönüp bakacağım.
İsim konusunda bahsettiğin şekilde daha aydınlatıcı olabilirdi. Ancak bu özellikle yaptığım ve değiştirmekten kaçınacağım bir şey. Karakterlerin hepsi isimsiz. Hepsi belirleyici özellikleri ile anılıyor. Bu, bile isteye, öykünün havasını daha iyi verdiğini düşünerek yaptığım bir şey. Önerin için yine de müteşekkirim.
Fulmar ve Balık aşkı konusunda son derece haklısın. Benim bile tadı damağımda kaldı. Belki biraz daha derinleştirilebilir.
Zaman ayırıp okuduğun ve yorumladığın için teşekkürler💕

1 Beğeni

Sevgili @gayekcelik,

Hikayelerin dönüm noktaları kimi zaman bir sözü, davranışı ya da hikayenin çemberinin dışından gelen bir müdahale olur. Her ne olursa olsun okuyucuda gerektiği kadar etki bırakmaları hikaye akışının kıvamı için önemli olduğunu düşünürüm. Bu yüzden bu tarz dönüm noktalarını vurgulamak her zaman yazarın işini kolaylaştırır. Ancak, yazım öyle bir süreçtir ki yazar “yazamaya niyetlendiği dönüm noktlarının” olabildiğince farkındayken, “yazmanın sihirli bilinçsizliğinin yarattığı dönüm noktalarını” atlayabilir.

Örneğin:

Ayrıca, tecrübelediğim başka bir konuyu daha paylaşmak isterim. Yazarken en çok beni zorlayan kafamdaki karakterin hissettiği duyguları okuyucuya veri olarak vermekten kaçınmak ve onların da karakterle aynıhissiyatı ya da en azından karakterin hislerini makul görene kadar gerekli duygusal altyapıyı verebilmek.

Bu sebeple hikayende çok temel olan bu alanı bir kez daha gözden geçirmek isteyebilirsin. Örneğin, Kuş balığı ilk gagasında taşırken onun bu cesaretinden etkilenebilir. Deniz Kızı ile derinlerde iken denizin yüzeyinde bazen yakın uçuş yaptığı görülebilir gibi detaylar belki bu hissiyatı güçlendirebilir. Aşağıdaki dönüm noktaları bu sayede biraz daha temellendirmeyi tercih edebilirsin.

Bunun dışında duygular kontrollü, karakterler altyapılı ve hikayenin bir amacı vardır. Keyifle okudum.

Komik bir ekleme yapayım; hikayenin başındaki anlatımdan balığın cinsiyetsiz olduğunu düşünmüştüm. Sonra da Kuşun erkek olabileceğini. Her iki tahminimde de yanıldım :slight_smile:

Eline ve düşgücüne sağlık
Sevgiler
Dipsiz

2 Beğeni