İçteki

Merhaba,

Karakterin bileklerinden bir iple bağlı olduğu iki kez söylenmiş, bir tanesi gereksiz olmuş.

Burada bir anlam karmaşası var. “Onu buraya her kim astıysa, ölmesini, her ince ayrıntıyı düşünecek kadar istemiş olmalıydı.” daha doğru olur. Hatta bence daha da iyisi “Onu buraya her kim astıysa ölmesini o kadar istemişti ki, her ince ayrıntıyı düşünmüştü.” olurdu.

Zarf-fiille yüklem -yani aslında özneyle yüklem- birbirine uymuyor. “İp bir ağacın ince dalını aşarak başka bir düzeneğe bağlanmıştı.” ya da “Bir ağacın ince dalını aşan ip, başka bir düzeneğe bağlıydı.” olmalı.

Başı belada olan bir insanın söyleyeceği türden sözler gibi gelmedi bana bunlar. Biraz daha gerçekçi cümleler olmalıydı.

Bu arada, elbette öykülerde fantastik unsurlar, hayal gücüne dayalı doğaüstü şeyler yazılabilir, fakat bataklığın insanları içine çekip batırdığı inancının sinema destekli bir efsane olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Öyküdeki karakterlerin isimleri yabancı (Jack, Scout vs.). Sadece size yönelik bir eleştiri değil, fakat Türkçe’de bu kadar çok isim varken yabancı isimlerle öykü yazılması bana itici geliyor. Karakterin adı yabancı olunca haliyle konuştuğu şeyler de sanki İngilizce’den çevrilmiş gibi eğreti duruyor, çünkü böyle yazınca Mert gibi değil de Michael gibi düşünüyor insan ister istemez.

Hem dilbilgisi, hem de diyalog ve kurgu sorunlarının üstesinden gelebilmek için daha çok okumanızı tavsiye ederim.

1 Beğeni