Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/karanliga-veda/
Ağrı Dağı’nın batısında bulunan Sinek Yaylası’na inen küçük uçan daire Ankara’yı ayağa kaldırmıştı. Ay ile Dünya arasında birdenbire beliren, atmosfere girer girmez yavaşlamaya başlayan ve sanki nereye gittiğini biliyormuşçasına manevra yaparak yaylanın genişçe bir düzlüğüne usulca konan bu uçan daire için endişelenmek, hiç de abartılı bir tutum sayılmazdı. Bölgeye yönlendirilen ilk askeri ekibin raporları, kaygıları… (DEVAMI…)
Selam,
Öncelikle kaleminize sağlık. Güzel bir fikriniz ve akıcı bir diliniz olmasına rağmen işleyişte bazı sıkıntılar var. Bu Hollywood bilimkurgu filmlerinden baya esinlenmişsiniz, burada bir sıkıntı yok. Mesele konuşma dillerinden esinlenmeniz. Bu durum inandırıcılığa aşırı bir zarar vermiş. Örneğin;
Bu hiç normal bir tepki değil mesela. Size doğal geliyor mu? Ama ardından gelen bu cümle daha inandırıcı.
Başka örnekler:
Yani çoğu diyalog çeviri Türkçesi dediğimiz şekilde yazılmış. İnandırıcı gelmediği için de ilgisi kayboluyor okurun. Bir diğer konu öykünün temposunun sonda hızlanıp sanki tür değiştirmesi. Mistisizm bir anda çok artmış ve konu çabuk kapanmış gibi geldi bana.
İzlenimlerim bu şekilde. Umarım yardımcı olabilmişimdir.
Dönütleriniz için çok teşekkür ediyorum. Öykü, roman; genel anlamıyla sanat ürünlerine dair izlenimler tartışmaya açık, öznel görüşlerdir. Örneğin ben “Bu da nedir?” sözünü günlük yaşamımda kullanırım, fakat bu, diyaloğun doğallığına dair kesin bir ipucu vermiyor. Diyalogların çeviri gibi durması da bu bağlamda görülebilir. Fakat gerçek olan şu; bu hikaye öykü türü için pek uygun değil. Bolca soru işareti, hikayenin akışında büyük boşluklar, vesaire. Belki 70-90 bin kelimelik bir roman olabilir. Tekrar teşekkürler, sevgiler.