Kemik Biti

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Kemik Biti – Aylık Öykü Seçkisi

image

– Neden sürekli kürek kemiklerimin oralar kaşınıyo baba? – Kemik biti kapmışsın oğlum. Önlem alınmazsa tüm kemiklerine yayılır ha, demedi deme. Her tarafın kaşınır. Kaşıntıdan ölürsün valla! Dalga geçmişti babası oğluyla. Hep ciddiymiş gibi yapardı şakalarını. Hatta öyle ki bazı zamanlar şakalarının şaka olduğunu söylemezdi. Arkadaşları, komşuları zamanla alışmışlardı bu duruma ve neyin şaka olup… (DEVAMI…)

4 Beğeni

Kullandığınız dil çok hoşuma gitti. İçten bir yapısı var ve okuyucuyu içine sürüklüyor. Realist bir öykü olarak hoşuma gitti ancak yine de temayı çok arkada bırakmışsınız. Temayı göz önüne almazsak, tüm ebeveynlere okutulması gereken bir öykü olduğunu düşünüyorum :slight_smile:

Sizin içten yorumunuz için de ben teşekkür ederim. Bir konu belirleyip, direkt o konu hakkında bir şeyler yazmak bana göre biraz ısmarlama geliyor. Bu öykü için de şiir için de geçerli. O yüzden ben ana temaları alıp konunun etrafından dolanmayı seviyorum. Ortada kuyu var yandan geç misali. Tabi konuya bağlı kalan yazarlara da saygım sonsuz. Bu benim siparişe göre ürün yapamama özelliğimden kaynaklanıyor çünkü.

Ağırlıklı olarak toplumcu gerçekçi hikayeler kaleme alıyorum. Hikâyenin başındaki “kemik biti” esprisi de oğluma yaptığım, sonrasında vicdan azabı ile uyumaya çalıştığım bir gecede kaleme alındı. Bu yüzden de realist bir öykü olmasını pekiştirdi.

Cümlenizin sonundaki değerlendirmeniz benim için mutluluk kaynağı oldu. Çok teşekkür ederim.

Bu arada öykünün ismini yanlış yazmışlar. “KEMİK BİTİ” olmalıydı. Mail attım, düzeltirler sanırım :slight_smile:

Sevgiler…

Tabi ki bu konuda haklısınız, ama ben bunu ısmarlama olarak görmüyorum. Ben de aynı şekilde direk piramitleri anlatan bir öykü yazmadım :slight_smile: Bir insanın intihar düşüncesini nasıl kelimelere dökebileceğimi düşündüm. Bu psikoloji herkesin anlayabileceği bir psikoloji değil bu yüzden ilk başta sadece piramit bir kolye düşünmüştüm lakin daha sonra bu kolyenin de bir hikayesi olması gerektiğini düşündüm ve kendimi tanrılar aleminde buldum. :slight_smile: Ortak bir tema olması ısmarlamadan çok yöneltme gibi geliyor bana.
Oğlunuzla aranızdaki bu küçük şakayı çözmüşsünüzdür umarım :slight_smile: Gerçi bu farkındalığa gelmiş olmanız çözdüğünüzü gösterir.
Ebeveynlerin bu farkındalığa erişmesi gerektiğini düşünüyorum, çünkü bir insanın aşamadığı en büyük sorunları genellikle çocukluk travmalarından oluşuyor.

Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır. Öykünüzü okuyup yorumlayacağım en kısa sürede. Merak uyandırdı.
İntihar konusunu çok düşündüm fakat intihar etmeyi değil. Üniversiteden bir arkadaşımın hayatına son vermesi beni vaktiyle çok etkilemişti.
Küçük şaka konusunda sorun kalmadı. Ara sıra resim defterine göz atıyorum yine de :slight_smile:
Hepimizin farkında olduğu ya da olmadığı çocukluk travmaları muhakkak vardır. O yüzden ebeveynlerin bilinçli olması sağlıklı toplumlar için ön şart gibi bir şey. Duyarlılığınız için teşekkür ederim.

Görüşmek üzere…

1 Beğeni

Merhaba @Arokan

Bu yorumu yazmadan önce diğer öykülerinizi hatırlamak için tekrar gözden geçirdim. Ve kendimi onayladım.

Bu, şimdiye kadar okuduğum öyküleriniz arasında en iyi olanıydı. Bu kadar büyük bir dramı, kısacık bir öyküye sığdırmışsınız. Hiç acelesi yok kelimelerinizin ve dağılmamışlar. Dramı anlatırken, süslü vıcık kelimelere de ihtiyaç duymamışsınız. Öykü anlatıcısı olarak, bu yoğunlukta bir metni, sanki “ben anlatıcıyım, duygularımı işin içine katarsam metni bozarım, o yüzden size bunları sakince anlatıyorum” demişsiniz.

Anne ve oğulu yerde konuşturduğunuz bölüm ise yarattığınız atmosfere o kadar yakışmış ki.

Çok beğendim çok

Kaleminize sağlık

2 Beğeni

Merhaba @Muge_Kocak

Sizden bu yorumları duymak gerçekten mutluluk verici. Her yeni öyküde ilerleyebildiğini duymaktan başka, okurun duygulandığını hissetmekten başka ne isteyebilir ki yazar? Edebiyata gönül vermek, karşındaki gönüllerin çarpıntısını duymaya başlayınca bir anlam kazanıyor.

Bu ve bunun gibi dramlarda asıl önemli olan, karakterlerin ruhuna erişebilmektir bence. Bir çocuk, anne, baba, kardeş, komşu kim olursa olsun onlar gibi düşünmeli, onlar gibi olduğunu dökmeliyiz kağıda.

Anne ve oğul bölümünü yazarken zorlandım. Onları o halde konuşturmak kalbimi derinden sızlattı.

Sizin de yüreğinize sağlık.

2 Beğeni

Merhaba @Arokan;

Sonunda fırsat buldum yorum yazmaya, umarım bitirene kadar kimse rahatsız etmez :slightly_smiling_face:

Öncelikle elinize sağlık bu yürek sızlatan öyküden ötürü. Her ne kadar mesafeli olsam da, bu öyküyü okuduktan sonra benim de içimden realist bir öykü yazmak geldi. Çünkü iyi yazıldığı takdirde (tıpkı yaptığınız gibi) gayet etkileyici oluyor.

Ben öykünü başlığını bilinçli bir seçim zannedip öykünün sonuna kadar bir beklenti içerisine girdim. Ama yorumlarınızdan birinde yanlışlık yapıldığını ifade etmişsiniz.

Şu cümlede özne yüklem uyumsuzluğu var gibi, tekrar göz atmanızı tavsiye ederim:

Kaşınan yerlerini kaşımamak için direnen zavallı çocuk, sofrada otururken çatal kaşık kullanamaz hale gelmiş, tir tir titremeye başlamış, soğuk terler dökmüş ve sonunda masa örtüsüyle beraber kendisini de yere atarak çığlık çığlığa kendinden geçmesine sebep olmuştu.

Gayet güzel bir öyküydü. Görüşmek üzere, selametle…

1 Beğeni

Merhabalar Okan Bey,

Nedendir bilmiyorum, yazınızı okumadan önce bu kadar hüzünlü bir öyküyle karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim. Acı hiç bitmedi öyküde, son ana dek kedere boğdu. Bu da onu etkileyici, güçlü bir öykü yaptı.
Gerçekten de aileler çocuklarını yetiştirirken çok dikkatli olmalı sanırım, zor iş.

Yine görüşmek dileğiyle. :slight_smile:

1 Beğeni

Hocam yapmayın, önce sağlık :slight_smile:
Gerçekçi öyküleri depreştirmeye vesile olduğum için memnun kaldım. Yorumlarınız motive olmama sabep oluyor. Başlık konusunu hiç sormayın. Düzeltilmesini bekliyorum :slight_smile: Bir harf nelere kadir değil mi?
Bahsettiğiniz cümle sıkıntılı. Yazarken fark ettim de bazen atlayabiliyoruz işte. “çığlık çığlığa kendinden geçmişti,” diyerek düzeltilebilir.
O zaman sizden mühür konusuyla ilgili “realist” bir öykü bekleyelim :slight_smile:
Sevgiyle kalın. Öyküyü güzel kılan etkileşim sağlayan güzel kalbinizdir.

1 Beğeni

Sevgili Okan :slight_smile: @Arokan ,

“Bu ay öykü yazmayacağım galiba” demenin ardından gelen bu gece yarısı ilhamı iyi ki gelmiş, hoş gelmiş, çok da güzel olmuş. :slight_smile:

Tamı tamına sana yakışan bir öykü oldu bu. Anadolu’dan gelmiş geleneksel bir aile betimlemesi (senin sevdiğin), tamamen ayakları yere basan bir konu (senin realizmin), buram buram trajedinin içinde bir Bihter geceliği ya da dedikoducu komşular gerçekçiliği ve mizahı yani hepsi sana dair olmuş.

Eline, kalemine sağlık demek yüreğine haksızlık olacağı için, yüreğine sağlık demek istiyorum canım :slight_smile:

Benim favori bölümümü söylememe gerek yok sanıyorum, çünkü her bir satırı ayrı favorim :relaxed:

Sevgiler,

Sena

1 Beğeni

Merhaba sevgili @Haluk_Cevik
Bu öyküde yine aralara mizah serpiştirdiysem de acının boyutu büyük, eşiği düşük olduğundan hissedilen fazlaca acı oldu sanırım.
Çocuk eğitmek başlı başına bir roman konusu. En azından küçük bir örnekle çocuk sahibi olmak isteyenlere bir mesaj iletebildiysem ne mutlu bana :slight_smile:
“Buluşma” isimli öykünüze kaliteli zaman ayırıp okuyup yorumlayacağım en kısa sürede.

Görüşmek dileğiyle.

1 Beğeni

Merhaba.
Teşekkür ederim. İşte hepimiz zaman zaman ilham denen mahlukatın sürprizlerine şahit oluyoruz.
Kendisinin sağı solu belli olmuyor. Onu da böyle kabul etmekten başka çaremiz de yok sanırım.

Acındırmak için söylemiyorum aksine benim gurur kaynağım olan gecekonduda büyümüş olmanın, o mahallelerin tozunu yutmuşlumun bir getirisi de Anadolu hikayeleri işte. Bu duyguları aktarabildiğim için mutluyum.

Teşekkür ederim güzel yorumların için. :slight_smile:

Sevgiler…

1 Beğeni

Teşekkürler şimdiden.
Bu ay ilk sizin öykünüzü okudum.
Mühür temasında da katılımınızı bekleriz. :slight_smile:

1 Beğeni

Merhaba @Arokan,

Yanlış atılmış başlık mı dikkatimi çekti yoksa tanıdığım kalemlerden mi okumaya başlamak isteyip öyküne tıkladım, bilmiyorum ama iyi ki okumuşum.

Okurken şu bölümü ağzım açıkta kaldı, yok artık bu kadar da olmaz dedim:

Blok-alıntı İşin gücün aptal aptal diziler seyretmek. Saçma sapan kadın programları izlemek… Yok Esra Erollar, Müge Anlılar, yok onun kocasının evi yok, yok kayınpederi damadıyla aşk yaşıyomuş.

Aslında ben de bu ay için Modern Kölenin Güncesi adlı bir öykü hazırlamıştım fakat yetişmeyince kendi bloğumda yayınladım. Eğer vakit bulup okursan neden bu kadar şaşırdığımı daha iyi anlayacaksın. Şuraya benim öykünün ilgili bölümünü yapıştırıyorum. Bakalım hak verecek misin? :sweat_smile:

“O ekranın karşısına geçip “Zuhal Topal’la Sofraya Topalla”, “Müge Anlı’yla Katır Kutur”, “Gelinim Balkonda”, “Esra Erol da mı Orada?” ve türevi programlara tahammül edebilecek kadar güçlü sinirlerim yok.”

Senin öyküye dönersek Kemik Bitti başlığını görünce acaba piramitlere nasıl bağlamış diye düşündüm. Meğer olay kemik bitindeymiş. :slight_smile: Çok keyifle başlayan hikayenin böyle sonlanacağını hiç düşünmemiştim, içimi parçaladı.

Son olarak cehaletin kökü kurusun, Ahmetler ölmesin.
Sevgiler

1 Beğeni

Merhaba Küçük Ren Geyiği.
Başlıkta sadece bir “t” harfi fazla :slight_smile: Özellikle ilginç bir başlık olması için seçmiştim. Sağolsun seçki yöneticileri bir harfle edebiyat kariyerimi bitirdi. Belki de bu yüzden “bitti” yazdılar kasıtlı olarak :slight_smile: Gizli bir mesaj vermişler bana.
Blogunuzdaki öykünüzü okudum. Toplumsal gerçekçi bir öykü. Kısa ama hoş bir öykü kaleme almışsınız. Aynı konuya aynı örneklerr dokundurmamız da duyarlılığımızdan kaynaklı olmuş sanırım. Tesadüfler güzeldir :slight_smile: Keşke yetişmediğini düşünmeyip yine de gönderseydiniz seçkiye. Esnek davrandıklarını duydum bu konuda tecrübeli arkadaşlardan.

Hikayemin içinizi parçalaması tabiriniz üzdü ama topu Ahmet’in babasına atarak sıyrılabilirim bu durumdan. Tabi burada da kendi oğluma yaptığım hikayenin başındaki espiri peşimi bırakmaz. Bu da benim cahilliğim oldu işte.

Çocuklar ölmesin… Öykülerde geçen yazar acındırmacası olsun sadece.

Çok teşekkür ederim değerli vaktinizi ayırdığınız için. Çok sevindim.

1 Beğeni

Merhaba Okan😊
Enerjinizin dinginligi, güzelliği, oykulerinizde de kendini gösteriyor. Secki’deki sağlam ve kalıcı kalemlerden birisi olacağınızı düşünüyorum.
Kullandığınız ağzı okumak, çocukluğumun insanlarını görmek epey güzeldi.
Finali sarsıcı, akışı güzeldi.
Daim olsun kaleminiz. Görüşmek üzere :blush:

İki çocuk, bir eş, sürüyle hayvan (koyun değil), iş hayatı ve yine de kopmamak edebiyattan. Sizinkinin yanında benim enerjim ancak odamı aydınlatır. Sizinkisiyle o hatırladığınız mahalleler seyran olur.
Övgüleriniz gerçekten kalem ateşleyen türden. Onurlandırdınız beni.
Ayırdığınız zamanın sonsuz katı kadar mutlu zamanlar dilerim.

Sevgiler…

1 Beğeni

Ne mutlu oldum. Çok teşekkürler😊
Böyle gözükmek sonsuz mutluluk verici.
Bir gün belki koyunlarım da olur, yapmayacağım şey değil. :blush:
Hislerimiz karşılıklı. Görüşürüz sonraki Secki’mizde✌

1 Beğeni

Merhaba Okan,

Çok sarsıcı ve sosyolojik yönü güçlü bir öykü olmuş. Temiz tertemiz bir gol. Ofsayt yok. Çok nizamı. Ne eksik ne fazla kelimelerle kaleme almışsın. Hiç boğazımı tirmalayan beni yoran bir bölüm olmadı. Akıcı saf ve duru bir dil kullanmin vardı. Sonuna kadar okuttu.

Belkide tarzım hüzün öyküde hüznü çok severim melankolik bir halim var. Çok etkiledi beni. Çok büyük bir dram var. Belki sayfalarca alt metin yazılır bu hikayeye ama 5000 kelimelik sınırı dikkate alarak öylesine güzel süzmüşsün herseye ve herkese yetmiş anlattıkların. Bence önemli bir başarı. Hikayeyi okurken hiç kopmadım orada yaşadım kendimi bir yerde konumlandirdim mesela ben olsaydım Tuncay Ağabey olurdum öyküde orada durup Hasan a bakardım. Belki bir şey diyemedim teselli de edemezdim ama durup bakardım.
Kolay mı hem evladını hem eşini kaybeden adama güç vermek. Güçlü dur demek. Yıkılır gider karşısında insanın dağ gibi bir adam.
Kürek biti bence güzel bir buluş yani buradan psikoloji yaratıp çocukların o saf mantığından da yararlanarak çok güzel bir dram yaratmışsın.

Dedim ya çok net gol hiç ofsayt yok… Temiz tertemiz bir öykü

Yeni öykülerine

2 Beğeni