Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/kor-gepetto-galip-ve-vefasiz-oglan-pinokyo-musa/
Ahşap kapının gıcırtıyla açılıp, gürültüyle geri kapandığını duydu yaşlı ve kambur adam. Burnuna gelen kesif rakı ve tütün kokusundan Musa’nın eve döndüğünü anladı. Vakit gece yarısını çoktan geçmiş olmalıydı. Ellerinin arasında tuttuğu, henüz kuyruğunu şekillendirdiği tavşanı el yordamıyla masanın üzerine bıraktı. Bastonunu sessizce kavrayıp usulca odasına yönelmişken bastonun ucu bir dirençle karşılaştı. Kokudan anladı, Musa… (DEVAMI…)
Merhaba Müge,
Masalı “anti” bir tavırla ters düz etmişsin. Bu gerçekten hoşuma gitti. Nedense bütün olan felaketlere rağmen yüzümde bir gülümseme ile okudum öykünü.
Bununla birlikte biraz daha uzun biraz daha orjinal masalın tüm noktalarını “kafaya alarak” gidebilirmişsin. Gerçekten o da keyifle okunurmuş.
Belki başka göndermeler de yaptın ama ben akışına kaptırdım kendimi.
Son dönemde her metne bir alternatif teori yazılır ya o kabilden ben de yazayım “Acaba Galip de mi eskiden kuklaymış?”
Kalemine sağlık…
Merhaba Murat,
Okuyup yorumladığın için çok teşekkürler. İtiraf ediyorum biraz aceleye geldi, kesinlikle uzatabilirdim özellikle yalan kısımlarını ama içim kaldırmadı
Galip’in kukla olma ihtimali de var Seni göremedik bu Seçki’de. Umarım bir sonrakine.
Kolay gelsin
Merhabalar,
Alışık olduğumuz masallardan çok farklıydı. Anlatımınız güçlü ve öykünün akışı da merak uyandırıcı. Değişik bir bakış açısıyla hikayenizi okumak güzeldi. Emeğinize sağlık.
Beğenmenize çok sevindim. Okuduğunuz ve yorumladığınız için teşekkürler
Selam @Muge_Kocak
Benim çok sevdiğim metaforlardan biri olan Frankenstein Sendromu’nu senden okumak çok güzel geldi. Alkolik Gepetto’nun Pinokyo’yu dövmesi fikri de ayrıca komikti. Sonu tam da istediğim şekilde bitti ama öyküye biraz ihanet etmiş. Başlarda tatlı tatlı giderken sonlara doğru birden kararmış. Ama güzeldi nihayetinde, kalemine sağlık. Görüşürüz.
Tatlı gidiyordu ama intikam duygusu daha ağır bastı galiba Bir şekilde yoğun giden duyguları bozma eğilimi taşıyorum yazılarımla - normal giden bir yerde bozulsun tökezlesin istiyorum. Yorumun için çok teşekkürler. Görüşmek üzere @ulu.kasvet
Merhaba,
Toplum baskısını üzerinde hisseden bir Gepetto’yu tanıdık bu öyküde. Bu topraklara ait olan deyimlerin kullanılması da ayrı bir renk katmış. " Sağa sola takılma oyarım yoksa seni! " örneğinde olduğu gibi cuk diye oturmuş öyküye. Başta öykünün başlığını garipsedim fakat okuyunca neden o şekilde kullanıldığını anladım. Onun haricinde bir kaç tespitim de şu şekilde : Gepetto’nun Pinokyo’yu aramaya çıkması ve hemen gölete koşmasını biraz erken buldum. Hani bir görgü tanığı, ya da bir kaç yere sorup da sonrasında göletin yanından geçerken denk getirilmiş olsa daha güzel olurdu belki. Bazen benim de hikayelerin tamamlanma heyecanına kapılıp kısa kestiğim geçişler olabiliyor. Son olarak da cinsel organlar konusunda “takım taklavat”, “bacaklarının arasında gördüğü şeyden keyiflenmek” gibi akıllıca kullanılmış tabirlerin, karı olsaydın … olurdu kısmında da kullanılması daha yumuşak bir anlatım olurdu düşüncesindeyim. Gerçi alkolün etkisiyle de söylenmiş olabilir bu Özetle; çok farklı bir bakış açısıyla yazılmış, Pinokyo’nun küllerinden insan olarak doğması ile kendini aşıp intikamını alması güzel düşünülmüş. Belki de insani bir güdünün hemen devreye geçmesiyle ilgilidir bu da. Okurken hikaye aktı gitti. Keyif aldım oldukça. Kaleminize ve yüreğinize sağlık. Sevgiyle ve edebiyatla kalın…
Okuyup yorumladığınız için çok teşekkürler. Keyif almanıza da çok sevindim. Evet bir çok yeri açabilirdim/uzatabilirdim ve daha mantıklı bir çerçeveye oturtabilirdim metinde, gepetto pinokyoyu nasıl buldu, ya da kitap okumayı nereden biliyordu, macera kitabı da neydi, o nereden gölete rastladı, siyah pelerinli peri nasıl iblis oldu ve hatta şu saçma şeyi neden söyledi “bir şeyi çok istersen olur”… Tuhaf kurguları sevdiğim için hep kalemim öyle oynuyor ve geçişleri kısa tutup kesiyorum.
… ile ifade ettiğiniz diğer yorumunuzda ne demek istediğinizi anlıyorum ama o ifadeyi yumuşatmayı tercih etmedim, Gepetto’nun kişiliğiyle uyumlu bir kelimeydi. Bu yüzden de sanırım orada öyle kalacak
Tekrar teşekkürler,
Görüşmek üzere,
Rica ederim. Elimden geldiğince, dilim döndüğünce yorumlamaya çalışıyorum kendimce. “…” lı kısım yazım tarzı sonuçta. Yiğit - yoğurt meselesi Değiştirmenizi kastetmedim kesinlikle. Ben daha yumuşak tabirler kullandığım için ve yazarın da bir kadın olduğunu görünce, toplumun bilinçaltımıza yerleştirdiği “yalnız erkek küfürlü konuşur ya da yazar” safsatasından kaynaklı şaşırdım sanırım. Cesur kalemsiniz. Tebrik ederim. Öykülerinizi okuya okuya tarzınızı da anlayacağıma eminim. Sevgiler…
Geberesice Galip!
Su gibi akan bir öykü, kalemine sağlık Müge:) En çok da sarhoş kafayla şehadet getirememe kısmına güldüm:)) Hakikaten irkilten bir kurguda gülümsetmeyi başarmışsın. Aradaki peri, gölet, balinalar yerine Galip’le, Musa’nın ilişkisindeki o çok iyi verdiğin ayrıntıları okumayı tercih ederdim ama işte siparişle olmuyor ki bu iş. Her okuyucu kendine göre şekillensin istiyor öyküyü ama yazar ne derse o. Beğenip beğenmemek ise okuyucuda saklı. Ben okur olarak beğendim velhasılı, kalemin klavyen dert görmesin!
Çook teşekkürler bu cesaretlendirici yorumun için. Ne güzel zaman ayırıp/bulup okuman çünkü takip edebildiğim kadarıyla oldukça üretken birisin. Ben de umarım bir gün her okuyucunun istediğini bulabildiği ama tamamen benim istediğim o büyülü metni yazabilirim. Düşünsene, öyle bir öykü kaleme alıyorsun ki her bir kişi farklı görüyor ama aslını sadece sen biliyorsun. Büyülü kelimelerimizin bitmemesi dileğiyle
en güzel öykü henüz yazılmamış olandır diyelim o vakit:) sevgiler Müge, hep yaz hep okuyalım bu serüven hiç bitmesin…
Merhaba,
Elinize sağlık. Çok beğendim. Keşke daha uzun olsa diye düşündüm, yetmedi.
“Kara Delik” temasında da devamı yazılabilir gibi, tam Galip’lik konu =)
Selamlar
Merhaba
Okuyup, beğenmenize çok sevindim. Devamı gelir mi bilemedim Galip o karanlığında kalsın bence.
Sevgiler
Merhabalar,
İlk olarak ifade etmek isterim ki Gepetto’dan tiksindim vallahi. Allah cezasını versin onun. Ama o da bir kurban sanki. Zaman zaman cellat ve kurban yer değiştirebiliyor.
Seçkide okuduğum ilk öyküydü ama yorum biraz gecikti. Ben çok beğendim öyküyü elinize sağlık. Olaylar arası geçişler biraz geçiştirilmiş gibi ama yine de öykünün akıcılığı bozulmamış ve bu durum anlatılmak istenene halel getirmemiş. Naçizane birkaç küçük eleştiri ve önerim de olacak. Aşağıda örneklerle vermek istedim:
“Musa, adamın eğer görebilseydi tiksineceği kadar pis olan, sigaradan sararmış dişlerinin arasından, kulağına eğilip tısladı.”
Bu cümlede “adamın” kelimesi şöyle yer değiştirdiğinde daha iyi olacak gibi:
Musa, eğer görebilseydi adamın tiksineceği kadar pis olan, sigaradan sararmış dişlerinin arasından, kulağına eğilip tısladı.
“İçinde anlamlandıramadığı bir his, başına gelecek olan felaketlerin sanki bir uyarıcısıydı.”
Bu cümlede de “sanki” kelimesini sona olmak daha iyi olacak gibi.
"Hemen git üstüne doğru dürüst erkek çocuk kıyafeti al!” yerine “Hemen git üstüne doğru dürüst erkek çocuğu kıyafeti al!” demek daha iyi gibi.
Kolay gelsin, görüşmek üzere…
Merhaba
Okuduğunuz, yorumladığınız ve tespit/eleştirileriniz için teşekkür ederim.
Musa ile başlayan cümlenin yapısını nedense seviyorum Daha önce de bazı metinlerimde bu yapıyı kullandım. Evet haklısınız kulağa /göze biraz anlaşılmaz geliyor galiba.
“Sanki” yi sona koyarak cümlemi devirmek istemedim gibi sanki
“bir erkek çocuğu” kesinlikle daha düzgün duruyor ama benim tuhaf kafamda yapmak istediğime uymuyor.
Yazdığınız noktalar - geçiştirilmişlik hissi verenler - bazen evet böyle yapıyorum, kısa kesiyorum. Haklısınız.
Bence yukarıdaki metinde benim de içime sinmeyen yerler var. Mesela “Zararsız olduğundan iyice emin olunca, alkolün de etkisiyle gevşemiş halde, eliyle kuklayı boğazlayıp havaya kaldırdı.” Eliyle boğazlamayacak da neyle boğazlayacak
ya da “bastonun ucu bir dirençle karılaştı” - fizik dersi mi ki direnç olsun?
Arasam daha bulurum
Atölye gibi oldu
Kolay gelsin
Müge❣️
Yine döktürmüşsün. Damağımda şahane bir tat ve alınmış bir intikamın hazzını bıraktın. Vefa için emek gerekiyor elbet, Galip olanları ne yazık ki hakkettmiş.
Tebrik ediyorum. İyi buradasın, hep ol❣️
Gaye
Gözlerimin öyküsünü aradığı kişilerden birisin ve yine kaçmışsın
Beğenmen beni çok mutlu etti, yorumların çok değerli. Bu günlerde nedense yazdığım metinlerin çoğunda bir intikam havası var, neyse ki sadece kalemde kalıyor
Umarım bir sonraki okuyabiliriz seni,
Çook iyi bak kendine
Ne yazık ki kalem kağıt alınca elime, çizim yapmak zorunda olduğum günlerdeyim. İş çok yoğun. Ama sonraki öyküyü kurguladım. Umarım ilk fırsatta kalemimin dümenini öyküme kıracağım. Dün okudum ama ancak bugün yorumlayabildim seni.
Sen de çok iyi bak, görüşürüz bir dahaki ay😊