Palmer Eldritch'in 3 Stigmatası'nın çevirisindeki sıkıntılar

PKD en sevdiğim yazarlardan birisi, ve Okat yayınlarından itibaren çıkan kitaplarının çevirilerini ingilizce orjinalleri ile birlikte okuyarak karşılaştırmayı ve romanlarını daha iyi kavramayı hedefliyorum. Bu yazıda 6,45’den çıkan ve Gonca Gülbey’in çevirisini yaptığı Palmer Eldritch’in 3 Stigmatası adlı romanın çevirisinden bahsetmek istiyorum. (Elimdeki kitap Haziran 2013’e ait birinci baskı)

Yazıya girmeden önce çevirmenlerin işinin zor olduğunu baştan özellikle belirtmek istiyorum. Hele ki bilimkurgu çevirisi yapmak daha da zor bence, zira bilimkurgu yazarları yeni kelimeler, kavramlar türetmeyi çok seviyorlar. PKD amcamız da yeni kelimeler türetmek konusunda oldukça etkili doğrusu…

Romanın çevirisinde beni en çok rahatsız eden konular çevrilmeyen paragrafların ve cümlelerin yer alması oldu.

Atlanan paragraflar ve bölümlerin neden kaynaklandığını bilmiyorum, belki sonraki baskılarda düzeltilmiş de olabilir. Bendeki baskıda roman şöyle sona eriyor (Sayfa 330)
‘Tamam Leo, ne diyorsan odur.’

Ancak ingilizce edisyonunda durum şöyle:

“Okay,” Felix Blau said. “Anything you say, Leo.”
“Leo’? How come you keep calling me ‘Leo’?”
Sitting rigidly upright in his chair, supporting himself with both hands, Felix Blau
regarded him imploringly. “Think, Leo. For chrissakes think.”
“Oh yeah.” Sobered, he nodded; he felt chastened. "Sorry. It was just a temporary
slip. I know what you’re referring to; I know what you’re afraid of. But it didn’t mean
anything." He added, “I’ll keep thinking, like you say. I won’t forget again.” He nodded
solemnly, promising.
The ship rushed on, nearer and nearer Earth.

Çevirecek olursak…

_'Leo mu ? Niye bana Leo deyip duruyorsun ? _
Sert bir şekilde sandalyesinde oturup, iki elleriyle kendini dimdik duracak şekilde desteklerken, Felix Blau ona yalvaran gözlerle bakarak ’ Düşün Leo, Tanrı aşkına, düşün’
Oh evet. Ayılarak kafasını salladı, azarlanmış gibi hissetti. Üzgünüm sadece öylesine bir dil sürçmesiydi. Neye atıfta bulunduğunu biliyorum; neden korktuğunu biliyorum. Ama bir şey demek istemedim. Ve ekledi, dediğin gibi düşünmeye devam edeceğim. Bir daha unutmayacağım. Ağırbaşlı ve umutlu bir şekilde başını salladı.
Gemi dünyaya doğru hızlanarak yaklaşmaya devam etti.

Ben bir çevirmen değilim ve yukardaki pasajı hatalı çevirmiş olabilirim, sadece atlanmış kısımlar olduğunu belirtmek için bu örneği vermek istedim. Bunun gibi daha birçok çevrilmeyen cümleler var. Belki bunlar hikayenin gidişatını etkilemiyor ama niye atlandığını anlamış değilim.

Bunun haricinde bilimkurgu eserlerinde dipnotların eklenmesinden ve bazı kavramların çevrilmeyip açıklamalarda detaylı bir şekilde anlatılmasından yanayım.

Şöyle bir örnek vereyim.
Sayfa 10 ‘Hayat kısa, sanat’

Yukarda belirtiğim kesit anlamsız ve eksik geliyor değil mi ? İngilizcesinde ‘Life is short, art is…’ olarak geçen bu ifade Art is long life is short adlı aforizmadan geliyor. Latince orjinali Ars Longa, vita brevis olup Yunanlı Hipokrat’a aittir. Sözü geçen sanat güzel sanatlar değil, savaş sanatı gibi daha çok tekniği çağrıştıran bir ifadedir. Kişinin bir konuda mükemmeliyete erişmesi uzun sürer ve kişinin bunu yapabilmesi için çok fazla zamanı yoktur. Yani sanat sonsuza dek geçerlidir ama sanatçılar ölür ve unutulur anlamına gelir.

Ben kişisel olarak böyle dipnotları seven birisiyim ve eklense güzel olur düşüncesindeyim.

Ancak bazı dipnotların kesinlikle eklenmesi taraftarıyım.
Örnek vereyim: Sayfa 15 ‘…elektronik daire 492’ye geçen aydan tam olarak on buçuk skin borcu vardı’

Burada elektronik daire olarak geçen ifadenin orjinali conapt’dir. Metinde conapt ifadesininkalıp, bir dipnot ile açıklamasının yapılması daha uygun olacağını düşünüyorum. Peki conapt nedir derseniz, condominium tarzı apartmanın kısaltılmışıdır. Belli kısımlarının bireylere ait, belli kısımlarının ortak kullanıma açık olduğu yerleşim ünitelerine condominium tarzı denir.
Skin kısmının açıklamasının da olması önemli, zira bahsi geçen skin, truffle skin yani yer mantarı kabuğudur. Bir tür kopyalanamayan yer mantarı kabuğu cinsini PKD kopyalanamama özelliğinden ötürü para birimi olarak kullanmıştır.

Çevirmenimiz bazı kavramları ise hatalı aktarmış.
Örnek vermek gerekirse 67.sayfada ‘ünlü köşe yazarı Jim Briskin’ kesitinde köşe yazarı yerine haber palyaçosu denmesi gerekiyor. Orjinalinde ‘newsclown’ ifadesi yer alıyor. PKD magazin haberlerini sunan habercileri birer palyaçoya benzetmesinden ötürü bu kelimeyi oluşturmuş.

Başka bir örnek 249. sayfadan…
Chew-Z’yi deneyen Norm, tadı korkunç diyor. Ama aslında ‘tadı bok gibi’ demesi gerekiyor. Orjinalinde ‘Taste schmaste’ denmiş. PKD,schmate kelimesinden schmaste’yi türetmiş. Schmate argoda sıçmak ve bok anlamında kullanılır.

Son olarak romanda kullanılan sömürge/sömürgeciler ifadeleri yerine koloni/koloniciler tercih edilse sanki daha iyi olur düşüncesindeyim. Bu tamamen benim kişisel tercihim tabi ki ama koloniler bilimkurgu janrına daha uygun bence.

Romanda bence şöyle çevrilse, böyle çevrilse dediğim çok yer oldu doğrusu (45 sayfalık bir word dökümanı oluşturmuşum) Ama yine de romanın okunamaz bir düzeyde olduğunu kesinlikle söylemiyorum. Bilimkurgu ve bir PKD sever olarak takıldığım konuları belirtmek istedim.

Sonuç olarak önerim çevirmenlerimizin bilimkurgu eserlerinde dipnotlar ve açıklamalara yer vermeleri ve kimi özgün ifadeleri çevirmek yerine orjinallerini tercih etmeleridir.

Teşekkürler

5 Beğeni

Klasik bir 6:45 faciası daha… Philip K. Dick de dahil olmak üzere sevdiğimiz pek çok yazarın telifleri maalesef ellerinde. Ve her seferinde kötü bir çeviri ve sıfır editörlükle çıkıyorlar karşımıza. Dahası, yayınevi eleştiri de kabul etmiyor ve bildiğini okumaya aynen devam ediyor.

Verdiğiniz örnekler yerinde ve doğru. Dipnot konusunda da haklısınız elbette. Sömürge yerine tabii ki koloni kullanılmalıydı ayrıca. Keşke dedirtmeye devam ediyor 6:45…

1 Beğeni

Canım boykot :slight_smile:

Gonca Hanım maalesef mimli çevirmenler listemde bu arada. Böyle kimi çevirmen ve editörler var ki adlarını gördüğümde o kitaplardan elimi çekiyorum.

Ellerinize sağlık. Bilgilendirici bir yazı olmuş.

1 Beğeni

Umuyorum sıradaki PKD kitaplarından birisi bu olur.

Simulakra ya da Ubik olsa da kabulüm ben :sweat_smile:

Toplu öyküler 4 notlar kısmında PKD bu romanı yazarken bazı esinlendiği şeylerden bahsetmiş o nedenle benim de ilgimi çekti.