Şubat

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Şubat – Aylık Öykü Seçkisi

image

17 Şubat 2019 Orta neften[1], mihraba doğru yürürken, çatıdan dökülen talaşlar yine ayaklarıma yapıştı. Durumu her ne kadar umursamıyor gibi gözüksem de çıplak ayaklarımda hissettiğim tozun, içimi gıcıklatmasına bir türlü engel olamıyorum. Aslına bakarsanız, bu tozların tek sorumlusu tavanda konaklayan kuşlar ya da sürüngenler de değil, bunlar aynı zamanda; tavanı on iki parçaya bölen, demir… (DEVAMI…)

3 Beğeni

Cennetin ve bütün âlemlerin mutlak hükümdarı. İsa’yla, suretini bize gösterme nezaketinde bulunup; kendini bu kıllı, pis kokulu, yapışkan vücuda tıkıştırabilme ilimine sahip olan, her şeye gücü yeten, mütevazı ve yüce kalpli babamız. Her ne kadar senin huzuruna çıkarken, tüm doğrularımla karşına dikileceğimi söylesem de ben tam bir yalancıyım. Hem senin her şeyi bildiğini söyleyip, hem de beni hâlâ daha yanına almadığın için seni sorguladım. Lakin, senin ilmin de bilgin de her şeyin ötesinde ve üstündedir. O yüzden, lütfen bu ihtiyar budalayı affet.

Ben buralarda, derinlerindeyim. Her satırında yazımın üstünlüğünü görüyor ve hayranlık duyuyorum. Her zaman bunu yapıyorsun ve eserlerinle bizi edebiyatın süreceğine inandırıyorsun, sevindiriyorsun.

Kalemin daim olsun…! Mürekkebin kurumasin…!

1 Beğeni

Merhaba Gökay,
Öykün oldukça güzel. Gerçek anlamda bir usta işi.
Yaşlı adamın yaşadığı gelgitleri, ‘eğer böyle değilse’ diye düşünürken yaşadığı kafa karışıklığını gayet dozunda ifade etmişsin. Elinin tersi ile ittiği hayata dair yaşadığı saklı pişmanlık, insanın boğazında bir yumru bırakıyor.
Öykünün başında, ona gökyüzünü vermesini dilediği tahtakurularının, sonda bu hayalini gerçekleştirmesi, aslında Tanrı’nın varlığını ispatlaması mıdır?
Kalemin daim olsun.
Sevgilerimle…

1 Beğeni

Güzel sözler için teşekkürler Gaye.

Çok hoş bir soru. : ) Hayat bizi dinliyor, desem senin için yeterli bir cevap olur mu?

1 Beğeni

Çok hoş, çok değerli sözler bunlar.
Teşekkür ediyorum Cüneyt.

Sağ ol, var ol!

Merhabalar,

Birkaç yerde fazlalık virgül görmüş olabilirim.

Sade dilinizi, karakter ağırlıklı anlatım şeklinizi ve kıvrak cümle yapılarınızı çok sevdim.

Yıllardır rahmetli zangoç Kamburgecina’ya, Eğer beni terk etmektense destekleyen bir ailem olsaydı, R ê ve sokağının köşesindeki şarküteride, peynir mayalamayı öğrenir; akşamları eve geldiğimde buradan getirdiğim pastırmaları, peynirleri ve sevgili Dauştanillia’nın zeytinyağlarıyla, kendime harika bir masa hazırlayabilirdim, diye uktelenir, dert yanarım.

Üç-beş sefer okudum bu paragrafı; sanki tek başına tüm öyküyü sırtlıyor.

Karakterin içsel çatışmalarını resmedişinizdeki doğallığa da değinmeden geçmeyeyim.

Ellerinize kaleminize sağlık.

1 Beğeni

Merhaba,

Birkaç yerde fazlalık virgül görmüş olabilirim.

Çok haklısınız. Öyküyü kısa bir sürede yazdım. Üzerinden geçip eksikleri ya da fazlalıkları tamir etmek için pek sürem de olmadı. Hatta öyküde, sadece fazla virgül değil, fazla tamlama ve yan cümle olan yerlerde bulunuyor. Burada yayımlandıktan sonra değişiklik yapamadığım için, eksikleri düzeltemeden göndermiş bulundum. Fakat eğer tekrar okumak isterseniz, öykünün bende tamamlanmış hali mevcut. İsterseniz sizinle paylaşabilirim.

Sade dilinizi, karakter ağırlıklı anlatım şeklinizi ve kıvrak cümle yapılarınızı çok sevdim.

Değerli sözleriniz için teşekkür ederim.

Sağ olun, var olun!