Açıköğretim Hobi Olarak Okumak

**“Ne alaka nidalarına kapılmadan, destekçi bulmak amacıyla açtığım bu başlığı sen kapattırma yarappiiii”**diyerek söze başlamak istiyorum. Zira içinde bulunduğum durum pek müşkül bir durum olup destekçi bulabilme umuduyla başlığı açıyorum. Niye burası derseniz, kendim gibi olanı bulunduğum yerde bulacağıma inanıyorum da ondan…

Bende pek çok çocuk gibi büyürken sırasıyla kepçe operatörü, itfayeci, astronot ve pilotluk mesleklerini düşledikten sonra “anne ben arkeolog olacağım” diyenlerdenim. Son derece eğitimli, yüksek tahsilli, geceleri Hawking filan okuyan bireylerin çocuğu olmama rağmen toplumsal bir tepki olan “Oğlum aç kalırsın” tepkisini aldım.

Netekim, gel zaman git zaman, gece yarısından itibaren , bütün Türkiye’de, Deniz- Kara - Hava , Türk Silahlı Kuvvetleri, el ele vererek beni lisede MF okutmuş, başarılı matematik, iyi derece tarih, berbat Türkçe ve fen dersleriyle üniversiteye İşletme kontenjanından beni atmıştır.

Yılmayıp verdiğim mücadelede mezun olmuş, bankacılık sektöründeki hatırı sayılır maaşlı yerimi almış bulmaktayım. Bu arada frp kitapları mı dersin, dünyayı gezmek mi dersin, maketler olsun, araba almak olsun aboooo bir dünya hayaller hayaller öyle veya böyle bitti. Maraton koşalım dedik koştuk. Yüksek lisansıydı belgesiydi o da tamam. Evlilik de tamam velhasıl bu Arkeoloji haltı hep içimde kaldı. Tabi aradan geçen yıllar da Tarihe gönül kayması da oldu…

Şimdi dedim ki olum Arkeolojinin açığı yok, e benim de işi bırakacak halim yok, gel şu Tarih Bölümüne yazılalım zevkine okuyalım. Konunun özü de tam da budur işte. Şimdi okula başladım. Hatta ilk sınavlarda geldi. Böyle görüşüp fikir paylaşabileceğim benim gibi insanlar var mıdır bilmek istiyorum? Lütfen, lütfen, lütfen…

2 Beğeni

bu başlığı sen kapattırma yarappiiii”

amin…
“Ben Tarih okudum” demek için bir belge gereksinimi varsa ona bir şey diyemem ama bence zevkine, merak yenmek, Tarih öğrenmek için okuyacaksanız AOF Tarih bölümüne ihtiyacınız yok, AOF ile haşır neşir olmadan da yapabilirsiniz…

2 Beğeni

Açıkçası böyle bir merakınız varsa tabi ki gerçekleştirmeniz çok hoş olmuş. Ancak tarih alanında iyi olmak için tarih okumanız şart değil. Merakınızla ve iyi kaynaklara ulaşarak kendinizi bu konuda iyi noktalara ulaştırabilirsiniz. Eğer profesyonel anlamda bir tarih merakınız varsa AÖF bu konuda yetersiz olacaktır. Hatta ülkemizdeki bir çok “tarih” bölümü adı altında dersler veren üniversiteler dahi çok yetersiz kalacaktır. Dünyada bu tür alanların “amatörleri” yalnızca meraklarıyla inanılmaz işler çıkarıp yeni bilgiler ortaya çıkarabiliyorlar. Bizde malesef “amatör” bilinci yerleşmediği için bir çok alanın meraklıları bu işlere hiç bulaşmıyorlar. Yine de böyle bir işe girişmeniz çok güzel. Umarım istediklerinizi gerçekleştirir ve meraklı yanınızı mutlu edebilirsiniz. Başarılar diliyorum :slight_smile:

2 Beğeni

Aynı mantıkla işim gücüm yerindeyken içimde kalmasın diyerek AÖF Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne başladım ben de. 3. sınıfa gelince mantıksız geldi yaptığım. İlgi alanlarınızı araştırarak, okuyarak kendinizi istediğiniz konuda yetiştirebilirsiniz. AÖF ders kitapları matah şeyler değiller pek. Zaten artık kitap da ücretli. Eğer diploması bir işinize yaramayacaksa oraya vereceğiniz parayı kitaplara vermenizi öneririm. Şöyle çok hoş bir hanım var mesela. Okuma listeleri falan öneriyor. Makaleler tavsiye ediyor. Aynı isimle twitter ve twitch kanallarını da arayarak bakabilirsiniz. Bu tarz insanları takip ederek dilediğinizce okumanız daha faydalı olacaktır sanırım.

6 Beğeni

Benim küçüklükten hayalim tarih okumaktı. Tarih en sevdiğim dersti herkesin aksine. Hayatımın oyunu diyebileceğim Age of Empires 2’de tarihe olan sevgimdendir.Ancak aile ve ülke gerçeği Hukuk seçmeye itti beni. Şimdi yaptığım mesleğimi seviyorum fakat içimde bir ukte kaldı. Açıköğretim’den de Uluslararası İlişkileri bitirmiştim. Gene açık öğretim olmasın diye sınava girerek bu sene ben de Gaziantep Üniversitesi Tarih bölümüne yazıldım.

Bir hevesle gittim ancak gerek dersler gerek vizeler hayal kırıklığı oldu benim için. Öncelikle dersler lisedeki tarih dersleri gibiydi sınıfımın seviyesi gerçekten çok düşük. Kimse tarih isteyerek gelmemiş puanı yettiği için ve mezun olup polis veya asker olmayı düşünenlerin sayısı bir hayli fazla. Ben 2009’da ÖSS’ye girdiğimden beri ilk defa geçen sene girdiğim sınavdan sözelde 30.000. olarak bölüme 1. girdim düşünün yani.

Vizelere gelince tamamen ezbere dayalı sınavlar. Örnek soruları şöyle söyleyeyim : 5 tane sümer kenti yazınız (25 puan) veya Arabistan’da yılın x zamanları kurulan panayırın adı nedir?..vs.vs
Yani lisede daha yoruma dayalı sorular çözerdik burada ise tamamen ezber. Amaç öğretmek değil.Ezberleyen geçsin.

Açıkçası işleriminde yoğunlaşması sebeiyle vizelerle beraber bölüme devam etmeme kararı aldım. Benim sevdiğim okumaktan keyif aldığım Tarih bu değil. Ben açıkçası kitaplardan öğrenmeyi daha çok sevdim.

5 Beğeni

Ben ilgim olması dolayısı ile heves ederek Açıköğretim Fotoğrafcılık ve Kameramanlık bölümüne yazılmıştım.
2 yılım üniversitenin e-öğrenme portalında sorulan soruların yanlışlıkları ve mantık hatalarını üniversiteye geri bildirim yapmakla ve sınav sorularında olan mantıksızlıkları ve yanlışlıkları bölüm başkanı ile mail yolu ile tartışarak ve en sonunda da hiçbir mantıklı cevap alamamakla geçmişti. Kayıpsız mezun oldum ama aldığım bilgi, birikim bana bir şey kattı mı, hayır.
Bu yıl da Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne heveslendim ama sonra otur oturduğun yerde dedim.

Benim de hayalimdir bir gün düzenimi kurunca sırf hobi olsun diye tarih, sanat tarihi, güzel sanatlar vs okumak. Ama ne yazık ki mühendislik okuduğum için işsiz kaldım ve bu gidişle düzenimi kuramayacağım gibi duruyor. Yaptığınız şey güzel bir şey, başarılar dilerim.

1 Beğeni

Aslında ikisi de var. Zaten tarih okuyorum. Kendini tarih öğretmeni zanneden pek çok yarmadan daha sağlam eğitim aldığımı ve kitaplara sahip olduğumu biliyorum. Bu konuda alçak gönüllü olamayacağım. Ancak, hem hobi olarak yapmak hem de bunu yaparken sırf o etiketi de CV me katıp ilerde bunu da yaptım demek istiyorum. Umarım olur.

2 Beğeni

Karamsarlığa düşüp başlık açmamdaki sebep bu oldu. Neyse ki benim gibi varmış. Dünya kadar Orta Asya Türk Tarihi okuyup konuları bitirdim, Orta Asya Türk tarihinde çıkan soruya bak: Karatay Devletinin Çincesi nedir? tarih sorusu bu

1 Beğeni

Ben de aynı şekilde okuduğum mühendislikten çok pişmanım. Zerre katkısı olmadı bana. Şimdiki aklım olsa güzel sanatlar ya da mimarlık okurdum.

3 Beğeni

Bir Fen-Edebiyat Tarih mezunu olarak, eğer iş bulma amacıyla yapılıyorsa uzak durulması gereken bir şey derim. Bu alan en zor bölümlerden biridir ama gelin görün ki altı oyulmuş bir tarih eğitim sistemi oluşturuluyor. Kendinizi geliştirmek adına okuyabilir hatta yüksek lisans yapabilirsiniz bu konuda önü açık. Ama ne yazıktır ki Türk Tarihi artık Osmanlı ile sınırlandırılıyor. Minik beyinlere Cumhuriyet tarihi anlatılmıyor üstün körü geçiliyor. Püsküllü delilerin, küfürbaz iftiracı kalpazanların tarihçi olduğu bir memleketteyiz

3 Beğeni

Yazdıklarını okurken o kadar eğlendim ki, gözümün önünden bir film şeridi geçti sanki. Babama “ben arkeolog olmak istiyorum” dediğimdeki bakışını hâlâ hatırlarım. Ülkem şartları keşke daha farklı olsaydı da gönül neyi istediyse onu yapabilseydik. Ha ben daha şanslıyım sanırım, arkeolog olamasam da sevdiğim bir mesleği yapıyorum. AÖF’nden tarih okumaya ben de defalarca niyetlendim, bi zaman üniversite zamanı olmaz dedim, sonra mezun oldum bu sefer başka engeller derken bu zamana geldim. Kendimce romanlarla, dergilerle, kitaplarla takip etmeye çalışıyorum ama o da kısıtlı oluyor ne yazik ki. Aradan 50 yıl da geçse arkeoloji ve tarih içimde hep bir ukte olarak kalacak biliyorum :blush:

3 Beğeni

Selam, bilgisayar mühendisiyim ve 14 yıldır yazılım sektöründe yazılımcı olarak çalışıyorum. Benim de hep içimde kalan merak acaba sözel bir bölüm okusaydım nasıl olurdu. 4 yıl önce ben de İstanbul Ünv. açıköğretim sosyoloji bölümüne kaydoldum. İşten çıkıp eve gidince ders notlarımı okudum hatta özet bile çıkardım. Sınavlarda çok yüksek notlar aldım. Çok hoşuma giden bir deneyimdi. Tabii ki sosyolog olmayacağımı biliyorum ve böyle bir isteğim de yok. Bekarım , çoluğum cocuğum da yok. Akşam televizyonda kanallar arasında gezerken vakit öldüreceğime ben bunu yaptım ve dersler genelde çok hoşuma gitti. Birkaç ders var hiç ilgimi çekmeyen veya 1-2 ünite okuyup hocanın taraflı anlatımını beğenmediğim. Onları da notları hiç okumadan gayet rahatlıkla geçtim. 1 dönemim kaldı. Aslında yaptığım üniversite eğitiminden çok kişisel gelişim eğitimi gibi oldu benim için ve kesinlikle çok şey kattı. Bu bilgileri nerede kullanacağımı bilmiyorum ama bir film, tartışma hatta tiyatro oyunu seyrederken bahsedilen şeyin aslında ne olduğunu anlıyorum daha önceden büyük ihtimal fark etmezdim bile.
Bu arada kendim sosyolog olsam çok kızardım açık öğretimde bu bölümlerin bulunmasına onu da söylemeden edemedim:))

1 Beğeni

AÖF de dışarıdan bakıldığında çok kaliteli bölümler var. Fakat içine girdiğinizde ezberci sistemde ilerleyebiliyorsunuz. Fotoğrafcılık ve Kameramanlık okudum. Her sınav sonrası üniversiteye hatalı soru iptal başvurularında bulunuyordum. Kitapta yazan bir çok tezi çürütüp arkadaşımla bölüm yöneticisine mail yoluyla bildirim yapsak da bir kaç mail trafiğinden sonra cevap almamız kesildi. Tartışmaya kapalı ve ya hatalı ya da birden fazla doğru cevabı olan sınavlarla bir bölüm bitirmek istemediğim için fotoğrafcılık diplomasını aldıktan sonra başka bölümler okumaktan vazgeçtim. Yoksa daha sosyoloji ve edebiyat bölümlerini de bitirmek istiyordum.

1 Beğeni

Kesinlikle haklısın.

1 Beğeni

Ben tarihçiyim. Lisansta tarih okudum. Yüksek lisasım tarih. Doktoraya da birkaç ay sonra yine tarihten başlayacağım inşallah. Üniversite hocasıyım. Aynı zamanda 4. dili öğrenmeye çalışıyorum. Bunun yanı sıra uzmanı olduğum alanın sınırları her geçen genişliyor. Kazdıkça, derinleştikçe hiçbir şey bilmediğimi her geçen gün daha çok farkediyorum ve her gün daha keyifli. Bunları neden söyledim? Çünkü eğer bu yazıyı okuyup kendini sıfırdan tarihe adayacak arkadaşlar varsa yol bu, haberleri olsun diye :slight_smile: Yaptığım işi çok seviyorum. Evet iş bulmak zor olabilir lakin sosyal bilimler kişinin tamamen kendini adaması gereken alanlardır. O yüzden iş tartışmasına girmeyeceğim. Sonuçta büyük profesörler bir anda olmuyor. Hepsi bu yollardan geçiyor. Açıköğretim tarih okumanın ise küçümsenecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Ha sorular yanlış çıkıyor diyen olmuş. Bu konu hakkında bilgim yok. Çevremde aöf’de tde ve sosyoloji okuyan insanlar var. İnanın hepsi bu bölümleri okuduktan sonra çok değiştiler. Önemli olan materyalist fayda ise bu bölümler insandan (eğer tamamen kendini adarsa) uzun vadede çok şey getirir ve götürür de. Fakat istenen zihin ve ruh tatminiyse evet size vereceği çok şeyi vardır bölümün. Aöf okurken aynı zamanda makaleler okuyarak, ilinizdeki üniversitenin hocalarına mail atıp derslerine girerek kendinizi geliştirebilirsiniz. Bu bölümü okumak size alanın metodolojisini öğretecektir. Ayrıca tarih aöf mezunu olup, örgün bir üniversitede yine sosyal bilimler alanında master yapan öğrencilerim, tanıdıklarım var. Aynı zamanda örgün okuyup inanın bir tane Halil İnalcık makalesi okumamış insanlar da tanıyorum. Yani olya örgün, açık değil. Olay insanın kendini bilmesi, geliştirmesi. Selamlar.

5 Beğeni

Bende aynı düşünceler ile aöf uluslararası ilişkiler bölümüne başlamıştım fakat öylesine, boş zamanlarda ders çalışarak okumanın tamamen vakit kaybı olduğuna kanaat getirip bıraktım.

Kursa gidecek vaktim olsaydı kesinlikle fransızca veya japonca kursuna giderdim. Onun yerine Udemy üzerinden c#, swift, unity, blender derslerine kayıt olup düzenli olarak çalıştım. Açıköğretimde öylesine sınavlara girmekten çok daha fazla yararını gördüm.

1 Beğeni

güncelleme…

Arkadaşlar ben an itibariyle AÇIK ÖĞRETİM TERK im :slight_smile:
Saçma sapan tarih soruları nedeniyle bölümü bıraktım. Okuduğum ile sınavda çıkan şeylerin konu olarak bile aynı başlık altında toplanması yanlış. Şu sıra mutfak ilgim sebebiyle bir kere de şansımı 2 yıllık gastonomide deneyeceğim. Emekli olunca tekarar bir üniversitede bu defa derslere giderek mümkünse adam gibi bir okulda hayalimi tamamlayacağım

2 Beğeni

açıköğretimden tarih okumayı tavsiye etmem, çünkü orada tarih gerçekten kronoloji gibi öğretiliyor, üzerine tefekkür edilebilecek bir şey görmemek insanı tarihten soğutur. Ama 0 dan iyi bir tarih lisans eğitimi benim deneyimime göre oldukça iyi, bir de özel bir konuya takıntı halinde takılırsa nasıl da güzel olur


YUKARIDAKİ REZALETİN ÖZETİ

Bu kitap devletin ders kitabı. Paylaşılan bilgide tek bir kaynak gösterme, kaynakça yok. Ama siz herhangi bir tez makale vs için bu kitabı kaynak gösterseniz olur.

Yukarıda sadece tek bir paragrafta geçen saçmalıklar ise özetle şu şekilde:
1- Tevrat’ın herhangi bir yerinde Hera geçmemektedir.
Arama yapmak isteyenler için:Eski Ahit ve Yeni Ahit - Hristiyan Blog | KutsalKitap.org
2- Tevrat’da bu şekilde bir hikaye geçmemektedir.
3- Hangi kitap olursa olsun Nuh Peygamber’in Allah’ın gazabından kaçıp, tek kurtulan olup üstüne gidip Heraya kurban sunması hem kitap hem Nuh peygamber açısından saçmalıktır.
4- Tevratta rakamlar şu şekilde yer almaz " Hikâyeye göre; Ağrı Dağı’nın 5165 m yüksekliğine ulaşan Nuh Peygamber ilk asmayı diken, ilk şarabı üreten kişidir" . 5165 metre dağın zirvesi, en tepe noktasının mesafesidir. Burada asma masma dikilmez. Bilinen dayanıklı üzüm yetiştirme yüksekliği ortalama 1000 metreye kadardır. En yüksek rakım 3000 metredir. Bunu bu şekilde bir lise öğrencisi yazabilir ama 6 tane hoca üstelikte metini yazan Profun ele alıp bir de editörden geçmesi ilginçtir.
Kaynak :https://www.researchgate.net/profile/Ilknur-Korkutal/publication/301349361_Rakimin_uzum_kalitesi_uzerine_etkileri_Altitude_effects_on_grape_quality/links/5714955f08aeebe07c0646dc/Rakimin-uezuem-kalitesi-uezerine-etkileri-Altitude-effects-on-grape-quality.pdf

Sonuç: Ne güzel kariyer…
(Şikayet edeli bir hafta oldu, bir açıklama yaparlarsa paylaşacağım)

1 Beğeni