El Fatiha

Öyle diyelim. Umutlu günlere :raising_hand_man:t4:

1 Beğeni

@Sercesahin

Metal bineklerde geçen bir hayat. Belki de böyle düşünmemizin nedeni kendimize en çok zamanı yollarda ayırabilmemizdir. Hayatı, hayattan alınan kesitlerle çok güzel özetlemişsiniz. Vurucu, hüzünlü, sert gerçekçi.

Memleketin gündemi fazla yer etmiş hepimizde, bu ay hep benzer alt metinler görüyorum. Yalnız bir eleştiri yapacak olursam bu metinde siyasi göndermelerin yeri olmadığını söylerdim. İlla olacaksa da çok daha “ince” olmalıydı. Sonuçta sanatçının olayı budur değil mi? Okuyan “Yahu bu şimdi bizi övdü mü bize sövdü mü?” demeli bence. Kaleminize sağlık.

1 Beğeni

@ulu.kasvet merhaba,

Motosiklet Günlüğü, Pi’nin Yaşamı, Ye, Dua et, Sev gibi yollarda geçen, yolculuk, macera ve zaman bileşenleriyle süregelen bir hikayeyi aktaran eserlere ilgi duymuşumdur hep. Bu şekilde bir bebeğin direksiyonda hayata başlaması fikri de biraz öyle doğdu. Ayrıca belirttiğiniz gibi aracın camından dışarıya bakarak hayaller kurmak, kendimizle geçireceğimiz en kaliteli zamana orada ulaşmak çağımızın getirisi(!) galiba.
Metal binek araçlarla başlayıp, suntalam dört kolluda manual vitese geçmek de hepimizin kaçınılmaz sonu diyerek öykü yorumunuza geçeceğim. :grin:

Aslında amacım siyasi mesaj vermekten öte, kahramanın yaşadığı dönemin gerçeklerinden dem vurmaktı. Bu da kalemimin yolunu, kronolojik bütünsellik içinde siyasi bir noktalamaya doğru götürdü. Eminim bunda sizin de belirttiğiniz gibi, milletçe yaşadığımız tüm anormalliklerin de etkisi büyük. Ancak edebi eserlerde siyasi mesaj inceden verilir yorumunuza “bugün için” katılmadığımı belirtmek isterim. O incelik ve zarafetin belli adreslerde karşılık bulacağına dair inancım şu an maalesef yok. Burada da sizin rumuzunuzdaki gibi kasvetli bir ruh halim var sanıyorum.

Tüm yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum, değerli zamanınızı ayırıp benim kahramanın aracına bindiğiniz için de ayrıca teşekkürler :slight_smile:

Sevgiler…

1 Beğeni

Merhaba,

Geçen ay bana yazdığınız yorum seçkideki ilk yorumunuzmuş. Bu da seçkideki ilk öykünüz. Ben de bu ayki okumalarıma bugün başlayabildim ve sizin öykünüzü okudum.

Öncelikle hoş geldiniz.

Öykünün yazılış şekli hoşuma gitti. Kara mizahtan, trajediye; boşvermişlikten, diklenmeye güzel bir sentez okudum ve sevdim.

Kadın sorunu ve siyaset sorunu anlaşılıyor. Ama anne işin içine girince olay salt bir insan sorununa dönüşüyor. Yalnız merak ettiğim bir şey var.

Bu kahraman huzur ve mutluluğa ulaşacağına dair bir umuda veya bunun için bir plana sahip miydi? Başarsaydı mutlu olabilecek miydi?

Özellikle belirteyim, ortada sorun yok kahraman zaten anarşist demiyorum. Ama anneyle olan ilişki ve sevgilinin kahraman nazarında değerli sayılmasının sebepleri bana kahramanın kendisine dair bu soruyu sordurtuyor.

Aslında sadece merak ettim. Yoksa soru gibi de algılamamak lazım.

Elinize sağlık.

1 Beğeni

Merhaba @MuratBarisSari,

Hoş buldum, ilkleri güzel analiz etmişsiniz. Ben farkında değildim açıkçası. :slight_smile: Sizin bu ayki öykünüzü de okudum, yorumu ayrıca bırakacağım. Hatta itiraf etmeliyim, önce belli yazarların öyküleriyle başlıyorum Seçki’de okumaya, Müge Hanım, Kasvet Ulu ve siz gibi :slight_smile: Ne ortak noktamız var derseniz, bilemiyorum aslında. :slight_smile:

Sorunuza gelince; aslında kahraman sadece doğuyor, büyüyor ve yaşıyor. Öyle siyasetle, anarşistlikle filan da işi pek yok. Hepsi ilişkide olduğu rol modellerin, kahramanın kişisel alanına ektikleri aslında. Yol boyu tek yaptığı sadece doğmak ve ölmek arasındaki doğrusallıkta gitmek. Karakterin karakteri yok yani oturamamış aslında, aracına binenlerin mızrakları şaşırtmış ve doğrultamamış belini. :smiley: Ben yazarken sadece böyle düşünmüştüm. Okuyucuya nasıl geçtiğini duymak çok keyifli. Umarım sorunuzu anlayabilmiş ve yardımcı olabilmişimdir.

Sevgiler,

Sizin öykünüzde görüşmek üzere :slight_smile:

1 Beğeni

Tüm yorumlarınız için de ayrıca teşekkür etmeyi atlamışım bu arada :slight_smile:

1 Beğeni