Espri Cümbüşü

TDK’ya göre evet espri şeklinde yazımı :slight_smile:

3 Beğeni

Gözlerim kanadı buradakileri okurken. :dizzy_face:

4 Beğeni

Hayat, ha tekne…

Sarımsağı havanda dövmüşsün, Ha Muş’ta.


  • Gülen ördeğe ne denir?
  • Kıkır-duck .

  • Siviller hangi dili konuşur ?
  • Sivilce.

Hapis yatmışım, ha temiz… Ne farkeder


  • Rüzgar antik kentte nasıl eser??
  • Tarihi Eser.

-----------:dizzy_face:-----------:smiling_imp:-----------:dizzy_face:------------

9 Beğeni

-Alo, Esenboğa Havaalanı mı? Bana Boğa’yı bağlayın, konuşmamız gereken önemli bir konu var. Hayır, Esen’le görüşmek istemiyorum.

Kral Şakir’den çaldım :smiley:

5 Beğeni

8e1b01cb0a5b0be1b66330a58baf47cb

Biraz fazla okudum.

9 Beğeni

Hatayı kendinizde aramayın Hatay Akdeniz Bölgesi’ ndedir.

13 Beğeni

Tenyalar bağırsakta yaşar bağırmasak da.

6 Beğeni

Yavaş yavaş çekilip soğuk esintileri bıraktık, bence sen de bırak artık abi. :smiley:

3 Beğeni

Paylaşmasam olmayacaktı :ram:

6 Beğeni

Hakikaten Kral Şakir soğuk espri konusunda bayağı iyi bence :joy:

2 Beğeni

Kral Şakir’i çoğunlukla Fil Necati’nin soğuk esprileri ya da yaptığı yetişkince espriler için izliyorum.

2 Beğeni

Çizgi filmin canı orda :smiley:

2 Beğeni

14 Beğeni

13 Beğeni

Güzel olduğun kadar ukalasın da. Ben ukala değilim. Güzel olduğun kadar demiştim zaten
Basamakta durmayın otomatik kapı çarpar, böler, karekökünü alır.
Baraj dendi mi, akan sular durur.
Çalmak fiilinin gelecek zamanı nedir? Hapse girmek.
Şeytan kapıyı nasıl çalar? – Din den dön!
Elektriği Edison buldu ama parasını niye biz ödüyoruz
İnsanların seni ezmesine izin verme; Ehliyet al, sen onları ez…
Ben hikâye yazarım Ebru Destan.
Acıkan var mı ya? -Yok bizde tatlı kan var.
İnsanların seni ezmesine izin verme; Ehliyet al, sen onları ez…
+İyi olan kazansın!
-Nasılsın?
+İyiyim.
-Bravo, kazandın!

Adamın biri düğüne gitmiş, sormuşlar kız tarafı mısın erkek tarafı mı? Adam “Ben taraf tutmuyorum iyi olan kazansın” demiş
Dışarı da soğuk üstüne soğuk şaka iyi gitmez ama neyse.

6 Beğeni

Hiç kimse bana emredemez çünkü adım Emre değil.

6 Beğeni

Bunun bir de şu versiyonu var
Düğünden gelen kazana ne derler; İyi oynayan kazansın

5 Beğeni

Ünlü bir komedyene, “Hastalanınca ne yapmalıdır?” diye bir soru sorma gafletinde bulunmuşlar. Komedyen de demiş ki:

“Mutlaka doktora gidin. Zira doktorların hayatta kalmaları lâzım. Yazdığı ilaçları da mutlaka alın çünkü eczacıların da hayatta kalmaları lâzım. Fakat ilaçları sakın içmeyin çünkü sizin de hayatta kalmanız lâzım!”

3 Beğeni

Henny Youngman (1906-1998), Yahudi asıllı ABD’li ünlü bir komedyendi, stand-up sanatçısıydı… “Tek satırlık esprilerin kralı” olarak anılırdı… Kelime oyunlarına dayanan çok kısa şakalar yaparak güldürürdü. Bazı komedi filmlerinde de rol almıştı.

O’nun sahnede yapmış olduğu ve benim en çok beğendiğim 2 esprisi şunlardır:

“Adam, şiddetli baş ağrısından şikayet ediyormuş. Arkadaşı ona “Ben başım çok ağrıdığında kafamı karımın kalçasına yaslıyorum, 10 dakikada hiçbir şeyim kalmıyor, aynı şeyi sen de dene” demiş. Ertesi gün adam yanına gelince de “Dediğimi uyguladın mı?” diye sormuş. Adam da “Tabii ki uyguladım. Ha bu arada, evinin dekorasyonunu da çok beğendim” cevabını vermiş.”

"Bir doktor bir adama, “Seks hayatını iyileştirmek mi istiyorsun? Biraz egzersiz yapmalısın. Günde 10 kilometre koş” demiş. 2 hafta sonra, adam doktoru aramış. Doktor, “Koşuya başladığınızdan beri seks hayatınız nasıl gidiyor?” diye sormuş. Adam da “Bilemiyorum, şu an evden 140 kilometre uzaktayım.” demiş.

Henny Youngman’in diğer bazı esprileri ise şunlar:

Bazı kişiler, uzun evliliğimizin sırrını sorarlar. Biz haftada iki kez restorana gideriz. Biraz mum ışığı, akşam yemeği, hafif müzik ve dans… O Salı günleri gider, ben Cuma…

41 yıldır aynı kadına aşığım… Karımın bundan haberi olsa, beni gebertir!

Karımla ben 20 yıl çok mutluyduk… Sonra, tanıştık!

Karımı her yere götürüyorum… Ama her seferinde eve dönüş yolunu bulmayı başarıyor!

Kredi kartım çalındı, ama iptal ettirmedim. Çünkü her kim çaldıysa, karımdan daha az harcama yapıyor.

Evlilik yıldönümümüzde, karıma nereye gitmek istediğini sordum. “Daha önce hiç bulunmadığım bir yere gitmek isterim” dedi. Ben de “Mutfağa ne dersin?” dedim.

Dün gece kızın biri saatlerce otel odamın kapısını yumruklayıp durdu. Sonunda dayanamayıp, dışarı çıkması için kapıyı açmak zorunda kaldım.

İki mükemmel çocuğum var… Beşte iki hiç de kötü bir oran değil!

Çoğu kadın, dünyadaki basit şeylere ilgi duyar… Erkeklere mesela…

Bir ara, ateist olmak istedim, hiç tâtillerinin olmadığını öğrenince vazgeçtim.

Sigaranın zararlarını okuduğumda o kadar çok korktum ki, derhal okumayı bıraktım.

Adam, psikiyatriste gitmiş. Doktor, “beyefendi, siz delisiniz” demiş. Adam “İkinci bir uzman görüşü almak isterim” demiş. Bunun üzerine doktor “Peki. Aynı zamanda çirkinsiniz” demiş.

Doktoruma “doktor bey, kolumu şöyle yapınca çok acıyor” dedim. O da bana “sen de öyle yapma o zaman” dedi…

Güzel bir şey yapmak istedim ve kayınvalideme bir sandalye aldım… Fakat şimdi fişini takmama izin vermiyorlar!

Avukatımı aradım ve “Sana iki soru sorabilir miyim?” dedim… O da “İkinci sorun nedir?” dedi.

Ömrümün sonuna kadar yetecek param var… Eğer bu akşam saat 4’te ölürsem tabii…

Yahudi erkekleri, neden karılarından önce ölür, biliyor musunuz? Çünkü bunu çok arzu ederler de ondan…

Bir adam doktoruna sormuş, “Ameliyatımdan sonra piyano çalabilecek miyim?” Doktor da “Tabii ki” demiş. Adam da “ilginç, daha önce yapamıyordum” demiş.

Doktorun teki, hastasına “6 aylık ömrün kaldı” demiş. Adam “o kadar sürede faturamı ödememi tamamlayamam” diye cevap vermiş. Bunun üzerine doktor, adama bir 6 ay daha süre vermiş…

5 Beğeni

Bir diğer ABD’li ünlü stand-up komedyeni de Emo Philips’tir… 1956 doğumludur, şu anda 66 yaşındadır. Aynı zamanda aktör, yazar ve yapımcıdır.

Emo Philips’in, dinlerdeki parçalanmayı ve hoşgörüsüzlüğü tiye aldığı şöyle bir şakası vardır:

Bir keresinde köprüde yürüyordum ve köprünün kenarında kendisini aşağı atmak üzere olan bir adam gördüm. Yanına gidip bağırdım.

“Dur! Sakın yapma!” dedim.

“Kimse beni sevmiyor” dedi.

“Tanrı seni seviyor. Tanrı’ya inanıyor musun?” dedim.

“Evet” dedi.

“Peki, Hristiyan mısın, Musevi misin yoksa Müslüman mısın?” dedim.

“Hristiyanım” dedi.

“Ben de!” dedim. “Katolik misin yoksa Protestan mısın?” dedim.

“Protestanım” dedi.

“Ben de!” dedim. “Anglikan mısın yoksa Baptist misin?” dedim.

“Baptistim” dedi.

“Vay canına ben de!” dedim. “Tanrının Baptist Kilisesi’ne mi yoksa Efendimizin Baptist Kilisesi’ne mi üyesin?” dedim.

“Tanrının Baptist Kilisesi’ne üyeyim” dedi.

“Ben de!” dedim. “Tanrının Orijinal Baptist Kilisesi’ne mi üyesin yoksa Tanrının Reformcu Baptist Kilisesi’ne mi üyesin?” dedim.

“Tanrının Reformcu Baptist Kilisesi’ne üyeyim” dedi.

“Ben de!” dedim. “Tanrının Reformcu Baptist Kilisesi’nin 1879 Reformu’na mı bağlısın yoksa Tanrının Reformcu Baptist Kilisesi’nin 1915 Reformu’na mı bağlısın?” dedim.

“Tanrının Reformcu Baptist Kilisesi’nin 1915 Reformu’na bağlıyım” dedi.

“O zaman geber, seni kâfir!” dedim. Ve onu aşağıya ittim…

Emo Philips’in diğer bazı esprili sözleri şöyle:

Çocukken her gece yatmadan önce tanrıya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün, tanrının çalışma yönteminin bu şekilde olmadığını anladım. Ertesi gün gittim kendime bir tane bisiklet çaldım ve sonra da her gece tanrıya günahlarımı affetmesi için dua etmeye başladım.

Vücudumdaki en harika organın, beynim olduğunu düşünürdüm. Sonra birden, bunu bana kimin söylediğini fark ettim!

Biraz moralim bozuktu. Birkaç kez terapiste gittim, hem de her seferinde yüz dolar ücret ödeyerek… Ama sonra farkettim ki, şayet sokakta gezinirken yerde yüz dolarlık bir banknot bulmuş olsaydım, hiçbir terapi seansı bunun yarısı kadar bile beni neşelendirmeyi başaramazdı.

Bir Mormon, bana kahve içmediklerini söyledi. “Her gün bir fincan kahve sana harika faydalar sağlar” dedim. “Ne gibi?” dedi. “Eh, bu seni Mormon olmaktan alıkoyar” dedim.

Dedemin son sözünü daima hatırlayacağım: “Kamyon!”

Bugün 3 kilometre koştum… Sonunda “Bayan, çantanızı geri alın” dedim!

Burada, aramızda telekinetik güçleri olanlar varsa elimi kaldırsın.

Karımı yatakta başka bir adamla yakaladım ve yıkıldım… Ben de, “Üstümden kalkın! İkiniz de!” dedim.

Bir keresinde bir bilgisayar beni satrançta yenmişti. Ama kick boksta bana rakip bile olamadı.

Eskiden güzel kızlardan korkardım. Ta ki, bir tanesi, benden korktuklarını itiraf edene kadar…

Okulumuza girerken her zaman silah ve bıçak araması yapılırdı. Eğer bulamazlarsa, silah ve bıçak verirlerdi.

4 Beğeni