Ferit Edgü Kitapları (Alfa Yayınları)

Ferit Edgü’nün kaleminden çıkan hiçbir metinde ‘fazlalık’ bulamazsınız. Yeni öykü kitabı ‘Yolun Gittiği Yer’ bunun ispatı niteliğinde. Öyküleri, müthiş bir doğallığın ve sadeliğin içinden yakalıyor zirveyi. Üstelik kısacıklar. Onları ‘öykü’ haline getiren Edgü’nün saf üslubunun kendisi. Bu saf metinlerin içinde ise bir ‘yabancılaşma’ etkisi altında sıkıntılı ruhlar dile geliyor.

Yeni öykülerinden olan ‘Dağ’dan bir alıntı, Edgü’nün edebiyatımızda çizdiği yolun özeti gibi: “Dağa tırmanacağım yolu kimseye sormadım. Çok doğal bir şey yaparcasına giyinip kuşanıp yola koyuldum” diyor öyküde yazar. Bu, Edgü’nün öykülerinin de doğasını anlatır nitelikte. Öyküleri, müthiş bir doğallığın ve sadeliğin içinden yakalıyor zirveyi. Hiçbir zorlamaya yazarın ve metnin tahammülü olmadığını fazlasıyla belli ediyorlar. Öylece giyinip yola koyuluyorlar. Okurdan da bu saflığın içinde ve yolda olmanın hazzıyla metinlerde kalmaları bekleniyor.
Bu saf metinlerin içinde ise bir ‘yabancılaşma’ etkisi altında sıkıntılı ruhlar dile geliyor. Varoluşuyla ve yaşamın ta kendisiyle derdi olan sesler, Ferit Edgü’nün her zaman ilgisini çekmişti. Yeni kitabında da bu durum değişmiyor. Zamanlarıysa belirsiz. Dün, şimdi ya da gelecek aynı anda şekillenebiliyor bu metinlerin içinde. Üstelik kısacıklar. Pek çoğunda bir ‘fragman’ edası var. Bunları ‘öykü’ haline getiren Ferit Edgü’nün saf üslubunun kendisi.

(Leş - Sahaf isimli öykü)

ÇEVİRMEN

Çok kitap çevirdim, diyor, nice kitap çevirdim, diyor, çok yazardan, birçok dilden, yazınsal, kuramsal, estetik günlük, mektup… Çevirdiklerimin tümünü anladığımı ya da benimsediğimi söyleyemem, uğraşım gereği çevirdim onları, diyelim ki ekmek parası için. Bir gün, çevirdiğim kitaplardan birinde öyle bir cümleyle karşılaştım (olduğu gibi çeviriyorum): "Beni bir başka dile çevirmek isteyen sen, sözcükleri evirip çevirme, ne anlıyorsan kendi dilinde onu yaz, ama bunu yaparken yalnız sözcüklerle yetinme." Başka bir açıklama yoktu.

Düşündüm. Sözcüklerle yetinmezsem, neyle yetinecektim? Sözcüklerin gerisinde ya da ötesinde ne var? Ne olabilir? Çevirdiğim bir şiir bile değildi. Romandı. Ya da roman gibi bir şey.

Bana bu çeviriyi öneren yayımcıya kitabı geri verdim.

Hiç şaşmadı buna.

Biliyordum, dedi. Sizden önce de birçok ünlü çevirmen getirip masama attılar bu kitabı. Oysa, oldukça açık bir dili var. Çevirisi kolay. Piposundan bir duman çektikten sonra sordu: Peki hangi yazarı, hangi kitabı çevirmek isterdiniz? Hiçbir kitabı, dedim ona.

Ve ilk kez kendimi (uğraşımı bir kalemde yitirmiş olmama karşın) bir tüy denli, hafif, bir…bir…bir bilmiyorum ne kadar özgür duydum. - (Ferit Edgü - Leş - Sayfa 359- 360)

2 Beğeni

Alfa baskılarındaki kapakların müthiş illüstrasyonları Özge Akarsu’ya ait. Atlanmaması gerektiğini düşünüyorum, mükemmel çizmiş.

Yeni kapak yeni baskı…