Kemal Tahir Kitapları

Bu yeni baskı ciltli kitap. Kitapyurdu yanlış girmiş.

2 Beğeni

Sadece ciltli olduğu içinse, ekstra bir şey yoksa içerik olarak o kadar para etmez düşüncesindeyim.

1 Beğeni

Kitapyurdu’nun hatası o zaman. Zaten ben de önce kitabın ciltli olup olmadığına baktım, karton kapak yazdığını görünce acaba ne özelliği olabilir ki diye düşündüm.

1 Beğeni

Sert Kapak olarak sitesinde belirtilmiş, yine de kendi diğer ciltli kitaplarına göre fiyat biraz yüksek gözüküyor, yazılmamış ama belki İvory kağıt kullanılmış olabilir.

2 Beğeni

Doğrusu sitelerine bakmamıştım. Forumdaki link Kitapyurdu’na aitti, onu tıkladım. Ketebe’nin bazı kurgu dışı kitaplarının kâğıt kalitesi (türünü bilmiyorum) çok iyi oluyor. Belki ondan kullanmış olabilirler.

2 Beğeni

Aynı kapakla ciltli olarak başka kitaplarda basmışlar, Ketebe Kült ismiyle dizi olarak devam ediyorlar sanırım. Fiyat politikaları biraz garip geldi bana, 200 sayfa olanla 600 sayfa olan kitabın fiyatı aynı mesela, bu kitaptaysa çok yüksek bir fiyat belirlenmiş. Yani fiyatlar kağıda göre mi baskı adedine ya da satış tahminlerine göre mi, telife göre mi bilemedim.


2 Beğeni

Ciltli fiyatı evet çok yüksek, sadece Ciltli diye o para verilir mi bilmem.
Ama velakin içerik
muazzam güzeldir. Verdiğiniz her kuruşun karşılığını edebi, tarihi bir anlatı ile verir.

2 Beğeni

Türk edebiyatının erken büyüyen yazarlarının başında gelen Kemal Tahir, genç yaşlarında girdiği edebiyat yolcuğunun henüz başlarındayken büyük yazar olmanın bütün işaretlerini verir. Yazarlık dilini ve edebiyatını kurarken pek çok edebi türde denemeler yapan genç yazarın bu faaliyetlerinin bir veçhesini de polisiye edebiyat çalışmaları oluşturmaktadır. Cağaloğlu yıllarında polisiye roman tefrikaları kaleme alan Kemal Tahir, özellikle polisiye edebiyatın tüm dünyada popülerliğini artırdığı 1950’li yıllarda tercüme ve telif eserler yayımlamış, okurun ilgisini kazanmıştır. Bu eserlerin başında da hiç şüphesiz meşhur “Mike Hammer” romanları gelmektedir.
Amerikalı yazar Mickey Spillane’in sevilen karakteri “hususi hafiye” Mike Hammer’ın maceralarına F. M. İkinci müstearı ile yeni bir soluk getiren Kemal Tahir, hem tercümelere önemli derecede müdahalede bulunarak karakteri Türk okuruna sevdirmiş, hem de yazdığı telif kitaplarda karakteri dönüştürerek Türkleştirmiştir. Tüm bunlarla birlikte Mike Hammer karakterine ve romanlarına farklı bir boyut kazandıran Kemal Tahir, polisiye edebiyata da önemli bir katkıda bulunmuştur. Mayk Hammer Mike Hammer’a Karşı adlı bu eserde Kemal Tahir’in polisiye tercümeleri ve telifleri ilk kez bir arada yayımlanmaktadır. Bundan maksat, orijinal Mike Hammer romanları ve yazar Mickey Spillane karşısında Kemal Tahir’in telif metinlerinin edebi ve entelektüel düzeyde gösterdiği başarılı performansın mukayeseli bir şekilde izlenebilmesine imkan vermektir. Bu çalışma ile Kemal Tahir Külliyatı’na yeni bir halka eklenirken, korkusuz ve mert karakterimiz Mike Hammer’ın soluksuz okunacak maceraları da okura sunulmaktadır.

5 Beğeni

Karar Gazetesi’nden Saliha Sultan’a konuşan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nuri Sağlam, Tahir’in 1969 yılında yayımlanan “Kurt Kanunu” romanında Kara Kemal’in ölümünün 1980 darbesinden sonra tahrif edildiğini kaydetti.

Romanın 1972 Bilgi Yayınevi baskısında Kara Kemal’in aslında polis tarafından öldürüldüğü yazılırken 1980 darbesi sonrası yapılan baskılarda bu ölümün yer almadığını belirten…

İlgili kısımlar şu şekilde;

KURT KANUNU BİLGİ YAYINEVİ 1972 BASKISI



3 Beğeni

Dün akşamdan bu yana aklım ara ara buna takılıyor. Tekin, İthaki, Ketebe… Biriniz bile demediniz mi? Şu ilk baskılara bakalım diye.

Diğer kitaplarında durum ne peki?

5 Beğeni

Bir kişi iki kişinin gözünden kaçar da kaç tane yayınevi unutmuş bunu. İş ki diğer kitaplarında böyle bir durum olmasın. Dünün şaşırtıcı haberiydi.

5 Beğeni

Düpedüz ihanet bu, Kemal Tahir’e ihanet, okuruna ihanet.

Kemal Tahir’in ‘Kurt Kanunu’ romanının 1981’den bu yana sansürlü şekilde yayınlandığını ortaya koyan haberimiz edebiyat ve yayıncılık dünyasını sarstı. Doç. Dr. Nuri Sağlam tarafından 45 yıl sonra gün yüzüne çıkartılan tahrifin ardından, Kemal Tahir’in diğer eserlerinin durumu hakkında derin şüphe oluştu. Ortaya çıkan skandal başka yazarların kitaplarının yayınında da benzer tahrifatlar olup olmadığı sorusuna yol açtı.

Kemal Tahir Vakfı’nın konuya ilişkin görüşlerini öğrenmek üzere aradığım Vakıf Başkanı Durugün Karaköse, kendisine Doç. Dr. Sağlam’ın haberimizdeki iddialarını aktardığımda, sorularıma cevap vermek yerine, “Sizinle konuşmak zorunda değilim’ ifadelerini kullanarak, telefonu yüzüme kapattı.

8 Beğeni

Eserine sahip çıkmayacaksanız neyin vakfını kurdunuz acaba? Gerçekten yazık…

7 Beğeni

Ekran görüntüsü 2025-05-11 042137

Saliha Sultan’ın ‘Kurt Kanunu Vakıası’nı büyük bir ilgiyle takip ettim. Bu toz duman arasında yeni bir tartışma başlatmak istemem ama yeri gelmişken konuşulmasında fayda görüyorum: “Kemal Tahir Külliyatının” neşrinde tek problem ‘tahrif’ değil maalesef. Yayınevinin takındığı ‘seçmeci’ tavırdan da söz etmenin sırası sanıyorum.

ÖMER FARUK

İsimlerin ve kurumların üstünü kapatalım; meseleyi ‘ilkesel’ alıp şöyle soralım: bir yazarın ‘külliyatını’ neşrederken kitaplarını ‘filtreden’ geçirmek ve ‘bazılarını’ basmamak ne kadar doğru? Yayınevinin böyle bir keyfiliğe hakkı var mı? Bu tutum yazarın mirasına ‘saygısızlık’ sayılmalı mı? ‘Külliyat’ bir yazarın ‘bütün eserlerinin’ tek bir ciltte ya da dizide toparlanması demekse, evet, ‘noksan’ külliyat olmaz! Fransa’da Marcel Proust’un ‘üst kat komşusuna yazdığı mektuplar’ bile, edebi ve tarihi değeri olduğu için derlenip kitaplaştırılmıştı mesela. Telif hakkını elinde bulunduran sorumluların, temsilcilerin, yayınevinin önceliği yazarın ‘bütün eserlerini’ eksiksiz ve hatasız okura ulaştırmaktır çünkü.

Böyle bakıldığında, Kemal Tahir’in ‘külliyatı’ hem eksik hem de hatalı gözüküyor. Yazarın yalnızca geçinmek için kaleme alıp ‘müstear isimle’ yayımlattığı ‘polisiye romanları’ bile şık ve özel bir kutuda basmaya değer görenler, yazarın ‘hapishane günlerinin’ en önemli belgesi sayılan, üstelik birisi Halit Refiğ tarafından filme de çekilen ‘üç romanını’ basmaktan kaçınıyor. Ketebe’nin hazırladığı ‘külliyatı’ incelerseniz Karılar Koğuşu, Namuscular, Damağası romanlarının setin içinde ‘olmadığını’ fark edeceksiniz. Bu üç kitapla birlikte Hür Şehrin İnsanları romanı da yok sayılıyor. Niçin?

11kr2-namuscular.jpg

Yazarın ‘evrak-ı metrukesinden’ çıkan romanları/roman taslaklarını, üstelik eşi Semiha Tahir’in yazarın ölümünden sonra elden geçirip yayımlamış olmasına rağmen, ‘külliyatın dışında tutmak’ ne kadar ahlaki? ‘Edebi değerin’ dışında başka bir ölçüte mi başvuruldu bu ayrıma gidilirken? Hangi ehliyetle? Hangi yetkiyle? Ölçüt, Kemal Tahir’in bu çalışmaları henüz ‘bitirmemiş’ ve ‘yayına layık görmemiş’ olmasıysa, Bir Mülkiyet Kalesi niçin külliyata dahil edildi? Bu kitap da diğer çalışmalarıyla birlikte Semiha Tahir tarafından yayıma hazırlanıp basılmadı mı? Başta da belirttiğim üzere, ‘külliyat’ bir yazarın ‘bütün eserlerinin’ tek bir ciltte ya da dizide toparlanması demek değil mi?

Proje Yöneticisi Prof. Dr. İsmail Coşkun’un ‘sunuş yazısına’ baktığımızda ‘bu keyfi tasarrufa’ dair aydınlatıcı bir bilgiye rastlayamıyoruz: “Kemal Tahir külliyatında yazarın öyküleri ve romanları, mektupları, ‘Notlar’ başlığı altında toplanabilecek çalışmaları ve tarih notları yer almaktadır. Kurgu metinleri; Kemal Tahir’in, sağlığında bizzat neşrettiği bir öykü kitabı ve on dört romanı ile vefatından sonra yayımlanan; aile hikayesinin işlendiği, erken çocukluk döneminin tanıklıklarıyla yüklü Bir Mülkiyet Kalesi romanıyla birlikte toplam on altı kitaptan oluşmaktadır.”

Bir Mülkiyet Kalesi yazarın erken çocukluğuna dair otobiyografik tanıklıklar içeriyorsa Karılar Koğuşu, Damağası, Namuscular da ‘hapishane günlerine’ dair çok önemli detaylar sunuyor okuyucuya. Acaba Karılar Koğuşu’nda ‘dine ve dindarlara sayıp söven’ Kemal Tahir mi rahatsız ediyor birilerini? Namuscular’daki ahlaki çürümüşlük mü ya da? Veya karısını şifa bulsun diye ‘Şeyhlere-hocalara’ gönderen(!) Anadolu köylüleri mi? ‘Kurgulanmak’ istenen ‘Osmanlıcı-Abdülhamidçi’ Kemal Tahir profiline en uygun roman olduğu için mi Bir Mülkiyet Kalesi tercih edildi yalnızca? Nasıl bir Kemal Tahir tahayyül ediliyor ve okutulmak isteniyor okurlara?

11kr2-karilar-kogusu.jpg

Birikim Dergisi’nin Kemal Tahir özel sayısında (Aralık, 2023) denildiği gibi, Kemal Tahir romanları ‘2016 sonrası’ kurulan ‘Osmanlıcı-Devletçi-Milliyetçi’ yeni rejim için çok sağlam entelektüel malzemeye sahip: “Özellikle son yirmi-yirmi beş yılda, İslamcı ve milliyetçi-muhafazakâr sağın tekrar keşfettiği ve sahiplendiği bir figür haline geldi. Bunun zemini kuşkusuz, başta süreklilik arz eden Batı karşıtlığı olmak üzere, neo-Osmanlıcılığın ve bekacı Devlet Aklı’nın tezleriyle ‘iltisaklanmaya’ müsait ‘kerim devlet’ kavramlaştırılması ve erken Cumhuriyet icraatını sorgulamasıdır.”

11kr2-damagasi.jpg

Elbette yayın politikası belirlenirken, bu malzemenin elekten geçirilip, ‘sakıncalı bulunan yanlarının’ ayıklanıp atılmasına dikkat edilecekti. Rahmetli Ayşe Şasa’nın görmek istediği gibi, ‘dinle barışık bir Kemal Tahir’ tablosu çizilemese bile, ‘seküler/ateist bir Kemal Tahir’ fotoğrafı da uzak tutulmalıydı okurdan. Yazarın Ketebe’ye transfer pazarlığı sürerken (2021) Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülmesi ‘tesadüf’ olmasa gerek!

Hafta boyu yazılıp çizilen onca sözün ardından, yalnız birisi kaldı aklımda: “Evladı yok ki sahip çıksın,” demişti Muhammed Hüküm. Haklıymış! Düşünsel mirası kadar edebi mirası da ‘talan’ edilmiş meğer.

7 Beğeni