Kitaplardaki Çeviri Sorunları

Otomatik Portakal’ı hem Aziz Üstel hem de Dost Körpe çevirisinden okuyorum. Daha önce Dost Körpe’nin kitabı aslına daha sadık çevirdiğinden, Aziz Üstel’in birçok yerde basitleştirmeye gittiğinden bahsedilmişti.

Ama şimdi fark ediyorum ki Aziz Üstel kitabı kendi safsatalarıyla baştan yazmış, aradaki farklar öyle tercih meselesi falan da değil.

Örnek:

İş Bankası, Aziz Üstel, sayfa 59:

– Önünde koskoca bir gece var küçüğüm… Sevgili arkadaşlarınla birlikte yediğin haltları bize birer birer anlatırsın. Biz de o kötü çocukları alır senin yanına tıkarız. Zavallı, suçsuz Alex!
Yanımızdan beyaz bir cankurtaran geçti vınnnn diye. Düdüğü geceyi yırta yırta uzaklaştı.

İş Bankası, Dost Körpe:

“Eh,” dedi dobişko boyunlu, “o genç beyefendilerin cesurca girişimlerini ve zavallı, minik, masum Alex’i nasıl yoldan çıkardıklarını uzun uzun anlatmak için önünde koca bir akşam var.” Sonra bu otonun yanından geçen, ama ters tarafa giden bir başka polis sireni filan duyuldu.

Aslı:

‘Well,’ said the fat-neck, ‘you’ve got the evening in front of you to tell the whole story of the daring exploits of those young gentlemen and how they led poor little innocent Alex astray.’ Then there was the shoom of another like police siren passing this auto but going the other way.

Üstel şu kısacık paragrafta 4 tane inanılmaz hata yapmış. Hata diyorum ama bilinçli yapıldığı aşikar. Rezalet…

  1. “said the fat-neck”, nereye gitti Üstel? Dost Körpe güzelce “dobişko boyunlu” diye çevirmiş. Kastedilen bir polis memuru.

  2. “Biz de o kötü çocukları alır senin yanına tıkarız”, nerenden uydurdun bunu Üstel? Demiyor böyle bir şey Burgess.

  3. Yanlarından “vınnnn” diye geçen polis arabası olmuş “cankurtaran”. Ters tarafa gittiği atlanmış.

  4. “Düdüğü geceyi yırta yırta uzaklaştı”, gene kitapta geçmeyen, Üstel’in kendini yazarla karıştırarak yumurtaladığı başka bir saçmalık.

9 Beğeni