Orhan Pamuk Kitapları (Yapı Kredi Yayınları)


Yeni baskı yapmış.

1 Beğeni

YKY herhalde artık sert kapak basmıyor. Evet pahalı olur ama o kaliteli baskılar artık olmayacak galiba.

2 Beğeni

Bu kitap özelinde; bu baskının ciltlisi numaralı özel baskıydı, numaralandırılmış baskıların devamı basılmaz yoksa bir anlamı kalmazdı.

1 Beğeni

Ciltsiz halinin etiket fiyatı bile pahalı, ciltli olsa kim bilir kaç olurdu fiyat.

1 Beğeni

Evet farkındayım. Araştırma inceleme alanında geçmiş zamanlarda çok güzel ciltli baskılar yapmışlardı. Şimdi bakıyorum da tekrar baskı yapsalar bile ciltli tercih etmiyorlar. Okura bir tercih olarak sınırlı sayı dahi olsa basabilirler diye düşünmüştüm.

Bu kitabın normal kara kitaptan ne gibi bir artısı veya fazla var. Veya ekstrası var mı?

Bu versiyon ilk olarak 2015 yılında yayınlandı. Ciltli ve numaralı idi. Şu anda ise karton kapak ve numarasız. Diğer baskıya göre sıradan bir baskı yani.

2015 yılında yayınlanan baskı: https://www.nadirkitap.com/kara-kitap-25-yasinda-ciltli-2628-numarali-baski-orhan-pamuk-kitap12020038.html

2021 baskısı : https://www.eganba.com/kara-kitap-25-yasinda-kitabi-orhan-pamuk

1 Beğeni

Sitede şu yazıyor:

Yayımlanışının 25. yılında esrarı hiç tükenmeyen bu romanın özel bir baskısını hazırladık. Pamuk’un büyük çoğunluğu hiçbir yerde yayımlanmamış el yazması sayfaları, çizimleri, ilk baskıya son anda ekleyip çıkardığı her biri birbirinden ilginç paragraflar, cümleler ile kitabın muamma ve bilmecelerini ortaya çıkaran yazı ve karalamalarıyla.

1 Beğeni

O zaman kapakta yer alan 25 yaşında ibaresi kaldırılsa daha yerinde olurmuş.

Bu kitapta 25. yıl için yapılan ama ciltsiz ve limitsiz baskı. 2 baskı yaptılar birisi ciltli ve limitliydi, diğeri ise bu. Normal kitaplarından farklı, YKY’nin özel yıllarda yaptığı baskılarla aynı boyutta, içeriğinde kendi notları, el yazısı ile düzeltmeleri ve çizimleri var.

Bendeki ikinci baskısı karton kapağın.







6 Beğeni

Orhan Pamuk’un Kar adlı romanının çevirileri 2004 yılından başlayarak yayımlandığı her ülkede en çok satan kitap oldu. Aynı yıl New York Times gazetesinin kitap eki bu karmaşık siyasal romanı “Yılın En İyi 10 Kitabı”ndan biri ilan etti. Roman Birleşik Amerika’da “Laiklik, Modernleşme, Batılılaşma, İslam ve Siyasal İslam” konularında üniversitelerde en çok okutulan metinlerden biri oldu. Kar özellikle Avrupa’da pek çok kereler sahneye de uyarlanarak tiyatrolarda oynatıldı ve yayınevlerinin “modern klasik” dizilerinde yeniden yayımlandı.

Pamuk’un geçen yüzyılın son günlerinde yazarken Türk okurundan başka kimsenin ilgilenmeyeceğini düşündüğü romanı 53 dile çevrilerek dünyada “Türkçe yazılmış en çok okunan kitap” niteliği kazandı.

Türk okur ve edebiyat tarihçilerinin romana ilgisi ise yazarının 2006 yılında Nobel Ödülü almasıyla yoğunlaştı. Kısa sürede “dünya okuru” ile “yerli” okurun ilgileri ve yorumları arasında çok ilginç koşutluklar, çelişkiler ve tartışmalar çıktı ortaya. Kar, Orhan Pamuk’un hakkında en çok yazı yazılmış, karşılaştırmalı edebiyat âlimleri tarafından defalarca yeniden yorumlanmış kitabıdır. New York Üniversitesi profesörlerinden Sibel Erol bu yazı ve yorumların en ilginçlerini ve en çarpıcı sayfaları yazarlarıyla görüşerek yeniden ele aldı ve sekiz yıllık bir çabanın sonunda elinizdeki kitabı ortaya çıkardı.

https://www.eganba.com/kar-uzerine-yazilar-kitabi-orhan-pamuk

1 Beğeni

Sıkılıp yarım bırakmıştım ben edebiyattan anlamıyorum demek. :smiley: Beyaz Kale fena değildi ama.

Edebiyattan anlamamak değil de bence daha çok hepimiz her metinden - kurgudan aynı keyfi almayabiliyoruz.

Buna benzer Orhan Pamuk kitapları üzerine yazıların olduğu benim bildiğim 3 kitap var.

Benim Adım Kırmızı üzerine
Kara Kitap üzerine
ve Kar üzerine

Genelde Orhan Pamuk okurları daha çok Kara Kitap romanını seviyor ama bence en iyi romanı olan Sessiz Ev üzerine de böyle bir çalışma olmalı.

2 Beğeni

Bilmiyorum biraz konuyla bağlantısız ama ben hep Türk romanını ne kadar sevsem’ de dünyanın en iyileriyle yarışabilecek düzeyde görmedim, şiirimiz çok farklı bir konu. Ben hep kendimi Rus ekolüne yakın hissetmişimdir ve Nobel ödülleri çok haksızlık yapmıştır genelde doğu bloğu ve üçüncü dünya ülke yazarlarına. Sonuçta bir Çehov öyküsü okurken veya Tolstoy romanı aldığım zevki hiç bir zaman Orhan Pamuk kitaplarında alamadım. Öyle işte :slightly_smiling_face:

2 Beğeni

Kara Kitap’ı bilinçli olarak henüz bekletiyorum ama Sessiz Ev konusundaki yorumunuza katılıyorum. Hatta Türk edebiyatında postmodernizmin manifestosu bile denilebilir. Mutlaka gereken değer gösterilmeli.

1 Beğeni

1 Beğeni

Orhan Pamuk, “Kağıt Oynayanlar” adlı yeni bir roman hazırlığında olduğunu duyurarak, "Oyun kağıtlarını nasıl ürettikleri romanımın hikayesi ama ben o oyun kağıtlarını da yapıyorum. Bu sefer bir müze yapmıyoruz ama oyun kağıdı yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

2 Beğeni
1 Beğeni
2 Beğeni

Orhan Pamuk, The Times’ın “Kültürel yaşamım” anketine cevap verdi. En sevdiği kitabın ‘Anna Karenina’, en sevdiği yazarın Jorge Luis Borges olduğunu söyleyen Pamuk, en sevdiği dizinin Netflix’te yayınlanan ‘Bir Başkadır’ olduğunu açıkladı.

EN SEVDİĞİM YAZAR

Jorge Luis Borges. Edebiyatın kendisine ait bir metafiziği olması gerektiğini anlamamı sağladı. Öte yandan Borges, roman okumanın zevkini neredeyse hiç tatmamıştı zira Borges için bir roman, olay örgüsü dışında başka hiçbir anlama gelmiyordu. Ben bir romancıyım. Bunun anlamı çok açık: Zihnim sürekli olarak okuyucuların ve yarattığım karakterlerin duygularıyla, ruh halleriyle meşgul. Dahası, bu durum dünyayı başka insanların perspektifinden görmenin yarattığı haz ile meşgul olduğum anlamına da geliyor.

EN SEVDİĞİM KİTAP

‘Anna Karenina’ gerçekten de harika bir romandır zira romanın her cümlesi inanılmaz derecede güzel işlenmiş. Dahası, romanın kompozisyonu hem karmaşık hem de anlaşılır bir vaziyette. 47 yıllık romancılık hayatım, Borges ve Tolstoy’u kendi dünyamla (İstanbul) birleştirme ve şehri her ikisinden de ilham alan bir perspektifle görme girişiminden ibaret.

HALİHAZIRDA OKUDUĞUM KİTAP

‘Patricia Highsmith: Günlükleri ve Defterleri: 1941-1995’. Highsmith, hayatı boyunca iki günlük tutmuş bir yazar. Bu günlüklerden biri çok özel notları için. Diğeri ise yazacağı romanlar hakkındaki fikirlerini içeriyor. Bence Higsmith, muazzam bir yeteneğe sahip harika bir Dostoyevskici . En iyi romanları ‘Trendeki Yabancılar’ ve ‘Yetenekli Bay Ripley’. ‘Bu Tatlı Hastalık’ adlı romanı ise aşk hakkında şimdiye kadar yazılmış en doğrudan ve dokunaklı romanlardan biridir.

YARIM BIRAKTIĞIM KİTAP

Böylesi bir soru, bir kitabı bitirmemenin bir tür suç olduğunu ima ediyor. Belki zaman kazanmak için ve belki de o kitaptan öğrenmem gerekenleri yeterince öğrendiğim için yarım bıraktığım çokça kitap var. Mesela 1897 yılındaki Harrods kataloğunu okudum ve oradaki resimleri inceledim. Veba Geceleri’ni yazarken bundan oldukça faydalanmıştım.

Bazı insanların bir kitabı bitirmekten bahsetme şekli, çocukken annemin tabaktaki her şeyi bitirmem gerektiğini söylemesini hatırlatıyor. Öte yandan elbette 'Savaş ve Barış‘ın tamamını okumak gerekiyor ve eğer bir kişi bu kitabı bitiremiyorsa bu okuyucunun başarısızlığıdır. Aynı şey Thomas Mann’ın ‘Sihirli Dağ’ kitabı için de geçerli. Ancak Proust’un ‘Kayıp Zamanın İzinde’ adlı kitabının tamamını bitiremezsek kendimizi suçlu hissetmeli miyiz? Öte yandan, Proust’un başyapıtını okumayı gerçekten bitiremiyorsak bu bizim mi yoksa Proust’un suçu mudur? Belki de ortada bir kabahat yoktur: onun dahil asla bitiremediği bir romanı bizim hiç bitirmememiz Proust için oldukça güzel bir şey.

BİR AKŞAM YEMEĞİ PARTİSİNE DAVET EDECEĞİM İSİMLER

Edgar Allan Poe, Italo Calvino, Virginia Woolf ve Thomas Bernhard’ı davet ederdim ve onlarla verimli bir sohbet etmeye çalışırdım. Ortamda müzik olmak zorunda değil ama Orlando’nun yazarını mutlu edecek kaliteli gümüş takımların olduğu mükellef bir masa kesinlikle olmalı. Bu insanlar bana kitaplarımın başarılı olduğunu söyleyip yaptıklarımı onaylarsa çok mutlu olurdum.

3 Beğeni