Bu aralar taktım resmen. İşin garibi, Hepsi’nin meşhur döneminde bir kız çocuğuydum, tam hedef kitleleriydim yani ama pek de sevmezdim. Şu an bakıyorum, gayet sağlam şarkıları varmış aslında…
Çok severim. Minik adam dev eserler. Güçlü ses.
Bu şarkı, Hişt, Hişt öyküsünü Hişt, Hişt öyküsü Hişt şarkısını çağrıştırır bana.
Leylaklar açmış, gördün mü?
Dallardan bahar inmiş, duydun mu?
Karanlıklar içinde bir ışık var
Mor mor mor leylaklar
Uyan gönlüm hadi perdeni aç
Çilen doldu kafesinden kaç
Uyan gel uykundan, dünya aşk görsün
Yürüyordum. Yürüdükçe de açılıyordum. Evden kızgın çıkmıştım. Belki de tıraş bıçağına sinirlenmiştim. Olur, olur! Mutlak tıraş bıçağına sinirlenmiş olacağım.
Otların yeşil olması, denizin mavi olması, gökyüzünün bulutsuz olması, pekalâ bir meseledir. Kim demiş mesele değildir, diye? Budalalık! Ya yağmur yağsaydı? Ya otların yeşili mor, ya denizin mavisi kırmızı olsaydı? Olsaydı o zaman mesele olurdu, işte.
Çikolata renginde bir yaprak, çağla bademi renkli bir keçi gördüm. Birisi arkamdan:
- Hişt, dedi.
@alper
Abi günün anlamına uygun olaraktan… Antoni Quin inde saygı ve rahmetle analım buradan…
Dio nasıl en iyi Rock vokallerden biri ise bu da en iyi film müziklerinden biri benim için. Maurice Jarre çölün ortasında, bir çadırda bestelemiş bütün filmin müziklerini.
Bedri Rahmi Eyüboğlu şiiri:
Bir yanım tuz,
Bir yanım şeker
Tuzdan yanayımBir yanım deniz
Bir yanım toprak
Denizden yanayımBir yanım sen
Bir yanım ben
Senden yanayım