Biz önce yere, denize çöp, izmarit, şişe, kapak, ambalaj vs. atmamayı aşalım. Daha bu adımı geçebilmiş değiliz.
Evet ben de bir görevden ziyade su içmek, yemek yemek gibi görüyorum. Saydığınız hususlara ben de dikkat ediyorum. Bunlara dikkat ederek yaşayınca ekonomik açıdan da katkısı oluyor. 2021’de max 60 TL su faturası ödedim. Aylık su tüketimimiz ortalama 5 ton.
Ülkemizde daha pillerin çöpe atılmaması gerektiğini kavrayamamış büyük bir kitle var.Çevreyi korumak, geri dönüşüm vb konuların üzerine gerektiği kadar düşülmüyor. Saçma sapan haberler, programlar yapılacağına bilinçlendirme amaçlı projeler yapılsa farkındalık oluşacaktır. Televizyonu açmak bile istemiyorum. Leş programlar var. Ahlaksızlık almış başını gidiyor. Değiştirilmesi gereken çok husus var.
Yaşar. Ben yaşıyorum. Şaka filan değil ciddi ciddi yaşıyorum. Şahitlerim de var.
Teselli mod yükleniyor…
Kuzey Kore’de de doğabilirdiniz. Şükredin azıcık
Teselli mod kapalı…
Hayallere de zam geldi. Aradığımız hayale şu an ulaşılamıyor.
Arkadaşlar burası doğru yer mi emin değilim ancak Zacharius Usta kitabını okuyan varsa kitabın sonunda ne olduğunu açıklayabilir mi? Tam anlayamadım çünkü.
Kendim bu konuda aşırı hassas olmama rağmen bazı durumlarda sigara izmaritimi yerlere fırlattığım çok olmuştur… Tabii daha sonrasında aynı izmariti yerlere eğilip elimde bitmiş izmaritle çöp arayarak geçirdiğim çok olmuştur
Mümkün. Aslında bu kişinin biraz hayattan beklentileri ile alakalıdır diyebiliriz. Dönem dönem kişiler karamsar zamanlar yaşadıklarında kişide aşırı derecede bezmişlik, umutsuzluk, ışıksızlık, karamsarlık açığa çıkabilir. Yine aslında bunu hayalsiz, beklentisiz, umutsuz toplumdan uzaklaşmış bir birey olarak görmeyip sorunun kaynağına inebileceği yakın birisi varsa ancak egale edilebilir diyebilirim. Bir çeşit hayatta kalma mekanizması diyebiliriz… Hepimizin zaman zaman “keşke bugün uyusam da bi 5 yıl sonrasına uyansam” diye düşündüğü olmuştur. Bazılarına göre uyumak da bir kaçış mekanizmasıdır. Sorunlar ağır bastıkça bilinç bunu kaldıramaz ve beyin kendisini zorla uykuya sürükler. Bazı insanlarda da bu yeme bozukluğu ve uykusuzluk olarak da görülebilir.
Yaşadığımız hayat çiçek böceklerle süslü değil elbette fakat hayal kurmak için çiçek böcekli bir hayata sahip olmak gerekir yeteri kadarından fazla beklentiye girmiş birisi daha sonrasında yaşadığı hayal kırıklıklarını ele aldığında artık beklenti içerisinde olmayışını açıklayabilir. Hayal, beklentiyi oluşturur, beklenti umudu, oluşturur. Tamamı birbirine bağlı aslında.
Bana göre örnek vermek gerekirse, toplumda kabul gören geleneksel inanışın aksine evrim teorisinin bilimsel gerçekliğini kabul eden ve bunun toplum tarafından öğrenilmesini isteyenler ilerici, buna karşı çıkanlar gericidir. Gerçeği tüm baskıya, eziyete, dışlanmaya rağmen ifade edebilenler uzun zamandır dünyada ilerici sıfatını taşırlar.
Modernizmin tarihsel ilerlemecilik anlayışı eleştirilebilir ve fakat her şeyin muğlak olduğu, hiçbir kavramın hepten tam bir tanımının yapılamayacağını savlayan post modernizme bakarsak her kavram sosyal ve politik bağlamından kopuk salt kelimeden ibaret.
Postmodernizmin çok yanlış algılandığıni ve yansıtıldığıni düşünüyorum.
Kardeş akman ne demek, betik ne demek? Neyden bahsediyorsun?
Betik, Türkçe’de Kitap demek. Akman ise Şubat ayının Türkçesidir. Kazak Türkleri Akpan diyor.
Kardeş gerek yok be. Vallahi bak, manyak olursun. Benden söylemesi…
Ben halimden memnunum. Türkçe çok zengin bir dil.
Ama toplum söylediklerini anlamıyor.
Bence sorun yok arkadaşlar. Forumda yeri geliyor Japonca, İngilizce hatta Çince de yazan oluyor. Onların da dediklerini anlamayanlar oluyor. Küfür yok, hakaret yok. Kendisi buna ilgi duyan ve kullanmaktan hoşlanan bir insansa kullanmasında sorun göremiyorum ben.
Rıhtım olarak dışlayıcı değil daha çok benimseyen, hoşgörü gösteren bir bakış açımız var. Bazı kırmızı çizgilerimiz olduğu doğrudur. (Mecburen) Burada hepimiz nasıl varolmak istiyorsak o şekilde varız.
Yapmayın böyle.
Çok sağ ol. Tartışmıyoruz. Ben de Latince ve Arapça üstünlükleri sevmiyorum. Kendi kabuğumda yaşıyorum. Kitap İncelemeleri seviyorum. Okuduğum kitaplarla ilgili yorumları rıhtımcılarla paylaşacağım. Onların paylaştıklarından hoşuma gidenleri okuyorum. Böylece okuma oranımız artar.
Konuyu tartışmaya almamdaki amaç oraya doğru yönelmesi ve asıl başlığın kirletilmemesi.
Argoya dönüşmüş bir kelime kullanmıyor, belli ki kendine göre bir disiplini var ve rahatsız edeci bir şeyi yok.