Telif Hakkı Yakın Gelecekte Sonlanacak Yerli Yazarlar

Frankestein :slight_smile:

2 Beğeni

Öncelikle birkaç şeyi düzelteyim:

İlk telif hakkı yasası olan Anne Yasası’nın (Statute of Anne) çıkmasının birincil nedeni sansür imkânı olsa da ikincil nedeni de korsanla mücadeleymiş.

Bu yasanın yürürlüğe girmesinin ardından otuz yıllık bir “Kitapçılar Savaşı” dönemi başlamış. (Gözümde ellerinde ciltli kitaplarla kavga eden adamlar belirdi ama aslında daha çok mahkeme savaşları olmuş) Bu savaşın ilk muharebesini yazarlar ve yayıncılar “yasalar ne derse desin, telif hakkı sonsuza dek sürmeli” kararı çıkartarak kazanmış olsa da, son muharebede (duruşmada) diğer yayıncılar (biraz da korsan baskıcılar) “bu karar (sonsuza dek süren telif) tekel yaratacak, bilginin insanlığın kalanına erişimini engelleyecek ve kısıtlayacak bir karar” olduğunu ileri sürerek itiraz etmiş. Sonunda mesele Lordlar Kamarası’na gitmiş ve Yargı’nın ve Yasama’nın organlarına danışan Lordlar telif hakkının sonsuza dek süremeyeceğine karar vermiş.

Adil midir, hakkaniyetli midir kararını ben veremem, bilmiyorum. Ancak sonsuza dek sürmemesinin sebebi “öğrenmeyi teşvik etmek”, “tekel yaratmamak” ve “bilginin dağılımını kısıtlamamak” olarak açıklanıyor.

6 Beğeni

2028’de Asaf Halet Çelebi :slight_smile: Unutulmuşlardan bir şairimiz

3 Beğeni

Aslında 70 yıllık sürenin cok basit bir mantığı var. Bir eser sahibi öldükten 70 sene sonra dahi basılmak isteniyorsa o artık klasiktir, insanlığa mal olmuştur. O yüzden belli yayınevlerinin tekelinde kalmamalı veya eser sahibinin torunun torunun iznine tabi olmamalıdır.

James Joyce olayını belki hatırlarsınız. Epey sıkıntılı bir mirasçısı vardı. Kitapların basılmasını geçtim, milli kütüphaneye yazarın adı verilmek isteniyor ama mirasçı ayak diriyordu. Bütün İrlanda nefesini tutup 70 yılın dolmasını bekledi. Sonra çılgınlar gibi kutladılar bu olayı. Abartmıyorum :smile:

Benim neslimdeki çoğu çocuk gibi ben de klasikleri yky’den veya iş bankası yayınlarından değil gazetelerin verdiği klasik serilerinden veya bordo siyah yayınlarından okumaya başladım. Çevirileri kötü müydü, kötüydü. Ama ulaşılabilir ve ucuzdular. Bugün bir klasik okumadan önce en iyi çeviriyi bulmaya çalışıyorum, bazen baskısını bulamıyorum ve kütüphaneleri geziyorum. Ama 9 yaşındayken Pal Sokağı Çocuklarını hangi çeviriden okuduğum o kadar önemli miydi? Belki, ama hiç okuyamama ihtimalimden önemli değildi bence.

Ben 70 yılı bile çok uzun buluyorum ve mevcut yasal düzenlemelerden pek hoşlanmıyorum. Linux kafası daha doğru geliyor. Yine de bu konulara meraklıysanız ve kaynağına inmek istiyorsanız pek çok ülkenin taraf olduğu Bern Konvansiyonu’na bakabilirsiniz.

8 Beğeni

Çok severim Asaf Halet.

Teyit ettik, güncelledik. Teşekkür ederiz. Listeyi geliştirmek için önerilerinize her zaman açığız. ^^

2 Beğeni

Dediklerinize katılıyorum ve "On Yüz Milyon Baloncuklu*"like yolluyorum yazdığınız yorumunuza… :+1: :+1::+1: :+1:

*Küçük bir tebessüm için eski bir reklamdan alıntı. :slightly_smiling_face:

2 Beğeni

Bugün de ölüm yıldönümüydü tam :slight_smile:

2 Beğeni

Bugün denk geldiğim bir haber

3 Beğeni

Her şeyi geçtim 10 yıla takıldım. Bir dava nasıl 10 yıl sürebiliyor kafam almıyor. Cinayet filan olsa, ne bileyim deliller çok az olsa anlayabilirim bir nebze ama 10 yılda sonuçlanan bir telif davasını anlamıyorum. Anlamayacağım…

4 Beğeni

Kitapçılar Sabahattin Ali kitaplarıyla dolup taşacak, hazır mıyız? :smiley:

2 Beğeni

Duruma iyi tarafından bakalım: Aklımızda, çevirisi nasıl, gibisinden soru işaretleri oluşmayacak :sweat_smile:

4 Beğeni

Bu kez de sadeleştirilmesi nasıl diye düşüneceğiz.

2 Beğeni

Lanet! Bunu hesaba katmamıştım :neutral_face:

İzninizle karamsarlığıma tekrar gömüleyim :sweat_smile:

3 Beğeni

Aman efendim… izin ne demek, o sizin karamsarlığınız :slight_smile:

3 Beğeni

Telif konusunda bir maruzatım var. Her yerde söylüyorum burada yazılanları da okuduktan sonra söylemesem içimde kalırdı. Bazı saygın yayınevlerimiz, yaygın olmayan ve sadece belirli bir camia (bir eğitimci olarak eğitim kitaplarından bahsediyorum) tarafından okunan kitapların telifini elinde tutuyor, baskısı bitmesine rağmen -çok satan rafında olmadığı için- yeni baskıya tenezzül etmiyor. Biz de ya kitapları bulamıyoruz ya da kara borsaya düştüğü için fahiş fiyatla satışa sunan sahafların vitrinlerine bakakalıyoruz.
Yayıncılık dünyasına dair hiçbir bilgim yok bu konuda kimseyle aşık atamam, bu konunun hukuki boyutuna dair de yorum yapamam ama bu durum beni gerçekten üzüyor. Belki bir gün bu konuyla ilgili de bir şeyler yapılır.

1 Beğeni

Sait Faik Toplu Öyküler baskısı için kaldı 18 ay…

2 Beğeni

Sait Faik Toplu Öyküler baskısı için kaldı 12 ay…

5 Beğeni