@aurienne’in açtığı başlık ("Keşke şunun da filmi olsa!" dediğiniz "şu" kitaplar hangileri? - aurienne tarafından #6) ara ara aklıma doluşan korkularımı hatırlattı bana 
Ben de genelde sevdiğim kitapların beyaz perdeye uyarlanması fikrine ihtiyatlı yaklaşanlardanım. İçine girdiği o sanattan bihaber dünyanın para oyunlarına kendini kaptırabilecek yapımcılar, kurguyu ayaklar altına layık gören yönetmenler ve çoğunluğa hitap etme gayesiyle asla hikayeye sağdık kalmamayı adeta and içmiş senaristler…
Bütün sinema yapıtlarını hiçe saymak değil burada yaptığım sadece bu yönde davranan kısmına serzeniş. Sonuçta izleyicilerini bu konuda hüsrana uğratan filmler saymakla bitmeyecek sayılarda.
Eğer sizin de böyle kaygılarınız varsa, beyaz perdenin kutsallığını bozacağına inandığınız kitapların ismini aşağıya bırakabilirsiniz 
Çok güzel bir başlık olmuş, bu da aklımdaydı hep. Merakla bekliyorum yorumları. 
İlk okuduğum bilimkurgu romanı, muhtemelen, olan Yaban Diyarlardaki Yabancı’yı kesinlikle görmek istemezdim. Zaten geçen sene Space Between Us gibi bir isimle konunun sadece bilimkurgu yanını alan bir ergen filmi çıkmıştı ve yerden yere vurulmuştu. Ki bilimkurgu 750 sayfalık kitabın sadece yarısını oluşturuyor, kalan yarısı da ütopik bir dinle alakalı. İkinci kısmında cinsellik olduğundan kelli film çekilirse kesin 50 Shades of Gray’e döner. Zaten kitaptaki karakterleri oynayabilecek kimse de yok gibi.
Valla kitaptan esinlenilen filmleri kitabı okumadan izlememeye gayret ediyorum 
kitabı okuduktan sonra da film ne kadar kötü olmuş diyorum.
Kaplan! Kaplan!
Romanın bel kemiği jauntlama nasıl ve ne biçimde perdeye yansıtılırsa yansıtılsın, sinema izleyicisine fazlaca uçuk kaçık geleceği kanaatindeyim. Dövme gibi, başka ufak tefek ama önemli ayrıntılar da var tabii.
Jumper filmindeki gibi yapılabilir mi acaba 
Çünkü o filmde çok sırıtmıyordu jaunteleme olayı (ya şimdi düşününce; acaba o film Kaplan! Kaplan!'dan mı aparmış?!?!)
O film, devam kitapları da olan bir romanın uyarlamasıydı, diye hatırlıyorum. Ama evet, Jumper’ı düşününce, endişem geçiverdi. Dövme konusundaki kuşkumsa hala sürüyor.
Birkaç dolar uğruna ne hikayeleri yanıyor ya rab! Kral Katili Güncesi Kral Katili Güncesi Kral Katili Güncesi. Kafamdaki o güzelim dünya dolarlar uğruna film tarlasına dönüşmesini istemiyorum. Auri’yi Joker’in masumane hali, Kvothe’u klişe bir film karakteri olarak görmek istemiyorum. Çocukluğunda yaşadığı sıkıntıları 5 dakika içinde saniyelik görüntüler ile gösterip direk Denna’ya odaklanmalarını istemiyorum. Yani… istemiyorum.
İçimdeki sessiz çığlıkların haykırışı olmuşsunuz kesinlikle katılıyorum. Hadi diyelim izlemeyiz ve hiç sinirlenmeyiz. Fakat işin kötüsü; filmi ya da diziyi izleyen insanların bir çok şeye dair tek bir fikri olmadan yorum yapacak olması ya da kendini Kralkatili Güncesi fanı sayacak olması. Yani şimdi kitabın ismini bile bilmeyen, kitaplığımda gördüğünde “Bu okunur mu yahu, kaç sayfa bu?” Diyen arkadaşlarım başlayacak Kvothe anlatmaya. Çok dertliyim 
Şimdi gelde bunlara Edema Ruh’un aslında ne olduğunu, Tenekeci Tanner’ı, Kansız Kvothe’yi anlat. Yemin ederim kalbim sıkıştı.
Böyle kaygılarım yok sayılır ama çoğu insanın neden “aman aman çıkmasın, orjinali bozulmasın aklımda böyle kalmasın” diye kıyametlerı kopardığını da anlamıyorum.
Yüzüklerin Efendisi bire bir kitapla aynı olmamasına rağmen dünyanın en çok oscar alan filmleri arasında bulunuyor ve tamtamına 11 Oscar ödülü var. ( Kralın Dönüşü )
Keza Dövüş Kulübü kitabı da öyle… Yani bence bu algı tamamen yanlış. Hem iyi veya kötü eski bir kitabın tekrar canlandırılması kadar güzel bir olay var mı ya? Çoğu kitaba filmlerinden sonra başlamadınız mı? Mesela ben henüz daha Game Of Thrones izlemeden Taht Oyunları kitap serisine başlayan bir babayiğit daha görmedim. Veya efendime söyleyeyim Harry Potter 'da aynı şekilde.
Bende Lord Of The Rings dizi olacak dediklerinde aman ya dedim ama kendi kendime de sevindim içim içime sığmıyor bir an evvel çıkmasını ve izlemeyi bekliyorum…
Eğer beğenmez isek ve bu güzel baş yapıtı mahvettiklerini gerçekten görür isek. İzlemeyiz olur biter
İyi Forumlar 
Ben Harry Potter ve game of thrones izlemeden serileri okuyan insanlar gördüm. Biraz yanlış bir genelleme oldu bence bu
Ben de ilk olarak kitapları okuyanlardanım. Taht Oyunları’nı ilk okuduğumda dizi iki ya da üçüncü sezondaydı fakat izlemiyordum. Kitaplar iki senede bitince ve yeni kitap bir türlü gelmeyince (Allahım, şu kitabı hala beklediğime inanamıyorum!) diziyi izledim.
Filme ya da diziye uyarlanma konusuna ben çekingen yaklaşmıyorum açıkçası. Çünkü çok iyi işler çıkabiliyor hakkını vermek lazım. Benim korkum ele ayağa düşmesi olur. Herhangi bir eserin popülizmin malzemesi olmasını asla istemem.
Harry Potter benzetmesi tamamen konuyla alakalıydı yani önce filmi diye demek istemedim kitabından bir şaeser çıkabileceğini belirtmek amacıyla Harry Potter dedim. Tabi ki de istisnalar kaideyi bozmaz lakin senin gördüğün gibi benim de tam tersini gördüğüm durumlar oldu. Buna göre de senin söylemin yanlış bir genelleme oluyor ben olayları yüksek çoğunluğun böyle düşündüğünü dikkate alarak kendimce yorumladım ve bence hiç bir yorum eğer hakaret etmiyorsa, iğneliyici davranmıyorsa veyahut küçük düşürmek kadar acizliğe gitmiyorsa konu hakkında yapılan genelleme yanlış değildir ki bu benim düşüncem saygı duymazsan başım gözüm üstüne hele ki yorumumu eleştirmene gerçekten çok sevindim. Ancak dediğim gibi bu olay senin gördüğün kısmınının yanı sıra benim gördüğüm kısmının da olduğu gerçeğini değiştirmez diye düşünmekteyim genede bu yorumum seni rahatsız ettiyse affını diliyorum hayırlı forumlar dilerim dostum
Bende tam olarak bundan bahsettim bende elbette ki kitabını okumayı çok seviyorum ancak taktir edersiniz ki bahsettiğim örnekler de kitaptan uyarlanıp büyük başarı elde etmiş örneklerdir. Bu yüzden bi bakmak görmek lazım dediğim gibi beğenmezsek izlemeyiz olur biter. Ve daha önce kitap olarak kendini kanıtlamış herkesin sevgisini ve beğenisini kazanmış bir kitabın kötü bir uyarlama ile çöp olacağını düşünmüyorum aksine kişi filmi veyahut diziyi beğenmiyip kitabı hakkında güzel yorumlar duyduğunda kişiyi kitap okumaya teşvik eder diye düşünmekteyim. Bu güzel yorumun için sana çok teşekkür ederim Beren. İyi Forumlar dilerim.
Bu kitabın kesinlikle bir dizisi ya da filmi çıkacak ama o şüphesiz =)
Bense genel çoğunluğun aksine kitap uyarlaması olan bir film çıkmış ve genel olarak başarılı bulunmuşsa önce filmi epey etkilemişse de belli bir süre sonra kitabını okuyorum. Bu konuda pişmanlığa uğradığım tek film “O”. Onun dışında her filmden kitabı düşünmeden maksimum zevki aldım. Okunacak yüzlerce kitap olduğundan yaptığım bu yöntemin gayet faydalı olduğunu düşünüyorum.
Uyarlamasını görmek istemediğim kitaba geri dönecek olursak yerli olarak Tutunamayanlar ve yabancı olarak Yüzyıllık Yalnızlık diyebilirim. O kitaplardaki kelimelerin ağırlığına ve yoğunluğuna herhangi bir filmin ulaşması çok zor geliyor bana.
Ursula K. Le Guin’in hikayeleri. Sinemaya uyarlandıklarında, özlerinden çok şey kaybedebilecek özellikteler çünkü.
Açıkçası ben de Kralkatili Güncesi’nin filmi konusunda birazcık tereddütteyim. Filmle ilgili en hevesli olduğum şey kitaptaki şarkıları gerçek hayatta duymak, ama eğer umduğum kadar güzel olmazlarsa çok kötü hissedeceğim. Aynı şekilde, karakterlerin de kafamdaki halinin değişirse de çok kötü olacak. Yine de film çıktığında kendimi tutamam büyük ihtimalle, mutlaka bir şekilde izlerim.
Zaman Çarkı bakın bu kitabı televizyona uyarlamak kolay iş değil çünkü, bu kitap Game of Thornes gibi degil hem uzun bir seri hemde bir sürü olay ve karakter var .Ayrıca kitaptaki kızları ergence ve kibirli tavrı televizyona güzel uyarlananıyacaktır. İnsanlar bu diziyi Mtv dizileri ile aynı kefeye koyup Sahanda günlükleri midir nedir onunla eş değer görecek eğer filme sırf ilgi çeksin diye Egwe’e ve Eleyne’nin öpüşme sahnesinin görürseniz hiç şaşırmayın. Bunu yazarken karar verdim Zaman Çarkı dizisinde olmaması gereken reziliklerin listesini yapacağım.