0,000001

Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/0000001-omur-durmus/

image

Dünyanın ve insanlığın kontrolü 21 yıldır “onda”. Yaratıldığı günden itibaren “o” hep öğrendi. Bilgileri ve yetenekleri yeterli seviyeye geldiği noktada işine yaramayacağını düşündüğü insanları tek tek ya da topluca yok etti. Nüfusun yüzde doksanı yok olduğunda geriye sadece bilim adamı, çiftçi ve benzeri dünyadaki hayatı devam ettirecek bir topluluk kalmıştı. Ekonomiden siyasete her kurumu kontrol… (DEVAMI…)

2 Beğeni

Bu konsepti çok seviyorum aslında. Benim de öykü yazarken kullandığım, doğrudan olayın içine atlayış, karakterler hakkında fiziksel hiçbir ipucu vermeyiş ve tasvirleri tamamen okuyucunun hayal gücüne bırakış…
Kafada oluşturulan onlarca soruyla insanları düşünmeye sevk etmek, hatta ‘‘Noldu şimdi ya bu hikaye burada bitirilir mi be adam!’’ denmesi hoşuma da gider.
Sadece ‘‘Hadi bu da benden size kıyak olsun, ölmeden önce güzel anılarla gidin.’’ mantığını, Tanrıcılık oynayan bir '‘zeka’'ya yakıştıramadım.
Çok da umurunda olmaz diye düşünürüm bu durum, böyle bir arkadaşın.
Sanki böyle insanlara ‘‘kıyak’’ yapan bir tavır yerine, mühendisten daha çirkin ve acı verici bir şey isteseydi insanlık için ve mühendis de ‘‘yok artık! o da değil.’’ deyip şerefimizle hep birlikte yok olalım deseydi daha mı iyi olurdu? diye geçirdim aklımdan. Kaleminize sağlık.

Merhaba. Teşekkürler yorumlarınız için, uzun ve detaylı öykülerimi çok okuyan-zaman ayıran yok gibi geldi ben de özet şeklinde öykülere geçtim son iki seferdir.

Yapay zekaya, insandaki süper ego vasfını atamışsınız. Bir rastgelelikten ziyade, yapay zekanın kendine içkin bir hedefi ve değerleri var. Belki de elit kesimin hep arzuladığı distopik bir hayali kaleme almışsınız. Sadece vasıflı kişilerin hayatta kaldığı ve toplumu aşağı çekmek yerine geliştirdiği bir hayal… Bu bakımdan girizgahı sevdim.

Bir gün yüce serverdan bir mesaj geldi, beni görüşme odasına çağırıyordu. Bu alışılmadık davet karşısında meraklanmıştım, bembeyaz odanın ortasındaki sandalyeye oturdum.

Bir gün diye başlayan ifade beklenmedik bir olayı çağrıştırır genellikle. O nedenle bence buranın arkasında gelen duygu durumuna sadece merakı değil tedirginliği de eklemelisiniz.

Yapay zekanın yazılımcıya dikte ettiği ölüm fermanından sonraki duygulanımlar ve tepkiler bence zayıf kalmış. Şaşkınlık, öfke ve korku tam anlamıyla işlenmemiş. Nedensellik açısından da anlamlandıramadığım boşluklar oldu. Eğer insansız bir dünya tasarlanıyordu ise neden başta öyle yapılmadı? Diyelim ki ilahi bir şekilde aniden ölümlerine karar verildi. O halde neden aşı ile pratik şekilde bu gerçekleştirilmedi?

Kısacası ana temayı beğendim ancak işlenişi ve derinliği pek beğenemedim. Elinize sağlık.

teşekkür ederim yorumlarınız için.

Yapay zeka konusuna yazılan başka bir hikayede daha “o” tanımıyla özgür yapay zeka adlandırılmıştı. Bu hikayeyi öbüründen sonra okudum(rastgele okuyorum :)), diğerinin devamı gibi olmuş bu hikaye de.
Hikayenizi sevdim. Sadece sonunu biraz daha farklı bekledim.
Başka bir yoruma cevapta bahsetmişsiniz. Bence kısa yazmaya çalışmayın. İçinizden geldiği gibi yazın. Okumayı sevmeyenler için bir forum değil burası :slight_smile: Koyverin gitsin.

çok teşekkür ederim yorumlarınız için. sizin hatırınıza bir “tık” uzun yazacağım bu kez ). sevgi ve saygılarımla

1 Beğeni

Merhaba, uzun zamandır buralara uğramıyordum. Sizin öykünüzle uzun süren döngüyü kırmış oldum. Kısa, sade ama keyif veren bir öyküydü. Keyifle okudum. Bir sonraki seçkide öykünüzü bekleyeceğim. Kaleminize sağlık. Sevgiler.

Hoş geldiniz o zaman. Çok teşekkür ederim, size layık olmaya çalışacağım. Sevgi ve saygılarımla

1 Beğeni