Bugün Adana Kitap Fuarına gittim ve gezdim. Deneyimlerimden bahsetmek istiyorum. İlk olarak fuar hafta içi olması sebebi ile çok rahat gezdiğimi söyleyebilirim. Hafta sonlarının tıklım tıklım halinden eser yoktu. 2 saat boyunca hemen hemen büyük Yayınevleri’nin hepsine göz atma fırsatı buldum. Genel olarak fuar kitap açısından dolu dolu diyemem çünkü Yayınevleri ağırlıklı olarak en çok satan yazarların kitaplarını 5-6 sıra doldurarak çok kitap varmış izlenimi vermekte.
İndirim oranlarına bakacak olursak %20 ile %35 arasında değişmekte. Örneğin Doğan Kitap %20 İthaki %25 Pegasus %35 indirim sunmakta. İnternette bulmakta zorlandığımız Alfa ve Everest Yayınları’nda indirim oranı %25 civarında.
Çoğu yeni çıkan kitap bulunmamakta standlarda. Ancak birkaç yayınevi ile yaptığım görüşmede eksik kitaplar hafta sonuna kadar tamamlanacakmış. Ayrıca İthaki Yayınları’na özellikle Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler kitabını sorduğumda bana baskı yok dediler ve gelmeyecekmiş. Yeni baskı yapılmadığını ısrarla söylediler. Ayrıca Epsilon Yayınevi çalışanına yeni Sabahattin Ali kitaplarını sordum ve burası çok komik iki yıldır bu standta baskısı yok dedi be can yayınları basıyordu diyerek iyice yüzüne gözüne bulaştırdı. Yetmedi ben daha çok sordum bu sene başında sizin bastığınız kitaplardan bahsediyorum dedim gösterdim ve yok bilmiyorum dedi. Hemen olay mahalinden uzaklaştım
Çizgi roman standlarında durum daha vahim hemen hemen çok okunan dışında roman yok. Hatta Deadpoll & Thanos çizgi romanını sordum İstanbulda ki şubede var ama getirmedik dedi. Niye diye sorduğumda elimde az var diyor. Tabi biz alıcı değil bakıcıyız sanki.
Gidecekler var ise mutlaka yayına sırt çantası alması çok faydasına ve muhtemelen bundan sonraki tüm fuarlarda bu sorun olacak. Her poşet 25 kuruş. Bana ilk söylediklerinde şaşırdım ama neyseki sırt çantası ile gitmiştim.
Genel anlamda fuar fiyat ve çalışanları açısından biraz zayıf kalmış. Benim kendi görüşüm yayınevleri İstanbul dışındaki fuarları pek önemsemiyorlar.
Fuarlardaki görevliler pek bilgili olmuyor. Bu sorunu birkaç kez kendimce yaşadım. Belki günlük çalışmak için gelenlerden birisine denk gelmişsinizdir.
Mesela zamanında Erbuğ Kaya’nın “Beşlerin Çağı” adlı romanı İthaki’den çıkmıştı. O zamanlar İthaki’nin birden fazla standı olurdu. Hepsini dolaşmıştım ama kimsenin bu kitaptan haberi yoktu. İnternetten gösterince şaşırmıştı arkadaş. Oluyor bazen böyle şeyler.