Montague Amca’nın Dehşet Hikayeleri : Hem ısınamadığım bir tür olan öykü hem de korkuyu bu kadar iyi harmanlayıp bana haz almadığım tüm türleri tek lokmada afiyetle yedirdi.
Mihail Bulgakov : Tolstoy yüzünden iyice irite olmaya başladığım Rus Edebiyatı’nı Dostoyevski Amca bile kurtaramıyordu ki Bulgakov bana yeni bir sayfa açtı.
Geçen sene okuduğum çeviriler çok acayipti (Un Lun Dun - Kaos Yürüyüşü) ama bu sene bu kadar güzeliyle karşılaşmadım ne yazık.
Siren Yayınları Çok geç tanışmam dışında her şey tastamam.
Kitap : Monte Cristo Kontu. Unutsam da tekrar okusam (Bonus olarak Leonid Andreyev - Kızıl Kahkaha diyeceğim)
Yazar : Robert Charles Wilson. Günümüz Bilimkurgu yazarları içinde en beğendiğim yazarlardan biri oldu.
Çevirmen : Mehmet Harmancı. Keşke kendisi hakkında daha önce bilgi sahibi olsaydım. Bu şarlatanın (çevirdiği diyemiyorum) kafasına göre yazdığı salak saçma metinlerden uzak dururdum. Şöyle kepaze bir beyanı bile vardır.
-Bir anda 400’ün üzerine çıkacağım. Çünkü ben 4-5 kitabı aynı anda çeviririm. Hani bazı insanlar bir kaç kitap birden okurlar ya işte ben de öyle, birden fazla kitap çeviriyorum. Artık değil bir sonraki cümlede, on sayfa sonra yazarın ne diyeceğini, neyin geleceğini biliyorum. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/400-kitapla-ceviri-rekoruna-gidiyor-79997
Yayınevi : Hep Kitap. Yakın zamanda aldığım “Sanatın Olmazsa Olmazları” serisindeki kitapların kalitesi ile yılın son aylarında radarıma girdi.
Yayınevi : Hep Kitap. Yakın zamanda aldığım “Sanatın Olmazsa Olmazları” serisindeki kitapların kalitesi ile yılın son aylarında radarıma girdi.
Düzenleme : İlk mesajda belirtilen şablona uygun olmamış. Düzenlendi.
-Dorian Gray’in Portresi: Çok uzak olduğum klasiklere biraz daha sempatiyle bakmamı sağladı ama hala Dostoyevski dışındaki isimlere şüpheyle yaklaşıyorum.
-Giovanni Papini: Yılın ilk aylarında okumuştum, okuduğun kitaptan bir öykü anlat deseniz anlatamam ama çok lezzetli bir yemek yemişim gibi hatrımda. Düşsel Konçerto’yu okumak için ruh halimin uygun olmasını beklediğim doğrudur - ki kitaptan maksimum zevki alayım.
-Nedim Çatlı: Sıradan bir çevirmenin elinde batması çok kolay olacak Kozmik Haydutlar gibi kitabı absürd komedi ve kuantum fiziği kısımlarını birleştirip akıcı bir metin sunmak için ne kadar saç baş yolmuştur kim bilir.
Alfa Yayınları: Shakespeare’in Fırtına’sını almadan önce kendilerinden haberim olmasına rağmen neden birkaç kitap da buradan almamışım bilmiyorum, pişmanım.
1984: Senelerce kütüphanemde duruyordu, bir türlü okumak nasip olmadı. Aralara hep başka kitaplar girdi. Okurken bu zamana kadar neden beklettiğimi sorguladım. Oysa ki Hayvan Çiftliği’ni de çok sevmiştim.
Karin Tidbeck: Amatka’yı okuduktan sonra favori yazarlarım arasına girdi. Silverberg gibi tek kitabını okumam yetti. Silverberg daha önce basılmış ama baskısı yok, kitapları bulunmuyor. Karin Tidbeck’in de Amatka dışında dilimize kazandırılmış tek eseri Zeplin. Umarım bu iki yazarın da diğer eserleri dilimize kazandırılır.
Çevirmen: Bu sene takdir ettiğim çevirmenler arasında zirvede Selahattin Özkan bulunuyor. Bu sene çevirdiği iki kitabı okudum, Viking Mitolojisi ve Tanrılardan Krallara Vikingler.
Yayınevi: Sanırım bu sene çoğunluğun favorisi Alfa olacak. PKD, Douglas Adams, Lovecraft derken çoğumuzun kalbinde taht kurdu. Umarım bu çizgi bozulmadan devam eder. Umarım diğer yayınevleri gibi işlerini yarım bırakmazlar.