Aşkolsun arkadaşlar iyice gömdünüz İzmir’imizi. İstanbul yüzyıllarca başkentlik yapmış iki büyük imparatorluğun geliri akmış, gelişmiş, serpilmiş, güzelleşmiş. Ankara halen başkent -ebedi kalması dileğimiz- bir özen, bir ilgi haklı olarak. Garibim İzmir kendi yağıyla kavrulmaya çalışan bir yer. Lâkabı Gavur izmir(i). Bütçe belli, ödenek belli ve bunların üzerine bizi yönetenlerin muhalif illere yaklaşımı belli. Ama yine de güzeldir izmir. Konak’ı Kordon’u, Güzelyalı’sı, Karşıyaka’sı, Bostanlı’sı, Balçova’sı, Güzelbahçe’si, Bornova’sı.Ve filmlere konu olmuş Eşrefpaşa’sı.
Nenem izmir için “Fakir yatağı” derdi bilmem iltifat mıydı yoksa hakaret mi? Victor Hugo Prenses’e benzetmiş hiç gelmediği İzmir’i. İBB nin sayfasından aldığım alıntıda dediği gibi. Victor Hugo 1829 yılında yayınlanan “Les Orientales” isimli kitabındaki “La Captive” isimli şiirinde ünü batıya yayılan İzmir’i bir prensese benzetir. Şiir şöyledir; “İzmir, bir prensestir çok güzel küçük şapkasıyla. Mutlu ilkbaharlar durmaksızın onun çağrısına yanıt verir. Nasıl vazo içindeki çiçekler gülümserse, O da denizler arasından ışıldar. Hatta Arşipel’in yaratılışından çok daha tutkulu…”
Ulaşımı kötüymüş varsın olsun. Kirlilik, kalabalık, pahalılık, olabilir. Ne demişti Özdemir Asaf Üstat;
“Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, Birinciliği Beyaza verdiler.”
Şu an ve hatta yıllardır uzağında olsam da seviyorum İzmir’i, nokta.
İzmir’in izmirliliğini bence kötüleyen yok. Ben 40 yıllık İzmirliyim doğma büyüme ve halen buradayım. Gitmemekte de ısrar ediyorum Ulaşım sorununu bu hale getiren İzmir’in kendisi değil malesef yöneticiler oldu. Hala kulaklarını çınlatırım Kocaoğlu’nun. Bu aktarma sistemini İzmir’e bela eden kendisi çünkü. Kitap fuarı için, belediyenin yaptığı fuar çok sönüktü ama Tüyap için umutluyum bakalım inşallah iyi olur.
Ben kitap alacağımı düşünmüyorum fiyatlardan dolayı ama kitapların arasında dolaşmak bile hoşuma gidiyor. Bir ara agora Remzi Kitabevinde çalışmıştım. Hayatımın en guzel zamanlarıydı…
Dostum ben doğma büyüme İzmir’liyim ama İzmir’in güzelliği kötü yönetim sonucu ortaya çıkan ulaşım sıkıntısına çare değil ki Güzelliğine haşa ilk başta ben laf ettirmem.
Mutlaka gördüm o zaman sizi. Çok girip çıkmışlığım var Remzi Kitabevine. Aynı avm’deki D&R dan daha fazla severdim. Hatta orada çalışan başka bir arkadaşımla şu an belediyede birlikte çalışıyoruz.
Geçenlerde gittiğimde farkettim, kapatmışlar Remzi Kitabevini.
Evet geçen bende gittiğimde gördüm, kapanmış üzüldüm.
Gerçi baya oldu ben ordan ayrılalı ama Aytaç ve Tuğrul diye arkadaşlarım vardi. Diğer arkadaşların adlarını unuttum malesef Remzi bana her zaman D&R dan daha samimi gelmiştir bende daha çok bizim orayı tercih ederdim.
Evet Kitapsan olmadan önce en favori kitabevim orasıydı. Gençliğimde elden taksitle sorgusuz kitap verirlerdi. Her ay gidip taksit yatırır yeni bir şeyler alıp çıkardım. Yılını net hatırlamasam da Yüzüklerin Efendisi üçlemesini sanırım 1997 yılında oradan taksitle almıştım. Çok keyifli bir yerdi. Ne yazık orası da mazide kaldı. Bu arada umarım sizde Remzizede değilsinizdir. Oradan davalık bir arkadaşımız vardı. Sonra duyduğum kadarı ile Karşıyaka’da sahaf açmıştı.
Ben şöyle Remzizedeyim, ramazan mıydı kurban bayrami mi neydi tam hatırlamıyorum tatilde herkes full mesai yapılacaktı karşılığı olarak ya izin verilecekti yada maaşa ilave. Neyse biz çalıştık sonra vermiyoruz yaptılar bende inkilap’a geçtim. Sonra şansızlık bel rahatsızlığı geçirip hastanelik olmuş ve inkilap’a da devam edememiştim. Kısmetsizlik.
Benim mesleğim teknik öğretmenlik. Atamamız olmadığından özel sektörde çalışıyorum . Kitapçılıkta maaş durumları iyi olsaydı hiç bırakmayacaktım ama ücretler çok düşük. Gerçi şimdide tecrübeliyiz diye iş bulamıyoruz .
Kabile de iyiydi dediğiniz gibi. (yine uzun zaman geçti koptuk birbirimizden)Aysun abla vardı sonra kitapsan oldugunda da biraz devam etti sonra eşiyle birlikte pansiyon açtılar. Çok sıcak bir ortam vardı orda da. Bak eskilere gittim şimdi sayenizde ne günlerdi. Yaşlandık mı ne yav:blush:
Şehirden kopuk fuarlara bir türlü ısınamadım. AVM kültürü gibi bunlar da insanı şehirden, meydandan uzaklaştırıyor. İzmir Kitap Fuarı benim için Kültürpark demek.
Hafta sonu kalabalik olur zaten. 9 gunun 4’u yani. Sahaflar da katiliyorken hafta ici daha rahat gezilir. Fiyat baglaminda indirim ben beklemiyorum, kondisyon arayan, kargoyla, ezikle defoyla ugrasmak istemeyen gitmeli bence.
Teşekkurederim😊 İş konularında İzmir sanayi yapısından dolayı sorunlar yaşamasam yada zamanında atamalarımızı kısıtlamasalardı çok daha güzel olacaktı.
Şimdi geldim fuardan. Bir hayli kalabalıktı. Hemen sadede geleyim indirim oranları %25 ten %60 ( şaşırtıcı) a kadar vardı. Size tavsiyem %25 yazdığına bakmayın pazarlık yapın %50 ye kadar indirim yapılıyor.
Gitmeyi düşünmediğimi söylemiştim ama bugün evde can sıkıntısıyla ve Ercan Kesal’ın söyleşi etkinliği haberi ile fuara gittim. Açıkçası geçen sefer düzenlenen izkitap etkinliğinden daha güzel , daha derli toplu ve aydınlık bir fuar olmuş. Aynı büyüklükte olmasa da içeri girince Kültürpark’ta düzenlenen fuara girmişim hissine kapıldım. Bir kaç parça bir şey alarak mutlu ayrıldım fuardan.