A Milli Takım'ın İzlanda Maçı Öncesi Yaşananlar

2020 Avrupa Şampiyonası biletini cebine koymak isteyen A Milli Takım, İzlanda maçı hazırlıklarına son sürat devam ediyordu. Son iki maça grubun zirvesinde giren ve son maçta deplasmanda karşılaştığı Fransa ile berabere kalma başarısını gösteren takımda moraller yerindeydi. Teknik Direktör Şenol Güneş’in yönetiminde maç öncesi son antrenmanını tamamlayan oyuncular istirahat için odalarına çekilmişti. Akşam yemeğine kısa bir süre kala oyuncuların kendi aralarında haberleşmek için kurdukları whatsapp grubuna kaptan Emre Belözoğlu’ndan esrarengiz bir mesaj geldi. Bu mesaj bir hayli ilginç ve bir o kadar da eğlenceli zincirleme olayların yaşanmasına neden olacaktı.

Sakatlığı olmasına rağmen kamp kadrosuna alınmış ve bu kritik maç öncesinde takıma ağabeylik yapması istenmiş olan Emre Belözoğlu, takımın whatsapp grubunda attığı mesajda basit bir soru sormuştu. Mesajı okuyan futbolcuların bir kısmı kısa sürede doğru yanıtı vermeyi başarmışlardı. Bir kısmı yanıtı Google’da aramış bir kısmı ise oda arkadaşları ile hararetli bir tartışmaya girmişti. Kaptanın sorduğu soru şuydu:

“2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki Çek Cumhuriyeti maçında bize galibiyeti getiren golü Nihat Kahveci maçın kaçıncı dakikasında atmıştı?”

Emre’nin mesajından bir süre sonra oyunculardan yanıtlar gelmeye ve whatsapp grubunda keyifli bir tartışma dönmeye başladı.

“Emre Abi o gol son dakikada değil miydi?” diye yazdı takımın genç oyuncularından birisi.

Bir süredir takımda olan ve kaptanlık pazubandını dahi takmış bir başkası, “Ben 89 diye hatırlıyorum,” diye yanıtladı.

Ardından diğer oyuncular da muhabbete katıldı ve 2008 Avrupa Şampiyonası’ndaki gurur duyduğumuz başarı hikayemiz tüm futbolcuların gözlerinin önüne geldi. Duygusal mesajları eğlenceli ve coşkulu mesajlar izledi. Aynı başarının 2020’de tekrarlanabileceği konusunda oyuncular hemfikirdi. Yazışmalar devam ederken Kaptan Emre tekrar sahneye çıktı ve bir mesaj daha atıp kafaları iyice karıştırdı.

“Doğru yanıtı bilenler kapı numarası sorunun cevabı olan odaya gidip kapıyı çalsınlar lütfen.”

Demin harıl harıl mesaj yazan futbolcuların sesi bir anda kesilmişti. Kaptan Emre ne yapmaya çalışıyordu?

Fenerbahçeli Ozan, Emre Abisi ile olan yakınlığına da güvenerek sordu, “Emre Abi sen neyin peşindesin? :D”

Fakat Emre’den bir yanıt gelmedi. Sanki ortadan kaybolmuştu, hiç sesi çıkmıyordu.

“Ben 89 numaralı odaya gidiyorum, arzu eden katılabilir,” dedi takımın Leicester City’de mükemmel bir sezon geçiren genç savunmacısı Çağlar. Ona katılacağını belirtenler oldu.

Enes Ünal, Nihat’ın golünün videosunu gruba gönderip, sorunun yanıtı konusundaki tartışmaya son verdi.

“Valla 89’muş,” dedi takımın lejyonerlerinden birisi.

“Madem öyle… Hadi arkadaşlar, 89 no’lu odaya!” diyen Cenk Tosun, odasından çıktı ve duvardaki işaretleri takip ederek 89 numaralı odanın olduğu bölüme geldi. Odaya vardığında ondan önce gelen futbolcuların neşe dolu kahkahalarını duydu. Odaya girdi ve sevinçle gülmeye başladı.

Milli futbolcular birinin etrafını sarmış keyifle şakalaşıyorlardı. Cenk yakınlaştı ve ortadaki ismin 89. dakikada attığı gol ile tüm Türkiye’yi sevince boğan Nihat Kahveci olduğunu gördü.

Tüm futbolcular Nihat’a sarılıp hasret gideriyor diğer yandan da birbirleri ile sohbet ediyorlardı. Fakat bir kişi eksikti. Kaptan Emre aralarında değildi. Nihat’a Emre’yi soran futbolcular, haberi olmadığı yanıtını aldılar. Gayri ihtiyari whatsapp grubuna bir kez daha bakan milli oyuncular, Emre’den bir mesaj daha geldiğini gördüler.

“2002 Dünya Kupası’nda çeyrek final maçında İlhan Mansız’ın bize yarı final kapısını açan yarı vole altın golü kaçıncı dakikada gelmişti? Doğru yanıtı bilenler ne yapmaları gerektiğini biliyorlar…”

Nihat’ın odasından çıkmaya başlayan futbolcular hep bir ağızdan bağırdılar: “Dakika 94, gooool, Mansız, İlhan!”

93 numaralı odada bekledikleri gibi İlhan Mansız ile karşılaştılar. Yanında 2008 Avrupa Şampiyonası’nın bir diğer kahramanı olan Semih Şentürk vardı. İkili ile hasret gideren milli takım, Emre kaptanın bu gizem avcılığı oyunu ile ne amaçladığını anlamaya başlamıştı. 2002’deki ve 2008’deki başarının aynısını yapabilecek potansiyeldeki bu jenerasyonun 2020’de yer alması gerektiğine ve tüm ülkeyi mutluluğa boğabileceğine olan inancını gösteriyordu. Tüm oyuncuları da buna inandırmaya çalışıyordu.

Oyuncular ile muhabbet eden İlhan ve Semih, son olarak Emre’den aldıkları mesajı ilettiler millilere. Bu mesajda bir soru yoktu. Açık ve netti. Kaptan Emre onları akşam yemeği için otelin restoranında bekliyordu.

Keyifle restoranın yolunu tutan milli futbolcular, restoranda Emre’yi Türk futbolunun unutulmaz isimleri ile birlikte onları bekler buldular. Kimler yoktu ki; Tuncay, Rüştü, Bülent, Sergen, Hami, Tümer ve daha niceleri… Alkışlar arasında restorana giren futbolcuların ne kadar mutlu oldukları gözlerinden okunuyordu. Kaptan Emre uğultuyu kesmek ve kısa bir konuşma yapmak için elini kaldırdı.

“Arkadaşlar küçük oyunumuzu umarım sevmişsinizdir. Şenol Hocama bana bu oyunu oynamama izin verdiği için teşekkür ediyorum öncelikle. Yarınki maç için yeterince motive olduğumuzu düşünüyorum. –gülüşmeler- Allah’ın izniyle yarın maçı kazanıp 2020 Avrupa Şampiyonası’na gideceğiz ve orada Türk milletini en iyi şekilde temsil edip bizden beklenen başarıyı elde edeceğiz. Bugün bizlere eşlik eden değerli hocalarıma ve ağabeylerime bizlere örnek oldukları ve bu yolda bize destek oldukları için teşekkür ediyorum. Yolumuz açık olsun!”

Emre’nin sözlerinin bitmesiyle duygu dolu alkışlar yükseldi.

“Yemeğe geçmeden önce bir şey eklemek istiyorum,” dedi Şenol Hoca, restorana giriş yaparken. “Allah aşkına maçları heyecana sokup golleri son dakikaya bırakmayalım bu sefer. Erkenden atalım, rahatlayalım.”

“Hocam bu laf bize mi?” diye soran Nihat ve Semih gülmekten sözlerine devam edemediler. Tüm rastoranı kaplayan sevinç, gurur ve heyecan öyle büyüktü ki değil İzlanda, tüm Avrupa bile bu güce karşı duramazdı. Türk Milli Takımı’nın 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası macerası işte böyle başlamıştı!

5 Beğeni