Öykü Seçkisi'nde okumak için: Ağlayan Maskeleriniz Nerede Acaba? – Aylık Öykü Seçkisi
Sabahın ilk ışıkları penceresinden içeri süzüldüğünde uyanma vaktinin geldiğini anlamıştı. Alarmla kalkmayı pek sevmezdi. Tamamen biyolojik saati sayesinde uyanmak, kendisini daha “insan” hissettiriyordu, geriye ne kadar insanlık kaldıysa tabii. Acele etmeden yatağından doğruldu, daha dükkânı açmasına çok vardı. Dakikalarla yarışmaktan da pek hoşlanmazdı. Ufak, mavi-gri odasında bir yatak, bir kıyafet dolabı ve orada durmaktan başka… (DEVAMI…)
Derinliği olan bir hikaye yazmışsınız. Gerçekten insanı düşünmeye sevk ediyor. Valla tebrik ederim. İlk başlarda biraz tedirgin oldum; benim yazdığım hikayeye benziyordu. Sonrasında başka duygular gördüm. Yazmaya devam etmelisiniz. Kaleminize sağlık.
“Aynı hafta üçüncü kez aynı kahvaltının gelmesi Ferit için kötü olmuştu. Yemeklerini menüde yazan tarife uygun yapmayı da pek sevmezdi. Yaratıcı olmak zorundaydı farklı bir şey yapmalıydı. Tarif, basitçe tavada yumurtaya yulaf eklenmesi şeklindeydi. Ancak Ferit ilk seferinde yumurtayı ayrı yulafı ayrı haşlayıp yemiş, ikinci seferinde ise yulaflı omlet yapmıştı. Fikirleri tükenmişti. Bir süre ne yapacağını düşündükten sonra, haşlanmış yumurtaları yulafa bulayıp fırında kızartmak gibi aptalca bir çözüm yolu buldu. Fikri aptalcaydı, güzel bir sonuç vermedi. Ancak o fikir kendisine aitti, ona özeldi. Sevmediği pek çok şeye rağmen kendi fikirlerine resmen aşıktı. Zeki bir adamdı.”
Böyle arada gereksiz tekrar ve uzatmalar var gibi hissettim ama onun dışında alttaki eleştiri güzeldi. Ağlayan maskelerimiz yüzümüze yapıştı şu ülkede survive ederken. Kaleminize sağlık.