Öykü Seçkisi'nde okumak için: Akşamın En Dikenli Hâli – Aylık Öykü Seçkisi
Saat üç oluyor, beş oluyor. Akrep ve yelkovan birbiri ardınca koşuyor. Takvim yaprakları kendini sahici yaprak sanıyor. Her gün biri bırakıyor tutunduğu dalı. Güneş doğuyor ve birkaç saat sonra yine aynı karanlıkla buluşuyorum. “Bence dünyayı yanlış kullandık.’’ diyorum. “Önce bir kullanma kılavuzunu okusaydık. Baksanıza, bozulmaya başladı! Nasıl olur da zamanı somutlaştırdığımız her şey tıkır tıkır…
Merhaba
Ölümün tatlı gelişi ile yaşamanın tatsızlığı arasındaki o ince çizgiyi sade ve güzel bir şekilde anlatmışsınız. Öykünüzü kısa tutmanız iyi bir karar bence. Bu konuyu fazla uzatmak okuru yorabilirdi.
Kaleminize sağlık.
Çok teşekkür ederim, yazarken kısa tutmak hakkında sizinle aynı fikirdeydim.
İnsanın hayata karşı duyduğu bıkkınlıklara ve zevk alamama durumuna alışıp-kimi zaman bundan keyif alabilir hale gelmesine karşın- öleceğini bile bile son bir defa da olsa ‘zevk’ alma güdüsünün ne kadar da çelişkili bir biçimde açığa çıkabildiğini göstermişsiniz. Öykünüz aracılığıyla insanın oluşturduğu öz bilinç ile biyolojik güdülerinin çatışmalarını ve etkileşimlerini okuyabiliyoruz. Bu anlamda değerli bir çalışma, elinize sağlık.
Amacıma ulaşabildiğimi duymak beni çok sevindirdi inanın, çok teşekkür ederim değerli yorumunuz için.
Çok hoşuma giden bir üslubunuz vardı. Öykünün tadı damağımda kaldı tıpkı olması gerektiği gibi. Süslü cümlelerin gizleyemediği olay ve olayın gizeminin verdiği sahicilik çok hoştu. Kaleminize sağlık.
Beğendiyseniz ne mutlu bana, çok teşekkür ederim.