14 yaşındayken Alacakaranlık’ı sinema izledim. Hoşuma gitti ve devamını merak ettiğim için dört kitabı alarak çok kısa sürede okudum. Tabi her şeyi öğrendiğim için diğer filmleri merak etmedim ve izlemedim. Alacakaranlık benim okuduğum tek vampir kitabı ve izlediğim tek vampir filmi olarak kaldı. Ondan önce Gece Evi serisi gibi birkaç seri popülerdi. Ancak Alacakaranlık modern anlayışa göre vampiri anlatan ve hâlâ çok sevilen bir yapım oldu.
Bu kitabı okuduğumda Edward’a falan aşık olmadım. Benim için akıcı, okuma alışkanlığı kazanmama yardımcı bir kurguydu ve okuduğum ilk seriydi. Elbette popüler pek çok roman gibi saf kız ile tehlikeli vampir arasındaki aşkı anlatıyor. Yine de şu an “Bu ne ergence şey, lanet olsun okuduğum güne!” gibi şeyler demiyorum. Çünkü, benim için kitabı okuma sürecinde aldığım tat, kitap bitince hissettiğim memnuniyet kadar önemli. Okurken mutluydum, neden pişman olayım?
Genç bir arkadaşımız olarak bu kitabı okumak istemen çok doğal ve gayet güzel. Bildiğim kadarıyla şu an Yüzüklerin Efendisi falan okuyorsun. Okuduklarından sonra sana yavan ve klişe gelebilir. Ancak sadece güzel vakit geçirmek ve modern vampir edebiyatına dair bir şeyler okumak istiyorsan bence okumayı deneyebilirsin. Bu tarz eserler insanı bambaşka biri yapmaz. Yine de kafa yormadan bir şey okumak, benim gibi okuma alışkanlığını akıcı eserlerle geliştirmek istersen öneririm. Ayrıca yukarıda yazanlara katılıyorum. Okumak istiyorsan şu an okumalısın, birkaç yıl sonra sevmezsin muhtemelen.