Aman Kimseler Duymasın (Suçlu Zevkiniz)

Ecnebilerin “guilty pleasure” dediği şeyden bahsediyorum. Var mı öyle bir keyfiniz, zevkiniz? Kitap olur, film olur, başka bir şey olur?

Ben mesela John Green kitapları okumaya bayılıyorum. Ama sorarlarsa burun kıvırırım, beğenmiyor gibi yaparım.

(En sevdiğim Alaska’nın Peşinde)

3 Beğeni

Kitap: Genel olarak Marie Lu ve Christie Golden kitapları

Film: City of Violence

Dizi: Genel olarak Kamen Rider serileri (genel olarak 2009 öncesi çıkanları) & Squid Game

Anime: Aldnoah Zero & Gundam NT

Soundtrack: Sakigake Otokojuku & Bubblegum Crisis & Initial D

Oyun: Quake 2 & Shogo M.A.D.

Belgesel: Narcoworld Dope Stories & Drug Lords

YouTube Kanalı/Hikaye Anlatıcılığı: Deniz Taylan Sağır & Kaybedenler Klübü

Honorable Mention:

Bana göre guilty pleasure olmalarına karşın sevdiğimi yadsımam, o ayrı konu.

2 Beğeni

Buraya yazıp yazmamakta tereddüt ettim çünkü çok cringe bir şey. Bir ara, kanalın birinde Toprak ile Fidan diye günlük bir dizi vardı. Tam akşam yemeği yerken yayınlanıyordu. Bayağı klişe ve mantık hatalarıyla dolu bir pembe dizi… Başta dalga geçtim, derken, gözüm kaymaya başladı. Çok uzun sürmedi, final yaptılar. Arada YouTube’dan sahnelerine bakıyorum. Nadiren. Evet.

Senarist buraları okuyorsa not: (Final spoilerı vardır) Asya’yla Mert’i niye kavuşturmadınız yav? Ayıp. Güzelim kız Adnan’la evlenmek zorunda kaldı.

1 Beğeni

Lvbel C5 - Submariner dinliyorum bayağı da hoşuma gidiyor. :frowning:

Normalde keko rap sevmem, rock dinlerim, klasik dinlerim, anlamlı şarkılar dinlerim ben ama çok eğlenceli olmuş. Hem de Alaaddin’e sihirli lambayı o satmış gitmiş kendine bir saat almış Submarinaaa…

1 Beğeni

Sene ergenlik zamanı, 13-17 falan. MTV ülkeye yeni gelmiş, klipler, şarkılar gırla. YMCA, Relax, Go West, Erasure, Dancing Queen falan içimizi kıpır kıpır neşe dolduran şarkılara kayıtsız kalamıyoruz bir yandan rock ve türevlerini dinlerken. Neden sonra öğreniyoruz ki bu şarkılar belli bir zümreye ait kılınmış, tıpkı Judy Garland ve muhtemelen ağzından çıkmış tüm şarkılar gibi (Over the Rainbow), onlar da eskiden neşeli mealine gelen “gay” kardeşlerimizin marşı oluvermişler. Güneşiyle haziran ayı, tüm renkleriyle gökkuşağı da bu kardeşlerimiz tarafından alınmış, tescillenmiş. Artık herkesin değilmiş. Azınlık diye diye herkes ötekileşmiş, böyle garip şeyler oluvermiş. ABBA pop müziğin Beatles’ı derken bir anda Esrarengiz Kasaba’da bile dalga konusu edilivermiş, biz de bu saçmalıkları “guilty pleasure” olarak nitelendirevermişiz.

1 Beğeni

Bridgerton. İlk sezonu izlemedim ama ikinin fragmanı sonrası önce arılı bölümden başladım, birkaç bölüm sonra sezonu baştan alıp öyle devam ettim. Bayıldım. İkilinin kimyası bana göre çok iyiydi. Gay olan aktörümüzün önünde saygıyla eğiliyorum. Austen’in dibi düşerdi.

Üçüncü sezonun “başrollerini” beğenmedim. Kimya da yoktu.

Dört güzel olacak diye düşünüyorum. Eşim “kadın dizileri izliyorsun” diye dalgasını geçiyor ama değiyor: ) Her Türk erkeğine tavsiye ederim.

1 Beğeni

YouTube’dan Kızılcık Şerbeti’ne bakıyorum bazen. Giderek daha çok cringe’leşiyor. :smiley:

2 Beğeni