Anu'nun İlahi Planı

Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/anunun-ilahi-plani/

Yaratılışın başlangıcında, Kozmos’un en yaşlı tanrısı Anu başka evrenlerde yarattığı binlerce farklı tür gibi insanlara da kısmi irade verdi. Bu iradeyle kendi yollarını bulabilecekler, doğru ile yanlışı ayırt edebileceklerdi. Hiç bir varlığın bilemeyeceği ve anlayamayacağı ilahi planı gereğince o, yarattığı her canlının kaderini tek tek biliyordu. Seçimleri ne olursa olsun hikâyelerinin sonu en baştan belliydi.…

Söyleyeceklerimi kişisel algılamayacağınızı düşünüyorum. Tamamen metinle ilgili yorumlar yapacağım.

Sümerlerdeki en yüce tanrıyı kullanarak bir yaratılış teması işlemişsiniz. Eğer bu bir tarihsel ve mitolojik bir metin olsa idi bu şekilde bir yazıyla karşılaşmamız şaşırtıcı değildi. Ancak siz bir öykü kaleme alıyorsanız, sayısız kez farklı düzlemlerde ele alınmış ve insanların inanç şekillerine göre kutsal kitaplarda geçmiş metinlere benzer biçimler kullanarak etkileyici bir metin inşa etmekte zorlanırsınız. Belki pamuk prenses 50 kere yeniden çekilmiştir. İlgiyle izlenen versiyonlarında ortak tek şey bulunur: Aykırılık ve ayrıksılık.

Pamuk prensesi şizofren birine dönüştürerek yeni bir versiyon yazabilirsiniz mesela. “Sıradan şizofrenler sadece bir insan gördüğünü iddia eder. Kadına bak! Yedi kişi birden gördüğünü söylüyor. Üstelik hepsi de cüce!” Bu ilgi çekici olur. Yine, bilindik de olsa kişisel anekdotlar ekleyerek kurguyu çekici hale getirebilirsiniz. Tarihçiler hariç kimse Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatını didik didik etmezken bir dizi senaryosuna padişahla ilgili entrikalar ve insansı özellikler koyarak o diziyi fevkalade izlenir hale getirebilirsiniz.

Teknik bir detay ama ben yine de dillendirmek istedim. En son kitlesel yok oluş dinozorların silindiği fenomendir. İnsan veya insansılar hiçbir kitlesel yok oluşla muhatap olmamıştır.

Duyarlı biri olduğunuzu az çok tahmin edebiliyorum. Didaktik olma kaygısı, öyküleri bir fermana dönüştürebilir. Son olarak öykülerimizde kimi özne yaptığımızla ilgili tetikte olmalıyız. Burada insanlar büyük oranda pasifleştirilmiş ve nesneleştirilmiş durumda. Öyleyse tanrıyı özneleştirmeyi denemelisiniz. Tamamen uyduruyorum şu an. Böyle yapın demiyorum. Anu diğer tanrıların tamamını hali vaktiyle öldürmüş olsun. İnsanları da kısmen özgür bırakarak iradesi sağlam birini seçmeye ve ona tanrı özellikleri bahşetmeye çalışıyor olsun. Şeytan da bunun olamayacağını ispatlamaya çalışsın vs vs. Artık siz kaç tane ilginç versiyon bulursanız. Bence konuyu tuhaflaştırın ve ilginç hale getirin.

Elinize sağlık.

1 Beğeni

Homo Sapiens’i kastediyorsanız evet ama “insansıları (hominidae)” kastediyorsanız aşağıdaki 6 insan türünden ilk 5’i kitlesel biçimde yok oldu.

H. Habilis
H. Ergaster
H. Erectus
H. Heidelbergensis
H. Neanderthalensis
H. Sapiens

Yazarın kastettiği 5 büyük tarihi kitlesel yok oluşun tabii ki insansılarla herhangi bir alakası yok, katılıyorum. :slight_smile:

1 Beğeni

Çok teşkkürler fikirlerinizi paylaştığınız için. Ben yazılarımda bilimsel-tarihsel vb gerçekleri parça parça kullanıyorum ama okuyanlar tabii ki bunları uydurulmuş zırva öykünün parçası sayabilirler ( herkes her şeyi bilemeyebilir ya da yakalayamayabilir). Ben konsantrasyon problemimi saymazsam, üzerinde uzun uzun düşünerek daha “okunası” şeyler yazabilirim biliyorum ama burada hikayelerimi paylaşırken bu hikayelerin biraz “pulp fiction” tadında olmasını istiyorum. sizin okumanız bile yeter bana çok çok teşekkürler

Hikayemi okumuş olmanız bile büyük incelik, çok teşekkürler.

Bir yaratılış mitini, karakteri yeniden yorumlamışsınız. Masalsı ama kısa. Uzayabilir. Ayrıntılarla, olaylarla zenginleşmeye müsait. Elbette kısalık sizin seçiminiz.

Sadece okurken acaba “kader inancını sorgulatacak mı yazar?” diye düşündüm çünkü buna da uygun bir yerden diyalog alanı açmışsınız.

Zevkle okudum. Elinize sağlık.

1 Beğeni