Araştırma No: D285

Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/arastirma-no-d285/

Dr. Liraz’ın Araştırma Dosyası Sayfa 84, Tarih 25 Mayıs 2245 Yeni keşfedilen anomaliden etkilenmiş denekler gelmeye devam ediyor. Bugün bana getirileni gördüğümde ise derinden üzüldüğümü itiraf etmeliyim. Saha memurlarımızdan Soren, benim kıymetli bir dostumdu. Anomaliyle temasından sonra girmiş olduğu hal, deneklerde de olduğu gibi öncekilere hiç benzemiyordu. Odaya girdiğinde gergin ama sakin görünüyordu. Ancak beraberinde…

2 Beğeni

Odaya girdiğinde gergin ama sakin görünüyordu.

Gergin ve sakin pek uyuşmayan iki duygu durumu. İkisinin bir arada oluşu tuhaf geliyor kulağa. Belki birini değiştirmeyi düşünebilirsiniz veyahut belki aklınızdaki duygu durumunu tam olarak karşılamıyor ve yansıtmıyor olabilirler.

Dr Liraz: Son kez söylüyorum, lütfen sakin ol. Ne gördün?
Memur Soren: Ölüm diyorum, ölüm! Anlamıyor musun?! Suyun içinde her şeyi gördüm! Kaçmamız gerek! Kaçmam gerek!

Böyle tekrarlar metnin akışını bozuyor aslında. Sakin ol uyarısı gerekli ise bir kere zaten yapıldı. Her seferinde Amerikan filmlerindeki gibi söylemeye gerek yok diye düşünüyorum :slight_smile:

Ayağa kalkıp koşma teşebbüsü gardiyanlar tarafından sertçe durduruldu.

Bu da sıklıkla yapılan hatalardan bana göre. Bir eylemi anlatmak için her hamleyi sıraya koymamız gerektiğini düşünüyoruz. Bazı eylemler kaçınılmaz temellidir. Koşma eylemi zaten ayakta iken yapılan bir eylem olduğu için ‘Ayağa kalkmak’ ifadesini koşmanın ön koşulu veya hazırlıkçısı haline getirmenize gerek yok. Cümleye ‘Koşma teşebbüsü…’ diye başlasak da aynı anlam çıkar. Bu aynı şuna benzer: ‘Bardağı ağzına götürdü ve suyu içti.’ Buradaki de kaçınılmaz bir temeldir. Suyu içebilmek için mecburen ağız kullanılır. Bunun için uzun bir cümle kullanmaya gerek yoktur. Ya da eline eldivenleri giydi gibi cümleler de aynı hatayı barındırır. Eldivenin başka giyilebileceği bir yer yoktur.

Öykü, romana göre epey kısa bir metin olduğu için karakterlerle ilgili büyük bir tehlike barındırır. Karakterleri detaylıca anlatmak ve okuyucuyla özdeşleştirmek için yeterli zaman yoktur. Bu yüzden yazar bir şekilde karakterleri ya sönük, çizgisel ve kalıpları belirli şemalar halinde sunmalıdır ya da küçük detaylar kullanarak ustalıkla ayrıştırmalıdır. Yoksa okuyucu, metinde gördüğü birçok farklı isme rağmen karakterlerin hepsinin arkasında gizlenmiş bir kukla sanatçısı(yazar) olduğunu kolaylıkla anlar. Sizde de bana göre karakterler ayrışmakta zorluk yaşamış.

Ayrıştırmak için basit özellikler (abartılı bir göz rengi, tik, az duymak vb.) veya daha çetrefilli özellikler (‘Yıllardır kimseye kapıyı açmamıştı’, ‘Sağ elini saklayarak yürürdü’) kullanabilirsiniz. Şu an tamamen uyduruyorum, böyle olsun demiyorum.

Hollywood filmlerinde yaygın kullanılan bir dramatizasyon hatası vardır. Karakterler abartılı, kolektif bir histeri halinde yaşar ve konuşurlar. Bu durum algımızı mekanikleştirir ve kurguya olan merakımızı baltalar. Metin böyle bir etki altında kalmış diye düşünüyorum.

Elinize sağlık.

3 Beğeni

Eleştiri ve yorumlarınız için teşekkür ederim. Kendimi geliştirmenin her fırsatını kovaladığımdan benim için çok kıymetliler. Zaman ayırdığınız için de ayrıca teşekkür ederim. Yüreğinize sağlık.

1 Beğeni