Ateşleyiciler (Yazmak İsteyenlere Uçuk/Küçük Fikir Önerileri)

“Ne güzel şeyler yazmışsınız ya, ben niye bir şey bulamıyorum,” diye hüzünlenip yürüyüşe çıkan çocuk karşısında beliren meşe ağacının dallarında kocaman bir fil görünce onun oraya nasıl çıkmış olabileceğini düşünmeye başlar ve bakışları yavaşça ağacın dibinde gözlerini çocuğa dikmiş, minik elinde tuttuğu küçük kılıcı file doğru tutan fareye kayar ve niye hüzünlenip yürüyüşe çıktığını unutur…

3 Beğeni

Kadının biri gökkuşağının üzerinde yürürken birden ayağı kayar.


İhtiyar uzaylı amca evine gitmek ister ve mekiği vurdurarak çalıştırmak için bir grup insandan yardım ister.

5 Beğeni

Sonunda bulmuştu,doğduğundan beri aklını kurcalayan sorunun cevabını.Kendisi uyumadan önce saydığı koyunlar kadar gerçek,Mersin’deki evinde, içinde bulunduğu dünyayı bundan tam 17 dakika 53 saniye önce oluşturan yazarının pardon yaratıcısının can sıkıntısından yazmaya başladığı öyküsünü yayımlama fikrine kapılma cüreti göstermesi kadar hayaldi işte.

1 Beğeni

İnsanlar ve nesneler daima isimlere sahip olmuştur. Kendilerine ait, onları temsil eden şeylere. Eylemler mi? Onlar herkesindir. Değildi, adam çocukluğunda öğrenmişti, onun ismi yoktu, o eylemlere sahipti. Kedinin kedi olması gibi yapmaktı o, bölmekti, yaratmaktı ve yok etmekti.

3 Beğeni

Takatsiz kalan büyücü zorlanarak ayağa kalktı ve son, güçlü bir büyüyle androidleri ortadan kaldırmak için asasını havaya kaldırdı ve tam o anda sırtından içeri bir kılıç sokuldu ve yere düştü. Android asayı aldı…

1 Beğeni

Yine bir rüya:

Mutluyuz. Herkes burada. Asıl işimize yoğunlaşacağız; yemeği yer yemez yani. Yemek harika, herkes mutlu. Yapmak için toplandığımız işimiz önemli değil artık; yatma vakti. Pekala, hepimizin burada olması güzel; peki toplanmamızı gerektiren o “iş” ne?

2 Beğeni

Rüyanı kurgula diye bir konu mu açılsa :sweat_smile:

İşin o kısmını, kendini hikâyeciliğe vakfedenlere havale ediyorum. Gördüm, anlattım. Artık sıra onlarda :smile:

1 Beğeni

Dünya gibi az gelişmiş uygarlıkların son koruyucusu olan bu uygarlık evrenin dış sınırlarına yakın bir galaksiden gelen bu istilacı uygarlığı yavaşlatmayı başarmış ve yok olmadan önce ve dünyaya da saldırmadan önce onlarla aramıza bir bariyer yerleştirmişlerdi ve sonra yok edildiler. Milyonlarca yıldır bu istilacı uygarlık aramıza yerleştirilen bariyerin şifresini çözmeye ve yıkmaya çalışıyor. Belki çok az vaktimiz kaldı belki de daha milyonlarca yıl vaktimiz var… :smiley:

Yarı rüya yarı Doctor Who ilhamıyla:

Bölük komutanının postacısı, tabur içerisinde dolanmasına rağmen, bir türlü ulaşması gereken yere ulaşamaz. Doğru yönde gitse de kendini yanlış yerde bulur. Daha sonrasıysa daha vahimdir. Tabur içerisinde sadece yanlış yerlere değil, yaşanmış veya yaşanacak zamanlarda arasında da yolculuk yaptığını fark eder. Asker, kısıtlı bir çevrede uyuşmayan zaman ve mekanlarda gezdiğini anlar anlamaz, şaşkınlık ve yorgunluktan olduğu yerde durup, düşünmeye başlar. Bir süre sonra şansını tekrar denemeye koyulur ve varması gereken yere ulaşır. Lakin bu sefer de, rütbelisinden rütbesizine, paranoyaya kapılmış askerler bulur. Kendisine yanıt verebilen birini bulduğunda, bazısının, kendisinin de deneyimlediği sıradışı durumu deneyimlemekte olduğunu, geri kalansa durumu tecrübe edenlerin şaşkınlıkları sebebiyle kafa karışıklığı içerisindedir…

Dahası da var. Ama ateşleyici niyetine bu kadarı yeterlidir, dedim. :grin:

5 Beğeni

Bir keresinde gördüğüm bir rüyayı hikayeye çevirmiştim. Garip fikirler çıkabiliyor ortaya. :slight_smile:
Rüyam şöyleydi: Kuzenim beni gizemli bir yere götürüyor. Karanlık tipli adamlarla anlaşma imzalıyoruz. Belli ücret karşılığında koruyucumuz olacak. Yani kimsenin bilmediği, bizi hep izleyen ve başımız derde girince yardıma koşan bir şey. Sonra eve giderken bi bakıyorum. Komşunun kızı annesiyle sokakta tartışıyor. Sonra kadın görünmez ellerce boğazından sıkılıp havaya kaldırılıyor ve ölümün eşiğine geliyor. Meğer komşunun kızı da anlaşma yapmış ama sonuç vahim. Ya tanıdıklarıma da bir şey olursa diye korkuyorum. Çünkü koruyucular aile, akraba dinlemeden en küçük şeyde saldırıya geçiyordu. :slight_smile:

6 Beğeni

Evet çok eğlenceli oluyor kağıda dökmek :sweat_smile: bir de benim rüyalarım daha bir masalsı sanırım. (-Belki birine bir şekilde ilham olur) Geçenlerde gördüğüm örneğin, küçük bir çocuktum her yerde kara delikler çıkıyordu küçük küçük. Ben de bir sürü kağıdı farklı renklerde boyayıp kara deliklerden içeri atiyordum kapanıyorlardı. :rofl:

5 Beğeni

Evren insanlığın hapishanesi. Bu hapishaneyi yapan varlıklar insanlardaki potansiyel yok etme gücünü milyonlarca yıl öncesinden görüp, insanların çıkamayacağı şekilde bir yer inşa ettiler. Buna evren dediler. Aya ilk insan ayak bastığında ise bir gün gelip kendileriyle tanışacaklarını anladılar.

4 Beğeni

Gözümde, sevdikleri arasındaki karadelikleri (sorunları, kopuklukları, iletişimsizlikleri, vs.) çocuksu masumiyetle giriştiği, görece önemsiz gelen eylemlerle kapatarak, çevresini tek parça haline getiren bir çocuk imgesi canlandı.

Kağıtüstünde aklıma yattı, doğrusu :thinking:

2 Beğeni

Bilmem her türlü yoruma açık rüya zaten :slightly_smiling_face:

1 Beğeni

Eh biraz hortlatmış olacağım ama okuması zevkli bir konuydu.

Bir kış devinin burnuna yanlışlıkla girip yapışan çekirgenin kurtuluş macerası.

1 Beğeni

Hortlatma için teşekkürler.

Bir anda özel bir güce sahip olan bir çevirmenin yaptığı çeviri hataları, kitapların özgün biçimlerinin de değişmesine sebep olmaktadır.

(Hiçbir ima yoktur, aklıma geldi bir anda. :grinning: )

2 Beğeni

Ebeveynlerin hiçbir zaman büyü öğrenmene izin vermemiş, doğuştan büyü yeteneğinin olmadığını söylemişlerdi. Ancak bir arkadaşın şakayla ülkenin en iyi büyücülük okuluna başvurmanı söyler. Ret mektubun geldiğinde içinde yazan şöyledir:
“…bu potansiyeldeki birine büyü öğretmenin fazlasıyla tehlikeli olduğunu size bildirmekten üzüntü duyuyoruz.”

Eksantrik bir sınıf arkadaşınız sizi "Fetih Kulübü"ne davet eder. Bir bilgisayar veya masa üstü oyun kulübü olduğunu düşünüp denemeye karar verirsiniz. İlk toplantıda fark edersiniz ki aslında bu grup gerçekten dünyayı fethetmeyi planlıyor ve bir şekilde ellerinde bunu başaracak kaynakları da var.

Oldum olası kılıçlara ilgi duymuşsunuzdur ve insanlar tarafından bilinen her çeşit kılıç dövüşü tekniğinde ustasınızdır. Hiçbir insan sizi kılıç dövüşünde yenemez. Zamanla yaşlandınız ve Ölüm son vuruşunu yapmak için size doğru yavaşça sokulmuştu. Ancak bir şey oldu… Ölüm’ün daha önce başına hiç gelmeyen bir şey, hamlesi savuşturulmuştu.

Zamanda yolculuk mümkündü. Ancak yasa gereği her birey tam istediği hale getirene dek belirli bir günü tekrar tekrar yaşayabiliyordu. Bu sabah eşiniz fazlasıyla bitkin görünüyor ve ağlıyordu “Seni kurtaramıyorum. Binlerce defa denedim…”

Ateşleyicilerin bana ait olmadığını yine belirteyim. Üçüncü sıradaki kılıç ustasının hikayesini yazan olursa okumak istediğimi de söyleyeyim. Şu müzik eşliğinde kılıcın sırrını çözen bir usta okumak epey eğlenceli olur: Riddle of Steel.

“Fire and wind come from the sky, from the gods of the sky. But Crom is your God, Crom and he lives in the earth. Once, giants lived in the earth, Conan. And in the darkness of chaos, they fooled Crom, and they took from him the enigma of steel. Crom was angered… And the Earth shook! Fire and wind struck down these giants, and they threw their bodies into the waters, but in their rage, the Gods forgot the secret of steel and left it on the battlefield. We who found it are just men… Not Gods. Not giants. Just men. The secret of steel has always carried with it a mystery. You must learn its riddle, Conan. You must learn its discipline. For no one - NO ONE in this world can you trust. Not men, not women, not beasts… This you can trust!”

1 Beğeni

Bir çocuk sahiplendiği kedinin onu sinirlendiren herkesi öldürdüğünü fark eder

Bir 2.Dünya savaşı gazisi bir sabaha uyandığında 2 milyar yıldır uyuduğunu öğrenir

Bir bilim adamı ölümsüzlük iksirini bulur ve geçmişe gidip bu iksiri İsa’ya verir

3 Beğeni

Rüyalarda yaşamış ve gerçekte hiç var olmamış birine aşık olursan ne yaparsın? Çok basit elbette, Evrendeki en büyük dokumacıyı bulur ve insanların bilinçlerini ona iplikler olarak sunarsın, sunarsın ki, istediğini elde edebilesin. Ama bir sorun var! Ne kadar bilince ihtiyacın var? Rüyalarında aşık olduğun kişiyi gören herkesin bilincine, çocukların, ölüm döşeğindeki hastaların rüyalarını çalabilecek misin? Amaç her şeyden değerli midir? Yoksa sona vardığında acı çekmemek mi önemlidir? Tercih senin!

2 Beğeni