Moe sevmediğim halde bu animeyi seviyorum
2002 tarihli bir yapım olduğunu görünce ve doğum yılım da olduğu için kendimi resmen eski hissettim
23.ü bölüme geldim de beni rahatsız eden bir şeyi sormak istiyorum sana. Bu ıal ile Erin arasındaki ilişkiye sağlam bir açıklama ya da temel oluşuyor mu çünkü şu raddede ıal affedersiniz ama küçücük kıza sulanan bir sübyancı gibi duruyor.Yuyaan sınıf arkadaşına falan aşık,bizim Erin ıal’la takılıyor.ıal en az 24-25 yaşında yani,kız 14 yaşında söylenene göre.
Bana hiç sulanma tarzı bir durum varmış gibi gelmedi, anime boyunca Erin büyümeye devam edecek ve aralarıdaki bağ kuvvetlenecek.
Kyoukai no Kanata (20 karakter)
MAL notu 8’in altında olan, 2010 sonrasında Türkiye’de legal olarak yayınlanmamış yada 2010 öncesinde korsan stream sitelerde ayağa düşmemiş, çıktığı dönemde sınırlar ötesi mainstream başarıya ulaşmamakla birlikte şu an kritiklerde genel olarak takdir gördüğü söylenebilecek seriler:
-Armored Trooper Votoms / Armor Hunter Mellowlink
-Mobile Suit Gundam (TV)
-Soukyuu no Fafner: Dead Aggressor
-Zegapain
-Bokurano
-Infinite Ryvius
-Ace wo Nerae
-Project ARMS
-Area 88
-Space Pirate Captain Harlock (TV)
-Osamu Dezaki’nin Black Jack OVA’i / Movie’si
-Boogiepop Phantom
-Nadia: Secrets of the Blue Water
-Oniisama-e
Bu anime, Fırtına ve Hamlet’in bir bakıma karışımıydı. Ada, büyücü, intikam vs…
Neyse gelmişken ben de pek bilinmeyen şu animeyi atayım. (Altair Savaşlar Kitabı olsa gerek çevirisi). Hala bitirmedim 19. bölümü izlemiştim en son. Ama şimdiye dek hep severek izledim. Paşalar tarafından yönetilen kurgusal Türkiye devletini anlatıyor. Bazı bölümler epey hızlı, savaşlar, siyasi hamleler dönüp duruyor sürekli.
Bence gereğinden daha az övülen ve konuşulan bir eser. Youtube’da içinde bulunan 3 animeden en iyisi yüklenmiş isteyen bakabilir.
NANA Slice of Life tagını bu kadar hak eden başka bir anime görmedim. Yirmili yaşlarda genç yetişkinlerin hayatını anlatan müzikleri de kendi de çok güzel olan romantik bir anime.
Faydalı bir konu, iki haftadır buradan bir şeyler seçip izliyorum. Nana’ya başladım en son.
malum ortamlara bluray’i düştü.
An itibariyle bu sifati en cok hakeden anime’nin Oniisama E oldugunu düşünüyorum
Ben de yıllar önce izlediğim Blood C animesini ön plana çıkarayım. Vahşet, kan fazlaca bulunan öğeler animede. Kısaca konusu kılıç ustası bir genç kızımız yaratıkları avlıyor. Vahşet olarak son çıkan Hellboy filminde yeraltından çıkan zebaniler insanları kıyıma uğratıyordu dehşetengiz bir şekilde. İşte bu animede bunun bir tık fazlasını bulabilirsiniz. Ben beğenmiştim 10 yıl önce izlediğimde.
Soul Eater animesi bilindik bir anime mi bilmiyorum ama onu da tavsiye ederim. Aksiyon ve komedi karışımı harika bir animedir.
Bir arkadaşın ısrarıyla son bölümü izlediğimde epey rahatsız olduğumu hatırlıyorum. Çok anlatasım yok ama Clementine seviyesi, ancak hasta ruhlu olarak tanımlanabilecek bir şiddet seviyesi mevcut. Bana gerçekten hitap etmiyor, bunu belirtmek istedim.
Soul Eater’in bilhassa soundtrack’i gerçekten iyi.
Soul Eater bir dönem çok popülerdi, sonradan unutuldu sanırım
Yeni izledim ve çok beğendim. Artık seveceğim bir şeyler bulabileceğimi sanmıyordum ilaç gibi geldi.
Keiko Nobumoto’nun başka eseri var mı diye baktım ama yokmuş ve kendisi de ölmüş, ölmeden rakueni bulmuştur umarım.
Hocam Wolf’s Rain denince içim inceden bir yanar benim de. Adını koyamadığım bir şeyler var onda yahu.
Bir de daha önce de yazmıştım, bu animeyi yaklaşık 12-13 yıl arayla iki kez izledim ben. O perspektif farkıyla 8. bölüm ikinci izleyişimde kamyon gibi çarpmıştı bana. (İlk izleyişimde vallahi sefil reyizleri anlamamıştım, bizim dörtlü haklı gelmişti. İkinci izleyişimde anladım ve adama hak verdim. İlk izleyişimde gerçekten de çok gençmişim.)
Sefil reyizler diyince aklıma “boyun eğen kurtlar” geldi ama onlar da 8. bölümde değildi.
Ben, animenin melankolik atmosferini ve finalde anlaşılan aslında cennet diye bir yerin olmadığı gerçeği ve bu dünyada sevdiklerimizle güzel anılarımız varsa cenneti bulmuşuzdur mesajını çok beğendim.
Aa evet 5. bölümmüş. Pardon yanlış hatırlamışım.
Bokura wa minna kawaisou
Karakter çizimleri, renk paletleri ve ışıklandırmalarına bayıldığım bir seri. Tabii karakterlerine de. Açıp böyle rahatlayarak gülerek izlemelik çerezlik bir anime. Romantizm alttan alttan çok güzel veriliyor ama ağır değil. Komedi de romantizm ile eşit derece de gidiyor ve karakterlerin hem kendi gelişimlerini hemde çevresi ile ilişkilerini çok güzel anlatıyor.
Eksileri ise arada verilen çok az fanservice ve devamının olmaması. Birde sarışın bir erkek karakter var ve karakter aslında normal sahnelerinde çok iyi ama mazo olması sıkıntı. Japonlar özellikle o yıllarda böyle animelere böyle saçma şeyler koydukları için eklenen bir karakter ama bunun dışında o karakter de gerçekten ilgi çekici ve iyi bir karakter.
Benden başka da izleyen 3 kişi filan gördüm. Slice of life zaten pek izleyeni yok ama yinede sof içinde bile gereken değeri görmediğini düşünüyorum.