Aziz Nesin Kitapları

Aziz%20Nesin

BİYOGRAFİ

Mehmet Nusret Nesin (d. 20 Aralık 1915, Heybeliada - ö. 6 Temmuz 1995, Alaçatı), bilinen adıyla Aziz Nesin , kısa öykü, tiyatro ve şiir dallarında pek çok yapıtı bulunan Türk mizah yazarı.

UNESCO’nun yayınladığı Index Translationum adlı dünya çeviri bibliyografyasına göre Aziz Nesin, Türkçe eser veren yazarlar arasında Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Nâzım Hikmet’in ardından eserleri yabancı dillere en çok çevrilen dördüncü yazar konumundadır.

Çocukluğu

Aziz Nesin, 20 Aralık 1915’te İstanbul Heybeliada’da doğdu. Babası Abdülaziz Bey Giresun’un Şebinkarahisar ilçesine bağlı Ocaktaşı köyünden gelerek İstanbul’a yerleşti ve bahçıvanlık yaparak geçimini sağladı.

Öğrenim hayatı

Aziz Nesin, 1924’te İstanbul Süleymaniye’deki adı daha sonra İstanbul 7. İlkokulu olarak değiştirilecek olan "Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi’nin 3. sınıfına girdi. İki yıl Darüşşafaka Lisesi’nde okuduktan sonra, 1935’te Kuleli Askeri Lisesi’ni, 1937’de Ankara’da Harp Okulu’nu bitirip teğmen oldu. Son olarak 1939’da Askeri Fen Okulu’nu bitirdi. Bu dönemde bir yandan da Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü’ne devam etti. Bir röportajında ona bu eğitim hayatının “Fikri takip” dedikleri şeyi getirdiğini belirtmiştir.

Çalışma hayatı

Aziz Nesin, Ankara Harp Okulu’nu bitirmesinin ardından asteğmen rütbesiyle orduya katıldı. 1941’den başlayarak II. Dünya Savaşı yıllarında 2 yıl Trakya’da çadırlı ordugâhta görev yaptı. 1942’de Erzurum Müstahkem Mevkii İstihkam Taburu Bölük Komutanlığı’na atandı ve bir bomba kazasında yaralandı. Erzincan’da depremde yıkılmış bir cephaneliğin boşaltılmasıyla görevlendirildi. 1944’te Ankara’da Harp Okulu’nda açılan ilk tank kursuna katıldı. Aynı yıl Zonguldak’ta uçaksavar top mevzileri yaptırmakla da görevlendirildikten sonra üsteğmen rütbesindeyken “görev ve yetkisini kötüye kullandığı” suçlamasıyla askerlikten uzaklaştırıldı.

Özel hayatı

Aziz Nesin, iki kere evlenmiş, Vedia Nesin ile yaptığı ilk evliliğinden Oya (d. 1940) ve Ateş (d. 1942), Meral Çelen ile yaptığı ikinci evliliğinden ise Hüseyin Ali (d. 1956) ve Ahmet Aziz (d. 1957) adlarında toplam 4 çocuk sahibi olmuştur.

Mizah ve sanat anlayışı

Gazeteci Zeynep Oral’ın Milliyet Sanat Dergisi için yaptığı röportajda, Aziz Nesin; mizahı, sanatçıyı ve sanatını şu şekilde tanımlamaktadır.

« …Mizah deyince halk yararına işlevi olan görevci mizahı anladığımı baştan söylemeliyim…Beni mizah yazarlığına iten etken, o günkü ortamın koşullarıydı. Kısaca şunu söyleyeyim; genellikle yoksunluk ve yoksulluk, yaşamından gelen bir kızgınlık, öfke, bir hınç alma biçimidir mizah…Her zorluk, her acı çeken ille de mizahçı olmaz elbet, ama bu ağır koşullar kişinin mizahçı yeteneğini geliştirir…Mizahçının yetişmesi için gerekli bireysel koşuldan da anlaşılacağı üzere, mizah, bir yıkıcılıktır. Mizahçı kırgınlıklarını, nefretini, kinini, öfkesini, hıncını, bilinçli bir biçimde gerçekten yıkılması gereken hedefe yöneltebilir ve mizah silahını halk yararına kullanabilirse, bir olumlu yıkıcı olur…Sınıfsal bilinci olan her yazar, ister istemez güdümlü olduğunu, kendi kendini güdümlediğini bilir.Sınıfsal bilince sahip bir yazarı, bir sanatçıyı güdümlü kılmak hiçbir politikacının hiçbir yönetmenin haddi değildir… Sanatın işlevi?..Bu konuda başkalarınınkine uymayan düşünceler içindeyim…Sanatçının kendini, kendi sınıfıyla özdeşleştirmesi koşuluyla, sanatın işlevi, sanatçının kendini dışlaması, varlaması, ortaya koyması demektir. Sınıfıyla özdeşleşmiş olduğundan, kendini anlatırken sınıfını anlatmış olur. »

Sanat hayatı

1940’lar

Askerlikten uzaklaştırılmasının ardından bir süre bakkallık, muhasiplik gibi işler yaptıktan sonra 1945 yılında Sedat Simavi’nin çıkardığı “Yedigün” dergisine girdi; daha sonra Karagöz gazetesinde de yapacağı gibi redaktörlük ve yazarlık yaptı. Aynı yıllarda profesyonel olarak oyun yazarlığı yaptı ve Tan gazetesinde köşe yazarlığına başladı. 4 Aralık 1946’da bir grup üniversite gencinin Tan gazetesini yakması üzerine, sekiz sayı süren, Cumartesi adlı haftalık magazin dergisini çıkarmaya girişti. Bu dergi denemesi de sonlanınca, Vatan’ gazetesinde çalışmaya başladı. Aynı yıl, ilk bağımsız yapıtı olan Parti Kurmak ve Parti Vurmak adlı 16 sayfalık broşürü de yayınlanmıştı.

1946’da Sabahattin Ali ile birlikte Marko Paşa mizah gazetesini çıkardı ve büyük ses getirdi. Dergi dönemin politikacılarını ve tiplemelerini sözünü esirgemeden eleştirmeyi bilmiş, tüm baskıların ve defalarca kapatılmasının getirdiği zor koşullara karşın hedeflediği satış rakamlarına ulaşmıştır. Ancak davalar ve suçlamalar dergi yazarlarına epeyi zor dönemler yaşatmıştır. Nitekim yeni adlarla sürdürmeye çalıştıkları “Markopaşa” ekolünün hararetle eleştirdiği Amerikan yardımının Türkiye üzerindeki emellerine değindiği henüz yayınlanmamış olan “Nereye Gidiyoruz?” adlı yazısı nedeniyle; 12 Ağustos 1947’de 10 ay ağır hapis ve 3 ay 10 gün de Bursa’da “emniyet-i umumiye nezareti” altında bulundurulma cezasına çarptırıldı. Yazılarının bulunduğu bazı gazete ve dergileri illegal ya da masraflı olduğu için meslektaşlarıyla birlikte sattı.

Bu yıllarda yazar Kerim Sadi ile ortak bir ev tutarlar. Kerim Sadi’nin ismi Aziz Nesin’in Bir Sürgünün Anıları kitabında sık sık geçmektedir. Aziz Nesin bu eserinde Sadi’nin entelektüel birikimini teslim etmekle birlikte kişiliğini fazlasıyla eleştirmiştir. Nesin’in trajikomik Bursa anılarına göre Kerim Sadi bencil ve kendini beğenmiş bir kişidir.

İkinci kitabı Azizname’yi 1948’de çıkardı. Taşlamalardan oluşan bu kitap için İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 4 ay tutuklu olarak süren dava sonunda mahkûmiyet almadı; ancak 1949 yılında Birleşik Krallık Prensesi II. Elizabeth, İran Şahı Rıza Pehlevi, Mısır Kralı I. Faruk birlikte Ankara’daki elçilikleri aracılığıyla Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na resmen başvurarak, bir yazısında kendilerini aşağıladığı iddiasıyla aleyhine dava açınca 6 ay hapse mahkûm edildi.

1950’ler

1952’de İstanbul’da Levent’te bir dükkân kiraladı ve Oluş Kitabevi’ni açtı; Levent sakinlerine gazete dağıtma işini sürdürmekle beraber, iki küçük çocuğunun geçimini sağlayamayınca, 1953’te Beyoğlu’nda bir ortağıyla “Paradi Fotoğraf Stüdyosu”'nu kurdu. 1954’te Akbaba dergisinde takma adlarla öyküler yazmaya başladı. Zira edebiyat hayatında iki yüze yakın takma ad kullanmıştır.

1955’te 6-7 Eylül faciası olarak tarihimize gelen İstanbul’daki azınlıkların ev ve dükkânlarının korkunç yıkımına suçlu aranmaya başlanmıştı. Demokrat Parti iktidarı olayların bir “Komünist komplosu” olduğunu iddia ederek aralarında Aziz Nesin’in de olduğu, 100’e yakın solcuyu tutuklattı. Aziz Nesin hiçbir gerekçe olmaksızın 9 ay cezaevinde yattı.

Dolmuş”, (1955); “Yeni Gazete” (1957), Akşam (1958), “Tanin” (1960), “Günaydın” (1969), Aydınlık (1993) gibi dergi ve gazetelerde yayımlanan gülmece öyküleri, röportajlar ve fıkralarla Çağdaş Türk edebiyatının tanınmış ve en verimli kalemlerinden biri durumuna geldi.

1956’da Kemal Tahir ile birlikte Düşün Yayınevi’ni kurdu. 1958’de Dolmuş-Karikatür dergisi ile birleşerek 1963’e dek yayıncılığı tek başına sürdürdü. Bir yandan da Yeni Gazete, Akşam ve Tanin’de günlük köşe yazıları yazdı. 1962’de 42 sayı yaşayacak olan “Zübük” adlı mizah dergisini çıkardı.

1956 yılında İtalya’da (Bordighera’da) yapılan ve 22 ülkenin katıldığı Uluslararası Gülmece Yarışması’nda ilk ödül olan Altın Palmiye’yi “Kazan Töreni” adlı öyküsüyle kazandı. Ertesi yıl aynı ödülü “Fil Hamdi” adlı öyküsüyle ikinci kez kazandı. İlk ödülünü 1960 yılında devlet hazinesine bağışladı.

Düşün Yayınevi’nin Şubat 1963’te yanması üzerine, yazarlığı tek uğraş edindi. İlk kez 1965 yılında -ancak 50 yaşındayken bu hakkı elde edebilmişti- bir pasaport alabildi. Berlin ve Weimar’daki Antifaşist Yazarlar Toplantısı’na davetli olarak katıldı. Altı ay süren bu ilk yurtdışı gezisinde, Polonya, Sovyetler Birliği, Romanya ve Bulgaristan’a gitti.

1960’lar

Nesin, 1966’da Bulgaristan’da yapılan uluslararası gülmece yarışmasında birincilik ödülü olan Altın Kirpi’yi “Vatani Vazife” adlı öyküsüyle kazandı. 1968’de Milliyet Gazetesi’nin açtığı Karagöz oyunu yarışmasında “Üç Karagöz” oyunuyla birincilik ödülü aldı.

1969’da Moskova’da yapılan uluslararası gülmece yarışmasında “İnsanlar Uyanıyor” adlı öyküsüyle Krokodil birincilik ödülü, 1970’te de Türk Dil Kurumu’nun oyun ödülünü “Çiçu” adlı oyunuyla kazandı.

1970’ler

Eşi Meral Çelen’in önerisiyle 1972’de Nesin Vakfı’nı kurdu. Vakıf’ta, her yıl belirli sayıda alınan kimsesiz ve yoksul çocukların bakım ve eğitimlerini üstlendi. Kitaplarının tüm gelirini vakfa bıraktı.

1976-1980 arasında her yılın edebiyat ürünlerinden seçmelerin bulunduğu Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı’nı çıkardı. 1974’te Asya-Afrika Yazarlar Birliği’nin Lotus ödülünü kazanan Nesin, 1975 Lotus ödülünü almak için Filipinler’in başkenti Manila’da yapılan törene katıldı.

1976’da Bulgaristan’da Gabrovo kentinde düzenlenen gülmece kitabı uluslararası yarışmasında birinciliği elde ederek Hitar Petar ödülünü kazandı. 1977’de Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı seçilen Nesin, bu göreve uzun yıllar devam etti.

1978’de “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” adlı romanıyla Madaralı Roman Ödülü’nü kazanırken, 1982’de Vietnam’daki Asya-Afrika Yazarlar Birliği toplantısından dönüşte Moskova’da kalp hastalığından hastaneye kaldırılan Nesin, "Kalp Hastalıkları Araştırma Merkezi"nde bir ay kalarak tedavi gördü.

1980’ler

1983’te Amerika Birleşik Devletleri’nde Indiana Üniversitesi’nin düzenlediği uluslararası toplantıya çağrılan Nesin, pasaportu 12 Eylül idaresince geri alındığı için bu toplantıya katılamadı.

20 Aralık 1984’te Şan Sinema Salonu’nda 70. doğum günü töreni yapıldı. 1984’te Aydınlar Dilekçesi girişiminde bulundu. 1985’te Ekin A.Ş’nin kurulması girişiminde bulundu. Aynı yıl, Birleşik Krallık’ta PEN Kulüp onur üyeliğine seçildi ve TÜYAP’ın düzenlediği “Halkın Seçtiği Yılın Yazarı” ödülünü kazandı.

Nesin, 1989’da "Demokrasi Kurultayı"nın toplanmasında etkin görev aldı ve oluşturulan "Demokrasi İzleme Komitesi"nin iki başkanından biri oldu. Aynı yıl, Sovyet Çocuk Fonu’nun ilk kez verilen "Tolstoy Altın Madalyası"na değer görüldü.

1990’lar ve Sivas Katliamı

19 Mart 1990’da Ankara Sanat Kurumu’nda 75. yaşını kutlayan Nesin, 2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal etkinliklerine katılmak üzere Sivas’a gitti. 37 kişinin yaşamını yitirdiği Madımak Oteli katliamından sağ kurtuldu.

Ölümü ve vasiyeti

Yazar, söyleşi ve imza günü için gittiği Çeşme Alaçatı’da, 5 Temmuz’u 6 Temmuz’a bağlayan gece sabaha karşı geçirdiği kalp kriziyle hayatını kaybetti. Cenazesi Çeşme Cumhuriyet Savcısı’nın isteğiyle otopsi yapılmak üzere 6 Temmuz’da İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’ne getirildi. 7 Temmuz 1995’te vasiyeti gereği hiçbir tören yapılmaksızın ve yeri belli olmayacak şekilde Çatalca’daki Nesin Vakfı’nın bahçesine gömüldü.

Ankara Uluslararası Film Festivali çerçevesinde verilen özel ödüllerin arasında “Aziz Nesin Emek Ödülü” verilmektedir.
Kaynak

ÇIKAN KİTAPLARI

  1. ANI KİTAPLARI

    1. Bir Sürgünün Anıları (1957)
    2. Yol (Böyle Gelmiş Böyle Gitmez - 1) (1966)
    3. Poliste (1967)
    4. Yokuşun Başı (Böyle Gelmiş Böyle Gitmez - 2) (1976)
    5. Benim Delilerim (1984)
    6. Salkım Salkım Asılacak Adamlar (1987)
    7. Onursal Doktor Olamamanın Büyük Onuru (1993)
    8. Yokuş Yukarı (Böyle Gelmiş Böyle Gitmez 3) (1996)
    9. Bir Vicdan Davası (1998)
    10. Birlikte Yaşadıklarım Birlikte Öldüklerim (2006)
    11. Mum Hala 1 (2009)
    12. Mum Hala 2 (2010)
    13. Unutulmayan Rüyalar (2010)

1 2 3 4 5

6 7 8 9 10

11 12 13

  1. ÇİZGİ ROMAN KİTAPLARI

    1. Baba Mirası (1954)
    2. Deniz Aslanı (1955)
    3. Bilmem Ne Adası (1956)
    4. Bayan Aynur ile Bay Buyur (1960)
    5. Bekarlık Sultanlıktır

1 2 3 4

5

  1. ÇOCUK KİTAPLARI

    1. Uyusana Tosunum (1971)
    2. Bu Yurdu Bize Verenler (1975)
    3. Borçlu Olduklarımız (1976)
    4. Pırtlatan Bal (1976)
    5. Aziz Dede’den Masallar (1978)
    6. Ben de Çocuktum (1979)
    7. Anıtı Dikilen Sinek (1982)
    8. Nasrettin Hoca Gülütleri (1991)
    9. Çocuklara En Güzel Masallar (2009)
    10. Hayvanlar Takımı (2009)
    11. Arkadaşım Bağdem Ağacı (2010)
    12. Çocuklara En Güzel Öyküler (2012)

1 2 3 4

5 6 7 8

9 10 11 12

  1. DERLEME KİTAPLARI

    1. Adamı Zorla Deli Ederler
    2. Aşk Öyküleri
    3. Aydınlar Üstüne
    4. Aziz Nesin’den Darbeler Kitabı
    5. Batı’ya Giden Yoldayız
    6. Büyüklere Masallar - 1
    7. Büyüklere Masallar - 2
    8. Eğitim Üstüne
    9. En Masumlar İçerde
    10. Gülmekten Öldüren Öyküler 1
    11. Gülmekten Öldüren Öyküler 2
    12. Halimiz Hal Değil
    13. İstanbul’un Halleri
    14. Laiklik, Dincilik ve Atatürkçülük
    15. Memurlar Memurlar
    16. Sizin Memlekette Eşek Yok mu
    17. Şehirden İndim Köye
    18. Türkiye Toplumu ve Demokrasi
    19. Yazarlık, Edebiyat ve Dil Üstüne
    20. Zübüklüğün Sonu Yok

1 2 3 4 5

6 7 8 9 10

11 12 13 14 15

16 17 18 19 20

  1. MEKTUP KİTAPLARI

    1. Aziz Nesin - Ali Nesin Mektuplaşmaları - Canım Oğlum Canım Babacığım (1994)
    2. Aziz Nesin - Klaus Liebe Harkort Mektuplaşmaları (Gâvur Dostum) (2017)
    3. Aziz Nesin - Saliha Scheinhardt Mektuplaşmaları (Bozkır Fırtınası) (1999)
    4. Aziz Nesin - Tahsin Saraç Mektuplaşmaları (Büyük Dostum Can Dostum) (1995)

1 2 3 4

  1. OYUN KİTAPLARI

    1. Bütün Oyunları - 1 (Dramatik Oyunlar)
    2. Bütün Oyunları 2 (Karagülmece Oyunlar)
    3. Bütün Oyunları - 3 (Çalgılı Şarkılı Oyunlar - 1)
    4. Bütün Oyunları - 4 (Çalgılı Şarkılı Oyunlar - 2)

1 2 3 4

  1. ÖYKÜ KİTAPLARI

    1. Geriye Kalan (1953)
    2. İt Kuyruğu (1955)
    3. Yedek Parça (1955)
    4. Fil Hamdi (1956)
    5. Damda Deli Var (1956)
    6. Koltuk (1957)
    7. Kazan Töreni (1957)
    8. Deliler Boşandı (1957)
    9. Mahallenin Kısmeti (1957)
    10. Ölmüş Eşek (1957)
    11. Hangi Parti Kazanacak (1957)
    12. Toros Canavarı (1957)
    13. Memleketin Birinde (1958)
    14. Havadan Sudan (1958)
    15. Bay Düdük (1958)
    16. Nazik Alet (1958)
    17. Gıdıgıdı (1958)
    18. Aferin (1959)
    19. Kördöğüşü (1959)
    20. Mahmut ile Nigar (1959)
    21. Hoptirinam (1960)
    22. Gözüne Gözlük (1960)
    23. Ah Biz Eşekler (1960)
    24. Yüz Liraya Bir Deli (1961)
    25. Bir Koltuk Nasıl Devrilir (1961)
    26. Biz Adam Olmayız (1962)
    27. Yeşil Renkli Namus Gazı (1964)
    28. Sosyalizm Geliyor Savulun (1965)
    29. İhtilali Nasıl Yaptık (1965)
    30. Rıfat Bey Neden Kaşınıyor (1965)
    31. Vatan Sağolsun (1968)
    32. İnsanlar Uyanıyor (1972)
    33. Leyla İle Mecnun (1972)
    34. Hayvan Deyip de Geçme (1973)
    35. Seyyahatname (1976)
    36. Büyük Grev (1978)
    37. Yetmiş Yaşım Merhaba (1984)
    38. Kalpazanlık Bile Yapılamıyor (1984)
    39. Maçinli Kız İçin Ev (1987)
    40. Nah Kalkınırız (1988)
    41. Rüyalarım Ziyan Olmasın (1990)
    42. Aşkım Dinimdir (1991)
    43. Gözünüz Aydın Efendim (1997)
    44. Herkesin İşi Gücü Var (2005)

1 2 3 4 5

6 7 8 9 10

11 12 13 14 15

16 17 18 19 20

21 22 23 24 25

26 27 28 29 30

31 32 33 34 35

36 37 38 39 40

41 42 43 44

  1. ROMANLARI

    1. Gol Kralı (1957)
    2. Zübük (1961)
    3. Şimdiki Çocuklar Harika (1967)
    4. Tatlı Betüş (1974)
    5. Surname (1976)
    6. Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (1977)
    7. Tek Yol (1978)

1 2 3 4 5

6 7

  1. ŞİİR-TAŞLAMA KİTAPLARI

    1. Taşlamalar (Azizname - Hazret-i Dangalak) (1948-1992)
    2. Bütün Şiirleri 1 (Sondan Başa-Seviye On Ölüme Beş Kala-Kendini Yakalamak) (1984-1986-1988)
    3. Bütün Şiirleri 2 (Hoşçakalın-Bir Aşk Var Bir de Ölüm-Sivas Acısı-On Dakika) (1990-1992-1995-1957)

1 2 3

  1. YAZI-DENEME-SÖYLEŞİ KİTAPLARI

    1. Nutuk Makinesi (1958)
    2. Az Gittik Uz Gittik (1959)
    3. Merhaba (1971)
    4. Irak ve Mısır (Dünya Kazan Ben Kepçe - 1) (1977)
    5. Suçlanan ve Aklanan Yazılar (1982)
    6. Ah Biz Ödlek Aydınlar (1985)
    7. Soruşturmada (1986)
    8. İnsanlar Konuşa Konuşa (1988)
    9. Korkudan Korkmak (1988)
    10. Bulgaristan’da Türkler Türkiye’de Kürtler (1989)
    11. Sora Sora Cennet Bulunur (1990)
    12. Bir Tutam Aydınlık (1994)
    13. Bir Dokun Bin Dinle (1994)
    14. Çuvala Doldurulmuş Kediler (1995)
    15. Türkiye Şarkısı Nazım (1997)
    16. Sanat Yazıları (2011)
    17. Sporcu Milletiz Vesselam (2012)
    18. Yurt Gezileri (2013)
    19. Okuma Güncesi (2014)
    20. Alamanya Alamanya Bizden Aptal Bulaman Ya (Dünya Kazan Ben Kepçe - 2) (2016)

1 2 3 4 5

6 7 8 9 10

11 12 13 14 15

16 17 18 19 20

21 Beğeni

Helal olsun çok süper bir arşiv olmuş.Tam benim aradığım şeydi.Ama her kapak ayrı komedi yaw:)

3 Beğeni

Benimde eksiklerimi görmemi sağladı. :wink::wink:

1 Beğeni

Harika olmuş elinize sağlık

2 Beğeni

gorsel

Bende 10 cilt bunlar var, şu an bakamıyorum erişmek biraz zor, çok arkalarda kalmış. Tüm eserlerini toplayacaklar için iyi bir rehber olmuş başlık.

2 Beğeni

Bu kadının Türk ırkını asagilayan şeyler yazdıgını duydum. Bu doğru mu? Inanmak ile inanmamak arasındaki boşluktayim şu an. Bilen aydıntlatsın.

Ben de Aziz Nesin’in kadın olduğunu ilk defa sizden duydum. Ha siz de bu kelimeyi -kadın- hakaret olarak kullandıysanız işler değişir.

4 Beğeni

Yanlış yazmısım. Aşağılamak için yazmadım.

Türk ırkı deyip milliyetçi bir düşünceye kapılırsak yanlış olur. Halkın eksiklerine, gediklerine hiciv sanatı ile iğneleme yapan bir yazar. Madımak Otelinde sağ kurtulan aydınlarımızdan birisiydi.

1 Beğeni

Anladım,teşekkürler. İnterneten araştırırdımda biraz farklı yorum duymak istedim.

1 Beğeni

Belki kendi kitabından uyarlanan Zübük filmi biraz fikir belirtebilir.

5 Beğeni

Murat Özsoy, 1996 yılının Temmuz ayında Aziz Nesin’in oğlu olan matematikçi Prof.Dr. Ali Nesin’le bir röportaj gerçekleştirmiş ve babasıyla ilgili sorular sormuş.

Röportajın bir kısmını alıntılıyorum:

-Aziz Nesin’in en yakın dostları kimlerdi?

-Şair Tahsin Saraç’ı çok çok severdi. Çok mahvoldu, çok üzüldü Tahsin Saraç’ın 1989’daki ölümüne. O’nun için hep ağlardı. İlk anımsadığım dostu, Doğan Avcıoğlu’nun kardeşi Hamdi Avcıoğlu idi. Orhan Apaydın, Mahmut Dikerdem, Kemal Tahir çok yakın dostuydu. Kemal Tahir’e de çok üzülmüştü.

-Babanız, biraz daha yaşasaydı en çok hangi çalışmasını tamamlamak isterdi?

-"Böyle Gelmiş Böyle Gitmez"i bitirmek isterdi. Bir de, oyunlarını yazmak isterdi. Çok oyun notu vardı. Ölümünden sonra, Nesin Vakfı’ndaki kütüphaneden 1.150 tane dosya çıktı; oyun notları, öykü notları, roman notları… Oyunlarını çok severdi, çok güvenirdi oyunlarına.

-Türk Edebiyatı antolojilerinin pek çoğunda Aziz Nesin’in adının sadece “gülmece yazarı” olarak geçip, oyunlarından ya da şiirlerinden hiç söz edilmemesini babanız nasıl değerlendiriyordu?

-Oyunlarına o kadar çok güveniyordu ki “Nasıl olsa zaman ortaya çıkaracak değerini” diyordu. Çok çeşitli dallarda çalışmış bir sanatçıydı. Olağanüstü şiirler yazdı. Gerçi şiirde bir yenilik getirmedi ama çok güzel şiirleri vardı babamın. Nazım Hikmet’e öykündüğünü anlamış, yayınlamamış şiirlerini. Kendini özgün bulmamış. 1955’te “10 Dakika” adlı bir şiir kitabı yayınlamış, ama yayınlar yayınlamaz da bahçede yakmış onları. Beğenmemiş şiir kitabını ve haklı olarak yakmış. Kendisine karşı çok sert eleştirileri vardı.

-Beğenmediği kitapları var mıydı?

-“Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” ile "Gol Kralı"nı hiç beğenmezdi. Bunları hep para kazanmak için yazmış, ama nasıl olmuşsa tutulmuşlar. Şaşardı bunlara. Küçüklüğümden beri ben bazen babamın odasında beklerdim. O, daktiloda yazardı, ben de sayfa sayfa alıp okurdum. İlk okuyan bendim. Sonra, eleştirirdim. Çok değer verirdi benim eleştirilerime. "Ölmüş Eşek"i de hiç beğenmemişti.

-Ya en çok sevdikleri?

-Oyunlarını çok severdi. "Çiçu"yu, "Biraz Gelir Misiniz?"i…

-"Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz"ı neden beğenmezdi Aziz Nesin?

-Çünkü roman değildir de ondan. Roman olması için, kişinin değişmesi gerekiyor. Kişinin değişmediği roman çok azdır.

-Kişinin değişimi olgusunu, en başarılı gerçekleştirdiği romanının hangisi olduğunu düşünürdü?

-Hiç şüphe yok ki, “Surname”… Surname, kesinkes tam tamına bir romandır. Surname, bir oğlan çocuğunun ırzına geçip onu öldüren ve idama mahkum olan birinin öyküsünü anlatıyor. Mahkeme 4 yıl sürer. Ancak geçen 4 yıl içinde, bu idam mahkumu değişmiştir. Asacakları adam, artık bir başkasıdır. İdam cezasına karşı en önemli sav budur. İnsanı insan yapan en büyük özellik, insanın değişebilmesidir. Değişebilecek bir insanı, kanun namına da olsa öldürmek, en büyük cinayettir.

-Yeterince ilgi görmediğine inandığı eseri var mıydı Aziz Nesin’in?

-Evet. “Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı” adlı oyununun yeterince ilgi görmediğine inanırdı. Oyunlarının hiçbirisinin aslında yeterince ilgi görmediğine inanırdı.

-Bunu neye bağlıyordu?

-Bunlar felsefî oyunlar, gülmece değil. Toplumsal bir sorunu konu etmiyorlar. Felsefe oyunu oldukları için de, bunların oynanması, ilgi görmesi çok zor. Hem teknik olarak oynanmasının, hem de halktan ilgi görmesinin zor olduğunu düşünen özel tiyatrolar, babamın oyunlarını sahnelemeyi pek tercih etmiyor.

-Ya Devlet Tiyatroları?

-Sadece son yıllarda…

Kaynak: “32 Röportaj Türkan Şoray’dan Aziz Nesin’e” kitabı (yazar: Murat Özsoy)

1 Beğeni