“Charlotte’ın yaşamının çokça trajik yönlerinden hiçbiri, çocuklarını korumakta başarısız olduğuna dair mutlak umutsuzluğundan daha dokunaklı değildir…”
Christine Ann Lawson (Borderline Anne’yi Anlamak)
Borderline kişilik bozukluğunı biliyormusunuz bilmem fakat çok ağır psikolojik bir rahatsızlık ve bu alıntının beni etkilemesinin nedeni bir annesiniz ve hastalığınızdan dolayı zaten çok umutsuzsunuz fakat çocuğunuza dokunamamak, ona ulaşamamak diğer acıların yanında bir hiç
“Her aklı başında kişinin içinde, dışarı çıkmak için çabalayan bir deli vardır,” dedi dükkâncı. “Ben hep böyle düşünmüşümdür. Kimse, tamamen aklı başında birinden daha hızlı deliremez.”
Çoğunlukla ‘‘kara sevdalı, aşık, aklını yitirmiş’’ anlamında kullanılan ‘‘divane’’ kelimesi '‘dev’'den gelir ve ‘‘devlere (cinlere) uğramış, cin çarpmış, deli’’ demektir. Dev kelimesiyle oluşturulmuş bir başka kelime de çok büyük ölçülü şeyleri ifade ederken kullandığımız '‘devasa’'dır. (s.98)
“Bütün çocukluğu ve gençliği boyunca belirsiz bir huzursuzluğun sıkıntısını çekmiş , ne istediğini hiç bilememişti. Ruth’a rastlayana kadar ne olduğunu anlamadan boşu boşuna arayıp durduğu bir şey istemişti hep. Şimdiyse bu huzursuzligu çok daha keskinleşmiş ve acı vermeye başlamıştı , ama artık ne istediğini açık ve net olarak biliyordu : Güzelliğe , aydın bir bilince ve aşka sahip olmak istiyordu.”
Night City was like a deranged experiment in social Darwinism, designed by a bored researcher who kept one thumb permanently on the fast-forward button.
Night City, bir parmağını sürekli ileri sarma butonunda tutan sıkkın bir araştırmacının dizayn ettiği kaçık bir sosyal Darwinizm deneyi gibiydi.
Slim, George’a içini görüyormuş gibi derin derin baktı. “Artık birlikte, seyahat eden, can yoldaşlığı eden pek kimse kalmadı,” dedi. "Nedendir bilmem. Belki de herkes birbirinden korkuyordur bu dünyada."
Ey Tanrılar! Kim diyebilir, " Bahtı benim kadar beter kimse yoktur", diye?
İşte benim için beterin de beteri.
Ama ben bundan da beter olabilirdim.
Onun için beterin, beteri olduğu sürece,
Umut etmek gerekir.
"İnsanın iyi olmak için akla ihtiyacı yoktur. Hatta bana zaman zaman bunun tam tersi olmalı gibi gelir. Çok zeki birini ele al, hemen hiçbir zaman iyi biri olmadığını görürsün."
“Bazan etrafımızda o kadar esrarlı bir hâdise olur ki ince teferuatına kadar bunu sezeriz , fakat hiçbir şey idrak etmeyiz ; ruhumuzun içinde ikinci bir ruh her şeyi anlar , fakat bize anlatmaz , böyle korkunç işaretlerle bizi muammanın derinliklerine atar ve boğar.”
Eylem ve bilgi konusunda dört kural vardı. Düşman hakkında öğrenebileceğin kadarını oğrenmeden asla plan yapma. Yeni bilgi aldığında planlarını değiştirmekten asla korkma. Asla her şeyi bildiğine inanma. Ve asla her şeyi bilmek için bekleme. Her şeyi bilmek için bekleyen adam, düşman çadırını kafasının üzerinde yakarken hala oturuyor olurdu.
KarşıIaşmış oIduğu bu avukatIar, subayIar, işadamIarı ve banka veznedarIarı iIe tanımış oIduğu işçi sınıfIarı arasındaki farkın; yedikIeri yiyecekIerin, giydikIeri eIbiseIerin, yaşadıkIarı semtIerin farkından başka bir şey oImadığını biIiyordu Martin Eden.