Beşinci Boyutun Sınırında

Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/besinci-boyutun-sinirinda/

image

Hayatları boyunca insanlara, hükmedebilecekleri üç boyut bahşedilmişti. Bastıkları toprakta ileri koşar ve geri gelir, yerle gök arasında kah zıplar kah icad ettikleri kanatlarıyla süzülürlerdi. Diğer yaratılmışlar gibi kendilerine sunulandan fazlasına sahip olamayan insanlar için de dördüncü boyut bir sırdı. İnsanlar, zaman dedikleri bu boyutta sıkışıp kalmışlardı. Onlar için geçmiş yoktu, gelecek yoktu, içinde bulundukları tek… (DEVAMI…)

Bir yandan adalet ve özgürlük kavramlarına dair zihin jimnastiği yaptırırken diğer yandan neyin, hangi boyutun, hangi rüyanın ya da hangi hayatın gerçek olduğunu düşündüren bir öyküydü. Kaleminize sağlık.

Yıldızlar arası (İnterstellar) filmini izlediğimde filmin bilimsel açıklamasını yapan bir sitedeki bu yazıdan etkilenerek hikayemi yazdım. Bu yazıyı paylaşmak isterim: "Bizler, şu anda 4 boyut içerisinde yaşamaktayız. Aslen 3 boyutta yaşarız: en, boy, yükseklik. Evren içerisinde herhangi bir yeri tanımlamak için, bu 3 boyut yeterlidir. Ancak 4. bir boyut da, zaman boyutundan gelir. Örneğin bir arkadaşınızla buluşacağınız zaman, sadece en, boy, yükseklik boyutlarını vermezsiniz. Yani, “Konur Sokak ile Yüksel Caddesi’nin kesişiminde, Simit Sarayı’nın 2. katında buluşalım.” demekle yetinmezsiniz. “Saat 4’te…” diye eklersiniz. Tabii her zaman bu kadar spesifik olmak zorunda olmasak da, yine de içsel olarak uzay-zaman içerisinde bir yeri tanımlamak için 4 boyuta ihtiyacımız olduğunu biliriz. Örneğin binanın hangi katında buluşulması gerektiği söylenmediği müddetçe, 0. katta, yani kapının önünde buluşmamız gerektiğini varsayarız. Beynimiz, 4 boyutun tamamını otomatik olarak tanımlar.

Aslen 3 boyutta yaşıyoruz dedik ve 4. boyutu bir ek olarak verdik; çünkü bizler, 3 boyutta özgürüzdür, 4. boyutta ise hapis halindeyizdir. Bu ne mi demek? 3 boyutta, imkan tanındığı sürece istediğiniz noktaya ulaşabilirsiniz. İleri-geri gidebilir, sağa-sola gidebilir, yukarı-aşağı zıplayabilirsiniz. Bunu dilediğiniz kadar tekrar edebilirsiniz; fiziksel olarak hiçbir engeliniz bulunmamaktadır. Ancak 4. boyut olan zaman içerisinde hapis halindeyizdir. Zaman boyutunda ileri ya da geri gidemeyiz; sadece “şu an” içerisinde yaşamak zorundayız. An içerisine hapsolmuşuzdur."

Ben de bir kademe üste atlayarak dört boyuta hakim ama beşinci boyutta hapis olan perilerin yaşadığını hayal ederek bu hikayeyi kaleme aldım.
Hayalime göre peri, insanları zamansızlık boyutu olan beşinci boyuta götürme gücüne sahip.
Ruhların, peri himayesinde zamansız ortamda (5. Boyut) yaşadığı hayatlar, dördüncü boyuta göre bir zaman yanılsaması oluşturuyor ve ruhlar, çıktıkları bedene dönünce insanlar bir ömür daha yaşamış gibi oluyor.

Değerlendirmeniz için teşekkür ederim :slight_smile:

1 Beğeni

Öncelikle oldukça genç bir yazar olmanıza rağmen dili gayet iyi kullanmışsınız. Kendi serüvenimden yola çıkarsam ilk hikaye için ben daha amatör bir dil beklediğimi itiraf etmeliyim. Bu oldukça güzel, okumaya ve yazmaya devam ederseniz çok daha güzel işler ortaya çıkabilir.
*
Yine de birkaç eleştirim olacak, her ne kadar her hikayenin bir mesajı olması gerektiğine inansam da yazarın bunu çok yumuşak bir şekilde ve metnin olay örgüsüne yedirerek anlatması gerektiğine inanırım. Hikayenin bazı parçalarında oldukça didaktik bir anlatım vardı ve olay akışı ile mesaj tam homojen karışmamıştı diyelim eczacı yaklaşımıyla. Bunu iyileştirmek için okumayı artırmak önemli.
*
Bir de hikayede halden anlama teması bence alışıldık bir kurgu ile tamamlanmıştı. Ancak çağdaş yazarlar birazcık daha yeni anlatım teknikleri yakalamak üzerine yoğunlaşmalı. Tabii yazar çok genç, bunların hepsini kendini geliştirmek konusunda kararlı ise zaten fark edecek ve çok daha iyi eserler üretecektir. Yazmaya devam.