Bilmkurgu - Polisiye Deneme: Giriş Bölümünden Bir Parça

Uzun süredir üzerinde çalışmaya ara verdiğim bilimkurgu-polisiye tarzı bir denememin başlarından bir bölüm paylaşmak istiyorum. Ara verdiğim yerden tekrar başlamaya karar verdim. Görüş ve eleştirileriniziniz yolculuğumun devamında çok işime yarayacağını düşünüyorum.


Sonunda buluşma vakti gelmişti. İki yana açılan asansörün kapısından adımını atarken duvarı tamamen kaplayan aynadaki yansımasına bakıp dudak büktü. Hiç bir zaman tam olarak istediği gibi olmuyordu. Önceki gün neredeyse tüm gününü ne giyeceğine karar vermek için geçirmişti. Tüm dünyadan milyonlarca kişi onu izleyecekti. Çok iddialı olmamalıydı ama çok basit de… 50. katın düğmesine bastı, kalp atışlarının üstüne giydiği beyaz gömlekten bile belli olduğuna yemin edebilirdi.

Asansörde kısık sesle duyulan müzik bile onu rahatlatmıyordu. Zaten ne anlıyorlardı ki bu klasik müzik denen şeyden. Cep telefonundan Yansıtıcı uygulamasını açtı. Hardsome canlı yayındaydı. Yayını izlemek için bağlantıya dokundu. Ekranda bir yemek masası görünüyordu. Görüntünün hemen altından akan yazılara göz attı. Herkes sabırsızlıkla onu bekliyordu. Ne kadar şanslı olduğunu, onun yerinde olmak için nelerden vazgeçebileceklerini söyleyenlerin mesajları birbiri ardına ekranda görünüyor ve kayboluyordu.

Asansör durdu. Kalbi de durmak üzereydi. Kapı açılırken son kez arkasını dönüp aynada kendine baktı. Saçını ve makyajını kontrol edip derin bir nefes aldı ve asansörden dışarı adımını attı.

Resepsiyonda 5001 nolu suit demişlerdi, derken de baştan aşağı süzmüşlerdi onu. Koridorda oda numaralarına bakarak ilerledi. 5001 nolu beyaz kapının önüne geldiğinde dizlerinin bağı çözülmüş, heyecandan terlemeye başlamıştı. Kalbi göğüs kafesini parçalayacak gibi atıyor, kapıyı vuracak gücü kendinden bulamıyordu. Gözlerini kapattı, nefesini düzenledi. Elini kaldırıp kapıyı vuracaktı ki kapı açıldı.

Karşısında duran adam onu alıcı gözle baştan ayağa süzerken, doğal olmayacak kadar düzgün dişlerinin tamamını gösterecek şekilde sırıtıyordu.

“Biz de seni bekliyorduk”

“Bi. Biz mi?”

“Evet. Ben ve tüm izleyiciler…” gülümsemesini hiç bozmamıştı. “Bu kadar güzel olacağını beklemiyordum. Bu gece izleyici rekoru kıracağız.”

Utangaç bir gülümseme ile cevap veren Caty, ne yapacağını bilemez bir halde görünüyordu.

“Ah ne aptalım. Girsene,” kapının önünden çekilip Caty’nin girmesine izin verdi.

Caty ürkek adımlarla odaya girdi. Şık döşenmiş odanın sağ tarafında üstü özenle hazırlanmış bir yemek masası bulunuyordu. Sağ tarafta krem rengi deri bir oturma grubu, karşısında dev ekran bir televizyon ve onların da ilerisinde çift kişilik, büyük bir yatak.

“Aç mısın?” yemek masasını göstermişti, “Ya da rahatlamak için bir şeyler içerek mi başlamak istersin?”

Sadece başını sallayarak onaylayan kız, küçük adımlarla televizyonun karşısındaki oturma grubuna geçti.

Çillerle kaplı sevimli yüzündeki mahcup gülümseme devam ediyordu. İçkisini beklerken televizyonda bardağa bira dolduran elleri gördü. Görüntüdeki adam işini bitirip arkasını döndüğünde, ekranda kendisini gören kız şaşırdı. Aslında beklenmedik bir şey değildi. Odada yalnız olduğu adam, yansıtıcıların en ünlülerindendi. Aylardır adamın gözünden, adamın hayatını hayranlıkla izliyordu. Sonunda onunla tanışabilmiş, hatta tanışmanın da ötesine geçmişti. Onunla birlikte lüks bir otelin son katındaydı.

Ekrandaki görüntünün hemen sağında yukarıya doğru akan yazılara gözü takıldı. Yazıların üstündeki rakamı şimdiye kadar yüzlerce kez görmesine rağmen içini ürpermişti. 8 Milyon izleyici. Yüzü değişti. Beni seyrediyorlar. Ekranla kızın arasına giren, bira dolu bir bardak tutan el dikkatini dağıttı. Bakışını elin sahibine döndürünce tekrar gülümsedi. Sunulan birayı aldı. Burada olduğuna hâlâ inanamıyordu.

“Teşekkür ederim.” derken ekrandaki görüntüde tekrar kendisini görünce mahcup bir şekilde başını eğdi.

Adam yanına otururken televizyonu işaret etti.

“İstersen kapatabilirim”

“Gerek yok”

“Nasıl bir his?”

“Ne nasıl bir his?”

“Başkasının gözünden kendini görmek.” Televizyondaki görüntüyü gösterdi.

“Alışmam biraz zaman alabilir?”

Kızın gözlerinde oluşan ışık adamın hoşuna gitmişti. Yanına gitti ve oturdu. Birasından bir yudum alan kız çok da alışık olmadığı tattan dolayı yüzünü ekşitince adam nazik bir şekilde yanaştı.

“İçmek zorunda değilsin.”

Adamın ağır bira kokan nefesini boynunda hisseden kız hafifçe titreyip uzaklaştı.

“Ne yapmak istersin?” diye sorarken birden ayağa kalkmış, heyecanla birayı masaya bırakmıştı. “Bir oyuna ne dersin?”

Kız adamın neden bahsettiğini anlayınca heyecanlanmıştı. Belli etmek istemese de vücudu onu ele vermişti.

“Nasıl bir oyun?”

Adam televizyonu gösterdi. “Neden onlara sormuyoruz ki?”

Anında ekranda kayan yazıların hızı arttı.

“Evvet değerli izleyicilerim… Pardon. İzleyicilerimiz.” pis pis sırıtıyordu, “Bu gecemizi siz planlayın. En fazla talep edilen şeyi yapacağız.” Kızın onayını almak için şaşkın şekilde bakan kıza göz attı.

Ekrandaki yorum alanı delirmişti. Yazılanları okumak mümkün olmuyordu.

Adam televizyon ekranına yanaştı. Ekranın üst kısmındaki menü simgesine dokundu. Aşağı doğru açılan işlem seçeneklerinden “Yorumları durdur” seçeneğine dokundu. İşaret parmağıyla yorumların olduğu pencereyi ekranın ortasına sürükledi. Üst sağ köşedeki simgeye tıkladı ve yorumlar kolonlara ayrılmış şekilde ekranı kapladı. Adam bunu yaparken oldukça ciddi bir yüz ifadesi takınmıştı. Birkaç kez daha ekrana dokundu ve ekranın ortasında işlem yapıldığına dair mesajı görünce yatağın kenarında oturan kızın yanına geldi.

“Birazdan cevabımız hazır olacak. 13 milyon mesaj gelmiş. Bu kişisel rekorum” sesinde gurur vardı. “Bu mesajların içerisinden birbirine benzeyenler gruplandırılıyor. En fazla mesaj sayısına sahip 5 grup gelecek. Biz de onlardan birisini seçeceğiz.”

Konuşmasını bitirdiğinde ekranın ortasında dönüp duran animasyon da durdu ve ekranda 5 kutucuk belirdi.

İlk kutunun içinde en çok talep edilen seçenek belirdi.

“Tecavüz et!”

Hemen ardından diğer kutulardaki seçenekler de…

“Öldür orospuyu!”

“Sarhoş Et!”

“Sevişin!”

“Balkondan at!”

Ekranda beliren seçenekleri gören kızın yüzündeki mahcubiyet kaybolmuş, gözleri korkuyla açılmıştı.

“Bu insanları anlayamıyorum güzelim.” adam keyifli bir şekilde içkilerini tazeliyordu. “Tek görmek istedikleri şiddet.”

Kafasını sinirlenmiş bir şekilde sallarken elindeki bira dolu bardağı korkmuş kıza uzattı. Birasından büyük bir yudum alıp, dudağındaki köpüğü koluna sildi. Gözleri ışıldıyordu.

“Tam 13 milyon mesaj… İnanabiliyor musun? Benden yapmamı istedikleri şeyleri görüyorsun değil mi?” Odada heyecanlı adımlarla geziniyordu, inanamıyor gibi kafasını sallıyor, birasından yudumluyordu. Cebinden sigara paketi çıkardı.

“Kullanıyor musun?” diye sordu. “Rahatlatır. Eğer sigara kesmezse başka şeyler de var.”

Kız cevap vermemiş, bakışları ekrana takılıp kalmıştı.

Adam yavaşça yanına geldi. Sigarasını ve birasını aynı eliyle tutuyordu. Kızın önünde durdu. Bira ve sigara olan eliyle ekranı gösterdi. “Bunlardan birisini yapacağımı düşünmüyorsun değil mi?” dedikten hemen sonra elindeki bira dolu bardağı kızın kafasına vurdu. Kahkaha atıyordu. “Birisini yapmayacağım tabi ki.” Kız bilincini kaybederek yatağa doğru düşerken eğilip sessizce konuştu. “Hepsini yapmak varken neden sadece birisini seçeyim ki!”

“ŞOV BAŞLASIN!” diye bağırırken bira ve kan ile yıkanmış olan eli kemerinin tokasına gitmişti bile… Ekrandaki izleyici sayısı tüm zamanların rekoruna doğru hızla artıyordu…

Bence gayet iyi. Bir iki küçük düzeltme gerekebilir.

kendinde bulamıyordu.

“Odada yalnız olduğu…”
Burası da belki “Odada baş başa olduğu…” şeklinde düzeltilebilir.

“ Yazıların üstündeki rakamı şimdiye kadar yüzlerce kez görmesine rağmen içini ürpermişti.”

Burada da “içi ürpermişti” olmalı.

Bazı yerlerde de konuşma .” şeklinde bittikten sonra küçük harfle başlanmış. Dediğim gibi küçük dokunuşlar bence. Bol şans dilerim.

2 Beğeni

Zaman ayırdığın için teşekkür ederim. Beğendiğin için de ayrıca.

Kelime hataları konusunda maalesef çok dikkatli değilim. Her zaman bir şeyler kaçıyor :slight_smile: Zaten bu bölümün üzerinden birkç kez daha geçicem bir kısmı düzelirken yenileri eklenecek muhakkak.

1 Beğeni