Öykü Seçkisi'nde okumak için: Bin İkinci Gece – Aylık Öykü Seçkisi
Düşmana esir düşen ajan, konuşması karşılığında canının bağışlanacağı müjdesine tereddütle yaklaşır. Bu gerçekleşse dahi kendi halkı tarafından hain olmakla suçlanacağı için anlaşmayı kabul etmek yerine her gece masallar anlatmayı teklif eder. Bu durum başta saçma bulunsa da en azından ilk gece için esire şans tanınmasına karar verilir. Ancak daha ilk geceden itibaren duyduklarıyla beraber fark… (DEVAMI…)
Haluk merhabalar;
Kısa ama yoğun bir öyküyle selamladın bizi. Kendi üslubunla kaleme aldığın bu öyküde birçok cümlenin üzerinde dakikalarca düşünmek lazım belki de.
Açıkçası öykünün kapısını açmak yetmiyor; içeri girmek ve gizlenen hakikatleri loş odalarda aramak gerekiyor.
Kalemine sağlık, tebrik ediyorum bu güzel öyküden ötürü. İyi bak kendine görüşmek üzere…
Merhaba Ebuzer,
Güzel yorumun için teşekkür ederim.
Zaman içerisinde not aldığım cümlelerimi birleştirerek öyküleştirdiğim için öyle oluyor biraz da.
Yoğun tempon arasında vaktini ayırıp okuman beni mutlu etti.
Görüşmek dileğiyle.
Merhaba Haluk,
Eğer umut varsa, belki kendini kandırmak demek ona haksızlık olur.
Yerçekimi, toprak, yükselmek, varlık, yokluk, paralel everenler, sonsuz varlık, aşk, çekim…
Hepsi bir bütünlük aslında sanırım. Paradoks dediğimiz şey de, belki de bu bütünlüğün içinde sürekli kesişen ve ayrılan tek bir şeyin ya da bütünlüğün kendisinin devinimi…
Öykünün yorumu mu, bana düşündürdükleri mi bunlar bilemiyorum. Ama düşündürmesi ve dahası “sezdirmesi” ve de bunu didaktik bir deneme gibi değil “hissettiren” bir şiir formatında yapması sanırım metnin temel teknik başarısı olmuş, teknik düşünülmese de…
Çok iyi
Ellerine sağlık Haluk.
Merhaba Murat,
Yorumun nokta atışı olmuş birçok açıdan. “Douglas Hofstadter, I Am a Strange Loop” (Henüz okumadım) ile paradoksa gönderme yapıyorum sık sık gerçekten de, bilerek.
Yer çekimi de madde ve manayı birleştiren ayrıca çok da mühim bir konu bence.
Sonraki seçkilerde görüşmek dileğiyle.
Felsefe dozu yüksek, güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık…
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
Eline sağlık Haluk
İlginç ve düşündürücü bir kırkyama yapmışsın Hikayenin kurgusu çok akıllıca olmuş ama bence kısa olmuş. Biraz daha detaylansa, o heyecan unsuru daha güçlü işin içine girebilirdi.
Sen ve Murat aynı kaderi paylaşıyorsunuz gibi geliyor. Yoğun kafa ürünlerini kısa sürede kağıda dökmek.
Sevgiler
Müge
Merhaba Müge,
Zaman içerisinde kafama üşüşen ve cümleler halinde not aldığım fikirlerin temalara göre hikayeleştirilmesi üzerine işliyor buradaki öykülerim.
Mantı gibi iki ucunu katlayıp (sonu ve başı) fikir yazısını öyküye çevirmiş gibi oluyorum aslında. Ondan dolayı “kırkyama” tabirin çok yerinde oldu.
Vaktini ayırıp okuduğun için teşekkürlerimi sunarım.
Sevgilerle