Tatildi, yolculuktur yanımda taşımak için Karbon kitap’ın bu cep boy kitaplarından birkaç adet almak istiyorum fakat yazı boyutu ve sayfa düzeni hakkında bilgi almak istiyorum zira benim için iç içe geçmiş minik yazıları okumak ciddi bir işkence, bunu istemiyorum/tercih de etmiyorum.
Fakat elimde örnek yok. Rica etsem elinde bu cep boy kitaplardan olan kişiler sayfa düzenini anlaşılır şekilde fotoğraflayıp buraya atabilir mi?
Konuyla ilgili en hızlı yanıt alabileceğimi düşündüğüm yer burası olduğundan buraya yazdım.
Bence her şeyden önce çeviriye bakmak lazım böyle yayınevlerinden kitap alırken. Bana soracak olursanız dünyada kötü çevirinin vereceği zarardan daha kötü bir şey yok.
Kapra Yayınları Kitapyurdu’nun kendisinin. Tatilde veya yolda okumak için alabilirsiniz bence, çok fazla olacağını sanmam. Ama emin olamama durumuna karşı Türk klasiği de okuyabilir.
Katılıyorum fakat ben “okumayı zorlaştıracak yahut anlam kaybına neden olmuş biçimde” kötü çevrilmiş kitaplara pek denk gelmediğim için, kitap alırken bu konu önceliğim olmuyor.
Yayınevinin çevirileri kötü mü ki siz böyle söylediniz?
Benim bu yayınevine yönelme sebebim, kırmızı kedinin turuncu kitapları ekseri elimde var, Laputa kitap keza küçük karanlık kitaplar elimde var. Can yayınlarının klasiklerin çoğunu zaten okudum ki biliyorsunuz kitap seçeneği az (cep boy kitaplardan söz ediyorum) Başkada bildiğim cep boy kitaplar yok. Sizin var mı? Kitapların boyutunun yanında az sayfadan oluşmaları da önemli. Hal böyle olunca bu kitapları buldum.
Çeviri kitaplarını tercih etmem, belki imla dizgi sorunları vardır ama Türk yazarlar tercih edilebilir. Ben de sadece küçük boy olanlardan Sabahattin Ali kitapları var.
Ben de eskiden sizin gibi çeviri üzerine çok durmazdım ta ki ucuza aldığım dandik yayınevlerinin kitaplarını iyi çevirilerden okuyana kadar. Hani o kadar büyük bir fark var ki sıkıldığım birçok kitabı zevkle okudum kitaplardan daha çok şey anladım okurken. O yüzden bir kötü bir çeviriden bir de iyi bir çeviriden okuyup deneyebilirsiniz.
Karbon kitabın çevirilerinin kötü olarak tanımlandığını görmüştüm ama ben okumadım Mavi Çatı’dan okudum onun kadar kötü değildir diye düşünüyorum çünkü Mavi Çatı’dan daha kötü bir çeviri olabileceğine inanmıyorum, inanamam. Ancak karbonun kitaplarını elime aldığım oldu kötü kalitede kağıt hissi veriyordu, normalde bir kitabın olması gerekenin yarısı ağırlıktaydı. Bu karbon kitaptı diye geliyor aklıma ama yanılıyor da olabilirim.
Cep boy konusunda Can yayınlarının vardı onun kaliteli olduğunu biliyorum. Bir de Altın kitaplar var ama sanırım onlarda klasikler yok.
Çevirinin önemli olduğu muhakkak fakat ben pek o toplara (dandik yayınevi) girmediğim için,
(elimde sayısını bilmediğim, saymayı çoktan bıraktığım kadar “okunmuş” klasik var. %99 iş bankasına ait bu kitaplar.)
olsa gerek üstte bahsettiğim gibi bakıyorum olaya.
Neyse konumuz bu değil, uzatmayayım Karbon kitapların çevirilerinin iyi veya kötü olduğu hakkında ben özellikle birşey duymamıştım.
Sizler bahsettiğiniz için daha temkinli yaklaşacağım alacağım kitaplara/ çevirmeni araştırabilirim. Bilgi verdiğiniz için teşekkürler.
@alper Detaylı fotoğraflar için teşekkür ederim. Siz de böyle söyleyince almaya niyetlendiklerimin çevirenlerine baktım. Bir tanesi Sebahattin Ali imiş. Diğerlerine de bakacağım.
İyi edebiyatçılar her zaman iyi çevirmenler değildirler. Çünkü yazarın yazdığını beğenmez ve kendileri benzer anlamda farklı bir cümle yazarlar. Tabi hepsi için konuşmuyorum ama dediğim eleştiri Cemal Süreyya, Tomris Uyar veya Can Yücel için çok sık yapılır mesela. Gerçi Can Yücel daha sıkıntılı, kitabı çevirmiyor Türkçeye uyarlıyor ve bunun için de değiştiriyor. Bu tarz çevirmenlerin çevirdiği kitapları okumak büyük bir edebi zevk verir ama yazarın kitabını değil çevirmenin kitabını okumuş olursunuz. Mesela Hamlet’i veya Bir Yaz Gecesi Rüyası’nı önce normal bir çeviriden okuyup sonra Can Yücel çevirisinden okumak mantıklıdır. Ama sadece Can Yücel çevirisinden okursanız o eseri okumamış sayılırsınız. Bu şiir çevirilerinde daha az problem yaratıyor tabi ama orada da sıkıntılar var. Can Yücel’in çevirdiği bir şiir bırakıyorum. Sıkıntılı olduğu sadece Türkçeden okurken bile belli. Bu arada asıl şair Türkiye’ye hiç gelmemiş. https://www.siir.gen.tr/siir/w/wystan_hugh_auden/allasen_soyle_nedir_askin_asli_astari.htm
Ben de askerde okumak için bu seriden birkaç kitap almıştım. Parkanın cebine rahatlıkla giriyordu, her yerde şak diye okuyabiliyordum. Baskı ve dayanıklılık konusunda bir sıkıntısı yok. Ben daha çok yerli yazarları okumuştum, gayet iyiydi. Çevirilerden, Mark Twain kitaplarını okumuştum. Göze batan bir durum yoktu, gayet okunabilirdi. Ama diğer kitaplarını bilemiyorum.