Bir Okurun Naçizane İstekleri

Yazarlar günlerini, aylarını ve yıllarını metinlerini oluşturmak için harcıyorlar. Tekrar ve tekrar üzerinden geçerek en iyisine ulaşmaya çalışıyorlar.

Okurlar ise daha küçük bir zamanında bu anlatıları okuyorlar. Belki dakikalar, belki saatler ya da günler harcıyorlar.

Yazarların emeklerin karşılığı takdir görmek, adının sonsuzluğa uzanması ve maddi gelirini bu zor ama güzel meslekle de sağlamak diyebiliriz.

Okurlarsa anlatılar sayesinde keyifli zamanlar geçirebiliyor, bir şeyler öğrenebiliyor yahut hayatları değişebiliyor.

İki tarafında elde ettikleri olumlu ve olumsuz yönleri saymakla bitmez. Ancak konumuz onlar değil konumuz sanal platformlarda paylaşılan metinler! Önemli olan burada alınganlık değil, alınmayınız, alınma aşamasının ötesindeyiz; zira bir okur olarak isteklerimi paylaşmak istiyorum.

Her yazarın ister amatör olsun ister profesyonel aynı zamanda da bir okur olduğunu söylemem gereksiz. Okur olarak iş molalarında, otobüs yolculuklarında, yemek yerken, kahve yudumlarken veya hayatımızın rutininde cebelleşirken bir öykü bir metin okuma istememiz ve araya sıkıştırmamız en doğal hakkımız ve aynı zamanda yaptığımızda tamda bu! Ancak imla hatalı yahut ilk taslakları veya yarım öykülere zaman ayırmak istememek de en doğal hakkımız; onlara zaman ayıran okurda kandırılmışlık hissi doğuyor, yani okur zaman ayırırken yazar kendi metnine neden zaman ayırmıyor diye düşünülüyor. Tabii bu yargı bana ait ve katılıp katılmamakta da herkes özgür…

İstemiyorsan okuma vakit ayırma gibi düşünceler aklınızdan geçebilir ama öykülerin başında “Bu bir yarım öyküdür, bu bir ilk taslaktır ya da bu bir keyfi kalem oynatmaktır,” denmiyor ve okumaya başladığında en azında hatasız ve tam bir öykü beklememiz de en doğal hakkımız.

Ben kendi hesabıma yazarlardan kendilerini okurlar yerine koymalarını istiyorum ve öykülerine değer vermelerini ki yapıtlarına değer vermeleri kendilerine yahut yazarlığına duydukları saygı anlamına da geleceğini düşünüyorum. Önce yazar kendine ve eserine saygı duymalı ve sonra okurdan aynısını beklemeli diye de düşünüyorum.

Bu isteğim yazarlıktan sizi soğutmamalı daha çok sarılmanıza yol açmalıdır. Zira bir okurun istediği her yazarı yazarlıktan soğutsaydı günümüzde hiçbir metin ortada olmazdı.

Tabii başka arkadaşların başka istekleri de olabilir. Benim isteğimi kabul etmeyebilirsiniz yahut onların isteklerini de öyle. Ancak bir yazar olarak ister amatör ister profesyonel olun değerlendirme mekanizmanızı canlı tutun ki yazarların en büyük özelliklerinden birinin bu mekanizmanın canlı olduğu da malumunuzdur.

Diğer bakış açısıyla aynı durumu ele alırsak okurların bu metinlere sürekli maruz kalmaları onların metinlerinizi okuma isteğini öldürürsünüz. Ve zamanla daha az kişi okur, çok daha azı eleştiri yazar. Eleştiriye karşı sergilenen kırıcı tutumsa son noktadır.

Not: Altını çizerek söylüyorum kimseye atıfım ve rencide etme çabam yoktur, uzun sürede yazmak istediğim bir metindi bu…

5 Beğeni