Boşluklu Safidan ile Uçkuhan

Merhaba Okan,

Yorumun için teşekkür ederim.

Sevgiler,

Sena

Gaye’ciğim :),

Güzel dileklerin ve yorumun için çok teşekkür ederim. Cesur kalem kadınlar sınıfına layık gördüğün için de ayrıca teşekkürler :slight_smile: ama böyle yazarlık ve cinsiyetin konuşulmadığı günler gelse keşke, daha mutlu bir toplum oluruz o zaman sanki. :slight_smile:

Senin gibi polisiye yazan birine böyle kısımlarda yakalanmamak mümkün değildi zaten, falcılığa inanmıyorsun ama ya o üç harfliler, onlar da mı bilemez otel bilgilerini :see_no_evil::joy:

Tüm yorumun için tekrar teşekkürler,

Ben de öperim, görüşürüz.

Sena

1 Beğeni

Merhaba Murat,

Güzel eleştiri ve övgülerin için bolca teşekkür ediyorum. Burada kalemine ve birikimine güvendiğim yazarlardan birisin, o yüzden her yorumun çok kıymetli. Var ol! :pray:t2:

Öykümü ironik, esprili hatta satirik sınıfına yerleştirmen de amacıma eriştiğimi göstererek çok memnun etti.

Falcı kısmındaki kafa karışıklığına gelince; :slight_smile: kara büyüyü çözdürmesi için vereceği ilaca kadarki kısımda kendisinin üç harflileri yardımcı oluyor ancak bu ilaç tabii ki Safidan’ın derdine deva değil. Bu yüzden cinleri vesilesiyle belli bilgi donanımı olsa da, masum insanların derdine çözüm bulma konusunda bir dolandırıcı olmaktan öteye gidemiyor. :smiley:

Uçkuhan’la ilgili yorumunda ise inceden, aldatanerkeklereyöneliksiddetehayır hashtag’i açtığını hissettim. :smiley: Tabii ki ölümü hak etmedi, öyküm gerçekçilikle fantastiklik arasında mesajı vermek için durumu en absürt noktalara itmeye yönelikti. Bu bağlamda ben amacıma ulaşmışım ama okuyucunun kafası karışmış, tarz üzerine daha çok çalışmam gerekecek diye düşünüyorum.

Tekrar çok teşekkürler tüm yorumların için.

Sevgiler,

Sena

1 Beğeni

Merhaba @Muge_Kocak,

Çok kıymetli yorumlarının hepsi için önden ve bolca teşekkür ederim, ister sade bir okur olarak ister yazar olarak iletebilirsin, ben yükleme bakarım, öznenin titrine takılmam. :slight_smile:

Bu sitede yayınlanan ilk öyküm, evet ama başka öykülerim, şiirlerim, denemelerim de var amatörce fakat bir yerlerde paylaşmıyorum, yazmaktan çok da okumaya zaman ayırıyorum aslında. Çokça okuyunca, yazma kısmı da daha kolay akıyor diye düşünüyorum. 1-0 önde başlamak tabirin çok hoşuma gitti, böyle yansıması benim açımdan şahane! Tekrar sağ ol!

Bu yorumunla ilgili olarak hangi iki çelişkili duygu uyandığını çok anlayamadım aslında. Duygudan kastını; öykünün damağında bıraktığı, hüzün, öfke, keyif vs. Gibi şeyler diye düşünmüştüm ancak yorumunun ilerisinde genel gözlemlerini aktarmışsın. Duygudan bağımsız geldi ama bunlar da kabulüm :slight_smile:

Bu eleştirine tespit gibi tespit diyebilirim. Benim de öyküyü yazdıktan sonraki tüm okumalarım çünkü; bu lanet olası birbirine karışmış yumak biçiminde yazdığım örgü çilelerini açmak üzerine oluyor. Bak, yine yaptım. Engel olamıyorum kafamdaki düşünceleri uzun ve karışık yazmaya. Daha sonra onları kesip, kırpıp düzenlemek ve bağlaçlardan arındırmaya da dolaysız tümleçlere çevirmeye, zincirleme olmayan tamlamalara döndürmeye epey vakit harcıyorum gerçekten. Belki de daha basit düşünüp, basit aktarmalıyım kağıda. Bu tamamen üzerinde çalıştığım bir alan. Hele öykünün ilk halini görseydin, daha da çok yorulurdun, iyi ki biraz düzenlemişim. :slight_smile:

Flash Tv / Gerçek Kesit Programı, Perihan Savaş’ın sesiyle okunmalı. Oradan uyarlama yaptım. :smiley: Beğenilmesine çok sevindim. :pray:t2:

Falcı kısmı ile ilgili, Gaye ve Murat’a da benzer yorumlar yaptım, yinelemeyeyim. Öykünün ana fikrini abartarak hem ironik hem kara mizah tarzında yazmaya yöneldiğim için bu gibi mantık unsurlarını devre dışı bırakmışım. Okuyucu yorumlarında haklısınız. Bu arada Mecidiyeköy’de elinde bu tabelayı tutan çocuk hala duruyor ve 35 Tl’ye kara büyü teşhisine kadarki her şeyi yapıyorlar. İlgilenenlerin dikkatine :see_no_evil:

Tüm yorum ve değerlendirme için tekrar teşekkürler,

Sena

1 Beğeni

Aslında bu duygu durumunu anlatamamış olabilirim. Şöyle; cümlenin anlattığı çok güzel ama kelimeler karışık, karakterler çok güzel ama netlik verilmemiş, konu harika ama kurguda eksik var gibi gibi. Aslında, bu söylediklerimi çok ufak dokunuşlarla giderebilecek birikime sahip olduğuna inanıyorum. Ve aslına bakarsan sen dahil hepimiz, buraya öykü yüklerken genelde sadece kendimiz okuyoruz ne redaksiyon ne başka bir editör işin içinde.

Ben hep şunu düşünüyorum, yazdıklarımı bir yayınevi değerlendirmeye kalksa eminim bir çok düzenlemeden geçer. O yüzden olduğumuz nokta aldığımız eleştiriler normal aslında.

Son olarak bir şey paylaşmak istiyorum: zamanın birinde bir yazımı bir editöre göndermiştim. Baban gelen cevap aynen şuydu*: Henüz metniniz acemi. Kurgusu zayıf ve merak unsuru yetersiz. Ama böyle başlar. Daha fazla öykü okumalısınız.*

Önce üzüldüm. Ama sonra canımı sıkan bölümü attım, yoğun okumalarıma devam ettim. Bilmem belki de haklıydı. Ama çok önemli değil, önemli olan benim ben çıkardığım. Murakami diyor ki; editörleri hep dinlerim, beni eleştirenleri de ama sonunda kafama uyanı yaparım uymayanı atarım :slight_smile:

Kaleminiz daim olsun

1 Beğeni

Bence hepimiz genellikle bunu yapıyoruz. :slight_smile:

Tüm yorumlarında haklısın. Öyküyü yazmaya başlama sürecimde @MuratBarisSari ile konuşmuştuk, mükemmel olmasını istediğim için kaç aydır forumdayım ama bir şey paylaşmıyorum diye. O da mükemmeli beklersen hiç yazamazsın demişti. Genel yaşam tarzım da bir şeyin mükemmel olmadığı zaman hiç yapılmaması yönündeydi ama bu keskinliğimi son dönemlerde törpülemeye çalışıyorum. Bazen bir yerden başlamak gerek, sonra mükemmele gitmek için çabalamak gerek. Siyahtan beyaza geçilmiyor, bolca grili bir yolculuk var arada, iyi yazar olmak ve olmamak yolculuğunda.

İlk öykü eleştirilerimi aldığım için çok mutluyum. Sırayla herkesin yorumundan kendime notlar alıyorum. Bu yüzden okuman ve fikirlerini aktarman çok değerli.

Bu arada önceki aylardaki bir öyküye “muhasebeci Mehmet mi yazdı” tarzında bir yorumun vardı. Ben de mali müşaviriiiiiimmmm, muhasebe müdürüyümmmm, belli oluyor mu? :see_no_evil::see_no_evil::see_no_evil: :joy:

Görüşmek üzere.

Sevgiler,

Sena

2 Beğeni

Aman ya o yorumum da yanlış anlaşıldı. Devamını okumuşsan ben de mesleğimi yazmıştım. Galiba bir süre yorum yapmayacağım :slight_smile:

1 Beğeni

Ahhahaha, yok küstürmeyeyim yorumculuğa, bırakma sakın. :joy:

Okudum devamını da, şaka bir yana, ben de kendimi muhasebeci imajına uymayan biri olarak tanımlıyorum. Maalesef bazı genellemeler yapışıyor. Adımız çıkmış, ne yapalım. :slight_smile:

Sevgiler,

Sena

1 Beğeni

Merhaba. Bana Muhasebeci Mehmet derler. Hakkımda ileri geri konuşuyormuşsunuz, doğru mu? :blush:
Güzel sohbetinize o yorumunuza dahil olmuş biri olarak müdahalede bulunmak istedim :joy:
Sevgiler ikinize de.

2 Beğeni

@Senaa Selam,

Ben bu öyküyü Gerçek Kesit’e benzettim. Gerek anlatım tarzı olsun, gerek gerçeküstüne göz kırpan bağlantılar olsun, gerek daktilo sesleriyle hayat bulmuş son hikâyeleri olsun; tam bir Gerçek Kesit bölümü olmuş bu. :sweat_smile:

Şaka bir yana kaleminize sağlık. Beğendim ben öyküyü. Başarılı bir kurgu, samimi bir dil. Diyalogları biraz eksik buldum. Bu konuda zaafım var, abartıyor da olabilirim o yüzden her eleştirimi kendi bilişsel süzgecinizden geçirerek uygulamanızı temenni ederim.

Mesela bu cümleler pek inandırıcı gelmedi bana. Diyalog yazarken sesli biçimde kendi kendime konuşurum ben. Kulağa hem doğal hem de fonetik açıdan güzel geliyorsa yazarım. Bir tavsiye olarak belirteyim.

Bir de bir Türk kahvesi, üstünde iki Americano insanı bi’ tuhaf eder. El ayak titretir, taşikardi yapar. Bu detaylar önemli. :blush:

Kaleminize sağlık. :pray: Görüşmek üzere.

Ek: Bu arada Seçki’nin kadın yazarlarına teşekkürü bir borç bilirim. Kaleminizi sakınmadan yazdığınız bu öyküler çok güzeldi, tebrik ederim. :+1:

2 Beğeni

Selam @ulu.kasvet,

Gerçek Kesit :see_no_evil: Aslında evet, Safidan karakteri benim arkadaşlarımdan biri, hatta kendisi bir öykümde, şiirimde ilham olur diye beni gaza getirerek onunla falcıya gitmeme ikna etti, yoksa asla gitmezdim. Ve “kızım sende kara büyü var”, “nee, kara büyü mü çok korkarım ben böyle şeylerden, çözmek için ne yapmam gerekiyorsa yaparım” kısmına kadar tamamen gerçek bir kesit, bizzat yaşadım çünkü. :joy:

Uçkuhan da keza yakın arkadaşlarımdan biri, o da kızla otele gitme için randevulaşma kısmına kadar yaşamış biri. Bu nedenle olaylar maalesef o programdaki kadar absürt olarak yanıbaşımda duruyordu, valla ben bişiy yapmadım. Sadece yollarını kesiştirip, iyice absürtleştirdim. Sonucunda baktım ki Perihan Savaş olmuşum, kapanışı da Sarı Bıyık efsaneli Gerçek Kesit’e selam göndererek yapayım dedim. :joy: Dikkatini çekmesine çok sevindim. Teşekkürler.

Dialoglarla ilgili yorumunu anlıyorum, konuşma dilini, vurguları, mimikleri kağıda aktarmak zor. Cümle gerçekçi bile olsa seslendirdiğindeki vurgu benim yazarken yapmak istediğimle match etmemiş olabilir. Anlıyorum ne demek istediğini.

Kahve konusuna gelince, @Arokan da aynı yorumu yapmıştı, daha yeni kahve içmedi mi bu arkadaş diye ama ellemedim o kısmı. Bizler ofis çalışanı olarak günde gayet kahve tüketiyoruz aslında, taşikardi bize masal geliyor, diyebilirim. :slight_smile:

Samimi yorumun için ben teşekkür ediyorum.

Bu ay gözlerimiz seni aradı bir de, Piramit mi sarmadı, vakit mi yoktu?

Sevgiler,

Sena

1 Beğeni

@ulu.kasvet,

Selamlar tekrar, ben bitirdikten sonra yorumuna ekleme yapmışsın. Ayrıca cevap vermek istedim. :slight_smile:

İçten teşekkürünü alıyorum, çok mutlu oldum ancak seni tenzih ederek söylüyorum, lütfen yanlış anlaşılmasın; “kadınsınız ama nasıl da yazmışsınız” yorumu yerine cinsiyetime bakılmadan, cümlelerime bakıldığı, ötekileştirilmediğim bir edebi dünyada kalmayı diliyorum.

Çok teşekkürler tekrar :pray:t2::slight_smile:

Sena

2 Beğeni

Tekrar selam,

Ya aslında o eklemeyi yapmamın nedeni şuydu:

Ben böyle bir şey söylemiştim. Bakıyorum bu ay Seçki’deki öyküler içlerinde tam ayarında bir karanlık taşıyor. O yüzden bir teşekkür etmek istedim. Tesadüfi olarak kadın yazarlara denk geldi bu cesaret; benim de isteğim o yöndeydi. Mesele budur. :blush:

Bu arada ilk öykünmüş, hoş geldin. Daha nice öykülere… Benim başka işlerim var, yine üretiyorum; Kayıp Rıhtım’a değil başka yerlere. :wink: Mutlaka buluşuruz yine.

Görüşürüz :pray:

3 Beğeni

Hahahha, çağrını alıp gelmişim gibi olmuş o halde. :smiley: İstediğin karanlık ruha bir nebze katkıda bulunduysam ne mutlu bana. :pray:t2:

Üretkenlik güzeldir, burası ile sınırlı olmamalı bence de. :v: Emeklerine sağlık.

Görüşmek dileğiyle,

Sena

Merhaba Sena,

Öncelikle bana olan güvenin dolayısıyla ben sana teşekkür ederim :pray:. Umarım layık olabilirim bu güvene.

Falcı gerçekten kapasiteliymiş. Müge’nin onun ve Safidan’ın motivasyonuna dair yazdıklarına yazma mekaniği olarak katılabilirim ancak bence bu bir masal, dolayısıyla ben burada özel bir tutarlılık aramadım. Hatta bu absürtlüğün öyküye çok şey kattığını düşünüyorum.

Uçkuhan konusunda esasen aldatanerkeklereyöneliksınırlışiddet noktasındayım. Ölüm biraz fazla. Hele üçüncü bir şahıstan gelmesi daha da fazla. Eğer bir adalet arıyorsak sanırım öğrenci kızı da şişlemek gerekirdi. Ama bu masalda Uçkuhan’ın ölümü de eğlenceliydi. Senin öyküyü taşımak istediğin absürt sınıra da çok iyi hizmet etti.

Bence yapmak istediğini tamamen yapmışsın. Tarzında bir değişikliğe gitmeye gerek yok.

Rica ederim.
Gelecek seçkilerde görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Uçkuhan’dan yola çıkarak, idam geri gelsin, hadım edilsin böyleleri fln gibi toplumsal konulara, büyük büyük laflara gidecek bir öykü değildi ya benimki, Uçkuhan fan’ları fln olduk :smiley: . Keşke öldürmeseydim, devam ettirebilirmişim bu saf çapkın karakteri biraz daha. :smiley: Ama kız onun evli olduğunu bilmiyor, bu yüzden kıza şiş konusuna katılmıyorum. Zaten belasını buldu o da bir şekilde. :slight_smile:

Şaka bir yana, yazarkenki hislerimi sana aktarabildiğime çok memnun oldum. Dediğim gibi; tüm yorumlar çok kıymetli. Seninkiler de ayrıcalıklı.

Çok teşekkür ediyorum tekrar güzel desteğin için.

Sevgiler,

Sena

1 Beğeni

Merhabalar @Senaa,

Tam olarak ne olduğunu anlatamasam da öykünüzde bir farklılık vardı.
İnsana sonraki öykülerinizin nasıl olacağını merak ettiriyor.

Mühür temalı öyküleri bekleyelim bakalım.

1 Beğeni

Merhaba @Haluk_Cevik,

Pek anlamadım yorumunuzu esasen. YSK’nın seçim yineleme açıklamasını anımsattı. :see_no_evil::joy:

Yorumlamanıza yine de sevindim. Mühür için çok havada bir şeyler var ama henüz şekillenmedi. Yazmayacağım gibi görünüyor şimdilik ama buralarda olurum, tam olarak ne olduğunu anlatamayacağımız yarınlarda da. :sweat_smile::pray:t2:

Sevgiyle,

Sena

1 Beğeni

Merhaba,

Hikayesine sadık betimlemeleriniz ve aniden sivrilen harika benzetmeleriniz var. Genel olarak kaleminiz rahat, cümleleriniz okunaklı ve metniniz akıcıydı. Absürt bir olayı, gerçek dışı bir konuyu yer yer gerçek gibi aktarmışsınız yalnızca; bu birazcık tezat oluşturmuş. Öyküde, olmasa da olurmuş denebilecek fazlalık sözcükler ve cümleler de çarpmış olabilir gözüme. Kurguya ve karakterlere birazcık daha odaklanırsanız geriye pek bir sorun kalmıyor; anlatmayı biliyorsunuz ve kalıpları aşmış iyi bir üslubunuz var.

Bu güzel öyküyü paylaştığınız için teşekkür ederek,

Elinize kaleminize sağlık.

1 Beğeni

Merhaba @Osman_Eliuz,

Vakit ayırıp okuduğunuz için ve tüm değerli yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum.

Özellikle bu yorumunuza çok sevindim, çünkü bu benzetmeleri günlük yaşantımda toplayıp not alıyorum ve bir şey yazarken yeri gelirse oraya yerleştiriyorum. Dikkatinizden kaçmamasına ve beğenmenize bu yüzden mutlu oldum.

Konunun doğuşu gerçekçi de olsa, gideceği yolun yanlış olabileceğini vurgularken absürtleştirmeyi denedim. Yer yer bugünün içinde absürtlük, gelecekte gerçeklik bırakmış olabilirim. İnceleyeceğim yeniden.

Tüm yorumlarınız için tekrar teşekkürler. Aşağıdaki kısım da çok gururlandırdı. Naçizane bir şey deniyorum, günlük hayatın hengamesinden kaçış olsun diye işte. Okuyan gözleriniz dert görmesin. :slight_smile:

Sevgiler,

Sena

1 Beğeni