Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/cafe-de-flore-bulusmasi/
Salvador 23 Şubat 1938 Saint Germain, Paris, Fransa Sevgili Stefan, Bu sabah postacı mektubunu bana ulaştırdığında o kadar sevindim ki, tahmin dahi edemezsin. Az kalsın mutluluktan postacının terini silmek için çıkarttığı şapkasının altındaki kel kafasını öpecektim. Neyse ki kendime hâkim olmayı başardım. Normalde irademi kontrol etmeye ilişkin ciddi zaaflarım olduğunu biliyorsun. Fakat merak etme, üzerine… (DEVAMI…)
Özel seçkimizdeki okuduğum ilk öykü olmasının sebebi öykünün adının güzelliğindendir. Café de Flore o kadar çok sanatçıya misafirlik yapmış bir kafe ki inşallah yakın zamanda isteyen herkesin orayı görme fırsatı olur. Aynı zamanda Café de Flore şarkısını ve de şarkıdan ilham alarak çekilmiş aynı adlı filmi de çok severim. Tüm bu açılardan öykü zaten okumadan kalbimi çaldı.
Öyküde üç büyük devin bir araya gelişini öyle samimi ve naif kaleme almışsınız ki açıkçası böyle yetenekli üç kişinin bir araya gelip de bu kadar ego savaşı vermeden konuşabileceklerini sanmıyorum ki Freud ile Dali’nin egoları meşhurdur. Bu da sizin bu dahileri aslında ne kadar sevdiğinizi göstermeniz açısından özel bir anlatı olmuş.
Paris betimşemeleriniz ve özellikle öykünün sonunda París semalarında üç yıldızın kaydığını belirtmeniz çok tatlıydı. Öyle ki okuyana Paris’te geziyormuş havası vermişsiniz. Bu ciddi bir başarı yazar için. Tarihi ayrıntıları ve müzik kısmını da ayrıca beğendim. Kendi öykümde Avrupa tarihi ile ilgili bir şeyler yazmayı düşünüp mesleki deformasyona girer diye vazgeçmiştim lakin sizin ustalıkla işin içine tarihi kattığınızı görünce sevindim. Söz konusu Dali olunca İspanya İç Savaşı’ndan bahsedilmesi doğru olurdu çünkü.
Öyküden uzun yorum yazmayayım Kısacası elinize sağlık. Yanan zürafayı hem Freud’un psikanaliziyle hem Zweig’ın gördüğünü düşünerek hayal etmek güzeldi. Kaleminiz daim olsun.
Merhabalar, öykümün isminin size yaptığı çağrışımlara kapılıp okuduğunuz ve yorum bıraktığınız için çok teşekkür ederim. Başlıkta çengeli güzel atabilmişim demek ki. Kendime bir artı olarak yazıyorum.
Açıkçası benim açımdan bu öykünün en zorlu kısmı bu isimlere diyalog yazabilmekti. Bu kadar yüksek profilli şahısların aklına girip onların ağzından cümleler sıralamak tahmin ettiğimden daha da zor oldu. Kişilik özelilkleri ve hayata bakışlarını da yansıtmaya çabaladım. Basit cümleler kurmaktansa, onlara ait olacak kelimeleri sıralamaya çalıştım. İlk başta zorlandım ama üzerine birçok kez düşündükten sonra karakterler oturdu ve kişiliklerini ve davranışlarını öyküye aktarabildiğime kanaat getirdim. Umarım okuyucu da öyle hissedebilir.
Çok önemli noktalar. Teşekkür ederim.
Tarihi kurgunun zorlukları gerçekten yıpratıcı. Bir yandan tarihi gerçekleri vurgulamak bir yandan da yaşanmamışı yaşanmış gibi göstermeye çalışmak arasındaki ince bir çizgide yürüyorsunuz. Elimden geldiğince ikisinin tam ortasında kalmaya çabaladım. Ne bir tarih kitabı havası vermek ne de tamamen bir kurgu olduğunu açık etmek istedim. Tam ortada olmasına çalıştım. İkisinden de bir parçası olsun istedim.
Eğer Dali’nin o geçimişine girersem öykü iyice karamsar bir havaya bürünecek diye düşündüğüm için o taraflara fazla girmek istemedim. Öykünün o anlamdaki duygu ve fikir yükünü Zweig’in geçmişi yeterince çekiyor diye düşünüyorum. Ama Dali’nin hayatının o kesitinin ayrı düşünülmesi pek mümkün değil ebette.
Çok sağolun. Hekes aynı tabloya bakıp farklı şey görür. Öyküde bunu anlatmaya çalıştım. Tablo aynı ama bizler farklıyız.
Merhaba Ufuk,
Dali’nin Freud’un ve Stefan Zweig’ın dahil olduğu bir öyküyü okumak benim hiç aklıma gelmezdi ama sen yazmışsın. Kalemin akıp gidiyor, diyaloglar hiç sırıtmıyor, sayfalarca okunacak harika bir dilin var. ‘Kek’ Dali’nin eşine sevgisini yansıtmak adına kapalı ama çok tatlı bir sembol olmuş.
Maalesef hiçbir devlet bunu yapmak istemiyor. Kendini ve çevresinde olan biteni düşünen ve sorgulayan birey hepsi için varoluşsal bir problem.
Bu ufak iki cümleyi okuyunca kalanını aklında tamamlıyor insan; üstüne birkaç paragraf yazası geliyor.
Tam gediğine oturan harika benzetmeler vardı. Mektup, notlar ve yazar bakışıyla karma, gayet akıcı bir metin olmuş. Her yanıyla özen kokuyordu.
Ellerine kalemine sağlık. Bu güzel öykü için teşekkürler.
Öykümü okuyup kıymetli düşüncelerini benimle paylaştığın için çok teşekkürler Osman.
Özenli bir öykü olarak görmenden çok memnun oldum. Benim de içime sinen bir öykü oldu gerçekten.
Senin gibi benzetmeler konusunda usta birisinden, bu konuda övgü almak da büyük keyif. Akıcı bir dil tutturmuş olduğumu duymak da beni heyecanlandırdı.
Kekin oradaki misyonunu yakalamış olman ne güzel. Okuyucunun tüm duyularıyla öykünün içine girmesine katkı vermenin yanı sıra, senin de belirttiğin gibi, Dali ve Gala’nın ilişkisini derinleştirme amacına da hizmet ediyor.
Öykümü yayınlanmadan önce okuyup önemli noktalara dair fikirlerini paylaşıp, öykünün kalitesinin artmasına yapmış olduğun katkı için de ayrıca teşekkür ederim.
Nice öykülere, nice Seçkilere.
Selam Ufuk,
Tarihsel kurgunun hoş bir örneği olduğu kadar genel geçer mesajları ile de güzel bir öyküydü. Akıcılığı, kolay okunmasını sağladığı kadar Edith Piaf’la da rüyamsı bir deneyim sundu.
Yine de fransızların müzikten anlamadığını düşünüyorum.
Eline sağlık, görüşmek dileğiyle…
Merhaba Murat,
Öykümü okuyup görüşlerini paylaştığın için teşekkür ederim. Akıcılık benim öykülerimin önemli bir detayıdır bildiğin gibi. Okuyucu güçlük çekmesin, okurken geçen zamanı unutsun isterim.
Edith Piaf’ın seçtiğim eserlerinin bu öyküye uyduğunu düşünüyorum. Senin de belirttiğin gibi tarihi kurgudan çıkartıp biraz daha soyut ve duygu yoğunluğunu arttıran bir hava katmasını istedim.
Fransız müziğini genelde yemek yerken fon olarak kullanmayı seviyorum. Ben Fransızların müzikten anlamadığını düşünmüyorum. Tarzları bizden farklı ama ortak noktalarda da buluşabiliyoruz. Aşağıdaki örneğin sana tanıdık gelebileceğini düşünüyorum.
Teoman’ı sobeledik
Ben daha gençken sütü seven kamyoncu ile bana kitap al da vardı.
Onlar da cabası haklısın.
Dahası da var bence Fransız müzisyenlerde. Birkaç örnek vereyim:
- YouTube - Bunu zaten saymıştın ama olsun.
Fransız müziği üzerine güzel bir arşiv oluştu burada fark ettiysen.
Barış çubuğunu kabul ediyor ve okuyucularımızı Fransız şarkıları ile baş başa bırakıyorum.
Merhabalar,
Herkesin yorumlarında belirttiği gibi gerçekten de çok akıcı bir öykü kaleme almışsınız. Diyaloglar hiç sırıtmamış. Sondaki notlar için de teşekkürler, metni okurken merak ettiklerim de böylece yanıtlandı Paris de ilginç bir şehir gerçekten, ben de kendimi pek çok kez Stefan gibi düşünürken bulmuşumdur.
Bu arada yukarıda bayağı parça paylaşılmış, onlardan biraz farklı olacak ama zamanında ben de kişisel sayfamda Fransızca müzik yapan gruplar hakkında bir liste paylaşmıştım, ilgilenenler varsa belki işe yarar diye bağlantısını bırakayım şöyle: Fransızca Müzik Grupları
Kaleminize sağlık, sevgiler,
Merhabalar,
Öncelikle çok teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için. Sizi bir süreliğine oturduğunuz koltuktan kaldırıp kısa bir Paris turu attırmış olmaktan büyük keyif aldım. Umarım kahveniz de tam istediğiniz gibi olmuştur. Yanına fırından yeni çıkmış kruvasan da ister misiniz?
Akıcı olmak, sürükleyici bir kurgu kaleme alabilmek benim için olmazsa olmazdır. Bir okuyucu bana ulaştığında onu yormadan hikayenin atmosferine sokabiliyorsam kendimi başarılı sayıyorum. sizin de böyle hissetmiş olmanızdan memnuniyet duydum. Aslında bu anlamda kolay bir öykü değildi. Mektupla başlayan, kişisel notlarla devam eden ve anlatıcının sonradan devreye girdiği kurgusu biraz karışık bir öyküydü. Anlaşılabilir olduğum için sevinç duydum.
Diyaloglar da çekindiğim bir konuydu. Ama gelen yorumlardan kotarabildiğimi anladım. Ne mutlu.
Hepimizin içinde bastırdığımız bir Stefan var diye düşünüyorum. Bir tabloya bakıp, bir anıyı çıkartıp içindeki endişeleri gören ve geçmişine yolculuk eden…
Ne güzel yaptınız da paylaştınız. Fransız müziğine merak duyanlar buradan devam edebilirler. Biz @MuratBarisSari ile barış imzaladığımız için devam etmedik bu hususta konuşmaya.
Öykünün tarihi temellerine biraz daha destek çıkmak ve kafalarda oluşabilecek soru işaretlerine yanıt vermek için eklediğim bir bölümdü. Aramızdaki araştırmayı seven kitap ve tarih kurtlarına bir yol gösterme amacı gütmüştüm. Benim öyküyü yazarken keyif alarak yaptığım araştırmalara benzer araştırmalar yapmak isteyenlere faydası olması dileğimle…
Güzel yorumunuz için tekrardan çok teşekkür ederim.
Akıcılığı ve karakterlerin zihin dünyalarıyla uyumlu aktarımları öne çıkan, keyif veren bir öykü olmuş. Ayrıca dip notlarınız da feyz alınması gereken bir tutum. Meraklı zihinler için zengin kapılar aralayabiliyor. Kaleminize sağlık.
Merhabalar, güzel düşünceleriniz ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Farklı bir tarzda, alışılmışın dışında bir öykü kaleme almak istedim.
Tarihi altyapısının dayandığı bilgileri de paylaşmamın okuyucunun okuma deneyimine katkı vereceğini düşündüm. Bunu doğrulayan bir yorum bırakmış olmanızdan memnun oldum.
Öykümü okuyup bıraktığınız yorum için bir kez daha teşekkür ederim.